Yavuz Sultan Selim geçilmez çölü nasıl geçti?
Doğu'ya yaptığı fetihlerle ve kişiliğiyle Osmanlı Devleti'nin en önemli padişahlarından biriydi Yavuz Sultan Selim. Çok iyi at biner ve kılıç kullanırdı. Ok atmada ve yay çekmede ise adeta ustaydı. Şehzadelik yıllarında çok iyi eğitimlerden geçen Yavuz, "geçilemez" denilen Sina Çölü'nü 13 günde aştı! Yavuz Sultan Selim Han'ın 498'inci ölüm yıldönümünde rahmetle yâd ediyoruz.
Giriş Tarihi: 14.02.2019
11:48
Yavuz'la ilgili ilginç bir noktada Osmanlı'daki tek sakalsız padişah olmasıdır. Kendisini Yeniçeri olarak gördüğü için sakal bırakmamıştır. Kulağındaki küpe için de bir çok efsane üretilmiştir. Ancak bazı tarihçiler Yavuz Sultan Selim'in küpe takmadığını öne sürmektedir. Buna karşılık Yavuz, "küpeli padişah" olarak tarihte önemli bir yer edinmiştir.
20 Şubat Cuma günü, Melik Müeyyed Camisi'nde okunan hutbede hatibin kendisinden "Hakimü'l-Harameyni'ş-Şerîfeyn" diye bahsetmesi üzerine yaşlı gözlerle itiraz etti.
Hatîbin ifadesini, "Hadimu'l-Harameyni'ş-Şerîfeyn" olarak düzeltmesini istedi. Bunun üzerine halıyı kaldırıp toprağa secde ile Rabbine şükretti. Hadimu'l-Harameyni'ş-Şerîfeyn'liğini ifade etmek için de, sarığının üzerine süpürge biçiminde bir sorguç taktı.
GEÇİLEMEZ SANILAN ÇÖLÜ AŞAN SULTAN
Yavuz Sultan Selim, ordusuyla beraber Mısır seferi ne çıkmıştı. Mısır'ın merkezi Kahire'ye ulaşmak için Sina Çölü 'nü geçmek gerekiyordu. Kurak ve çorak bu çölü geçmek neredeyse imkânsız gözüküyordu. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Yavuz, Sina Çölü'nü ordusuyla geçmeye kararlıydı.
1516'da Mısır sefere çıkan Yavuz, Memluklerden daha önce İran'a yardım etmeyeceklerine dair ahit almıştı. Onlar, bu ahdi bozdukları için üzerlerine yürüdü. Memluk ordusu ile Mercidabık Ovası'nda karşılaştı. Onları, kesin bir şekilde mağlup etti.
Ancak, bu zaferin ikmali için Mısır'a ulaşması stratejik bir zaruretti. Bunun içinse, 2.500 kilometrelik bir mesafeyi, Sîna Çölü'nü geçmek gerekiyordu. O, bu güç işi hiçbir zayiat vermeden, herhangi bir ikmal güçlüğü çekmeden on üç günde başardı .
Büyük bir askerî deha sayılan Napolyon bile, Yavuz'dan üç yüz yıl sonra bu işi başaramamış ve Fransız askerleri susuzluktan çıldırarak birbirlerini vurmuşlardı. Birinci Cihan Harbi'nde, yeni tekniğin verdiği imkânlarla bile bu çölün, ancak on bir günde geçilebilmiş olması düşünülürse, Yavuz'un yaptığı işin azameti daha iyi anlaşılır.