Ülkelerin bilinmeyen gizli silahları
ABD'nin gizli projesi olan HAARP'ın deprem, tsunami, iklimsel değişimler ve daha pek çok doğa olayı üzerinde etkileri olduğunu biliyor muydunuz? Ya da bu projenin ilham kaynağının Tesla olduğunu? Sizler için ülkelerin bilinmeyen gizli silahlarını derledik.
Giriş Tarihi: 29.01.2019
11:08
Güncelleme Tarihi: 29.01.2019
13:21
İkinci Dünya Savaşı'nın en ünlü şifreleme aracı Almanya'nın Enigma Makinesi olabilir ancak tek şifreleme aracı o değildi. 1937 yılında, Japonlar "97-shiki O-bun In-ji-ki" veya "97 Alfabetik Daktilo" adlı bir ürünü geliştirdiler ve Japon takvimi yılı 2597 ile adlandırıldı.
ŞİFRELEME MAKİNESİ NASIL ÇALIŞIYORDU?
Cihaz, iki daktilo ve 25 karakterli alfabetik denetim santraline sahip bir elektrikli rotor sisteminden oluşmaktaydı. İlham aldığı Enigma cihazında da olduğu gibi, şifrelenmemiş bir yazı, normal bir şekilde girilebilmekteydi. Ancak cihazın en önemli gelişimi, kullandığı ikinci elektrikli daktilo ile şifrelenmiş mesajı bir kağıt üzerine yazabilmesiydi. Bu yüzden de cihazı kullanmak için sadece bir kişi yeterliydi. Japonların şifreyi her gün değiştirmesinden dolayı da, şifre çözücüler, mesajlarda belirli bir desen bulamadılar. Alberto Perez'in belirttiği üzere, kontrol santrali 6'lı çiftler olarak bağlanabilen 25 bağlantıya sahipti ve bu da 70.000.000.000.000 olasılık yaratmaktaydı.
Savaş ilerledikçe, Japonların intihar saldırısı teknikleri de gelişmeye başladı. Öyle ki, sadece bu amaç için üretilen uçaklar da bulunmaktaydı. Yokosuka MXY-7, roket ile itilen bir hava aracıydı ve 1944 Eylül ayında ilk kez kendini gösterdi. Japonlar, bu uçağın üretimi için mümkün olduğu kadar az önemli malzeme kullanmaktaydı.
Savaş sırasında Ohka, bir Mitsubishi G4M'nin gövdesinin altında taşınarak hedefe yaklaşıyor ve bu noktada serbest bırakılıyordu. Düşüş sırasında pilot, mümkün olduğunda hedefe doğru süzülmeye çalışarak roketleri ateşliyor ve hedefe çarpıyordu.
DURDURULMASI İMKANSIZ SAVAŞ BAŞLIĞI
Bu silah, yaklaşık 1.200 kiloluk bir savaş başlığına sahipti ve yüksek hızı sebebi ile, hava karşıtı silahlar tarafından durdurulması neredeyse imkânsızdı. Ancak süzülme evresinde oldukça savunmasız bir durumdaydı ve roketler bir kez ateşlendikten sonra yönlendirilmesi pek mümkün değildi.