Arama

Yıldırım Bayezid tarafından kurulan ilk Osmanlı hastanesi

İnsana ve insan sağlığına son derece önem veren Osmanlılar, memleketin her köşesinde hizmet vermeyi kendilerine görev edinmişlerdir. Özellikle varlıklı kişiler; paşalar, sultanlar kendi adlarına veya vakıfları adına şifa yurtları, hastaneler yaptırmışlardır. Bursa da bu anlamda önde gelen şehirlerden biri olmuş, Yıldırım Bayezid, tıp tarihindeki ilk Osmanlı hastanesi ve tıp okulu olma özelliğini taşıyan Darüşşifa'yı kurmuştur. Bayezid'i vefat yıldönümünde hastalara deva, dertlilere şifa, divanelerin ruhuna gıda olan Darüşşifa'sı ile rahmetle anıyoruz.

  • 7
  • 10
EN FAZLA MESANE TAŞI AMELİYATLARI YAPILIYORDU
EN FAZLA MESANE TAŞI AMELİYATLARI YAPILIYORDU

Darüşşifada genel hastalıkların yanında cerrahi müdahaleler yapılıyordu. Bunlar genellikle, kırık-çıkık, bazı harici yaralar, urlar ve mesane taşları ile ilgili idi. Çetin'in belirttiğine göre, Bursa sicillerinde darüşşifada en fazla mesane taşı ameliyatlarının yapıldığı, daha sonra da "daü'l-hanazır" denilen sıraca (boyun uru) hastalığına müdahale edildiği görülmektedir.

Çok sık rastlanan hastalıklardan birinin de "nasir zahmeti" yani basur olduğu belirtilmektedir. Hastanede ayrıca akıl ve sinir hastalıklarının da tedavisi yapılıyordu.

Darüşşifa bir vakıf hastanesi olup, tedavi parasızdı, hastanenin vakfiyesine göre, hastaların günlük yiyecek ve içecek ihtiyaçlarını karşılamak üzere, günde 260 dirhem gümüş, buna ilave olarak yeterince buğday ve pirinç tahsis edilmişti.

  • 8
  • 10
YILDIRIM DARÜŞŞİFASI GÜNÜMÜZE ULAŞTI MI?
YILDIRIM DARÜŞŞİFASI GÜNÜMÜZE ULAŞTI MI?

1854 depremi ile Bursa'daki birçok kamu binası, cami, külliye ve binlerce ev yerle bir olmuştur. Deprem sırasında hastane ve hekim yetersiz kalınca bazı yaralılar Mudanya'dan teknelerle İstanbul'a taşınmış, azınlık hastaneleri ve darüşşifalarda tedavi edilmiştir. Deprem sonrasında yıkılan veya zarar gören binaların bir kısmı onarılmış, bir kısmına da dokunulmamıştı ki darüşşifa binası bu tamir edilmeyen binalar arasındaydı. Özellikle Gureba Hastanesi yapıldıktan sonra, darüşşifaya ilgi azalınca, binanın tamirine ihtiyaç duyulmadığı için olduğu gibi bırakılmış, bu nedenle bina harap bir şekilde kalmıştır.

Osman Şevki Uludağ da 1925 yılındaki darüşşifa binasından bahsederken, binanın bir taş yığını halinde görüldüğünü, tahrip edildiğini, sağlam kalan bazı odaların da baruthane olarak kullanıldığını belirtir.

Harap haldeki darüşşifa binası 1940'lı yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından başlatılan bir çalışma ile korunmaya alındı. Bu projede görev alan Mimar Sedat Çetintaş darüşşifa kalıntıları üzerinde çalışmalarına başladı. Vakıflar Bölge Müdürlüğü bu binanın yok olmasını engellemek adına 2 Mayıs 1991 tarihinde büyük ve köklü bir onarımdan geçmesi üzerine faaliyetlere başladı. Bina, 1997-2001 yılları arasındaki büyük onarımlardan sonra Göz Nurunu Koruma Vakfı'na tahsis edildi ve 27 Ekim 2001 Cumartesi günü vakfa bağlı olarak "Bursa Yıldırım Darüşşifa Göz Merkezi" adı altında Bursa'nın ilk göz hastanesi olarak hizmet vermeye başladı.(U.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi Yıl: 11, Sayı: 19, 2010/2, Osmanlılar Döneminde Bursa'da Yaptırılan Hastaneler, Sezer Erer)

  • 10
  • 10

Bursa'da hizmet veren Yıldırım Darrüşşifası'nın 1854 depreminde hasar görmesinin ardından Ahmet Vefik Paşa Hastanesi yapıldı. Ancak, nüfusun giderek artmasıyla birlikte bu hastane yetersiz kaldı ve Bursa halkının gayretleriyle 9 Kasım 1951 yılında şimdiki Memleket Hastanesi kuruldu.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN