21 Mart Dünya Down Sendromu Günü
Farklılıklar hayata lezzet katar. Ömrü zenginleştirir. Belki de yaşamak için bir sebebimiz daha olur. Hayatımızın tatlı farklılıklarından bir tanesi de sadece +1 kromozomuyla yargılamadan, canınızı acıtmadan, sizi üzecek her şeyden arınmış güzel yürekli Down sendromlu kardeşlerimiz. Bugün de onlar için oldukça özel bir gün. Birleşmiş Milletler 10 Kasım 2011 kararı ile 21 Mart tarihini resmi Dünya Down Sendromu Günü olarak tanıdı. 21 Mart tarihinin seçilmesi ise bu bireylerde 21'inci kromozomun 3 tane olmasından kaynaklanıyor.
Giriş Tarihi: 21.03.2019
17:48
Güncelleme Tarihi: 21.03.2019
19:17
SAĞLIK KONTROLLERİNİN AKSATILMAMASI GEREKİR
Down sendromular, farklı derecelerde olmak üzere kas gevşekliği (Hipotoni) nedeni ile fizyoterapi desteğine ihtiyaç duyarlar. Bebeğiniz doğar doğmaz biz fizyoterapist ile görüşerek bilgi almanız ve ileriye dönük bir destek programı hazırlamanız çok önemlidir. Hipotoninin az veya fazla olmasına göre bazı bebekler uzun süre başlarını bile tutmakta zorlanabilirler ancak fizyoterapi desteği ile gelişim basamaklarını kendi hızlarında tamamlar.
Ayrıca bireyler bazı rahatsızlıklara daha yatkın olabilirler. Bu yüzden sağlık kontrollerinin aksatılmadan ve zamanında yapılması, doğru sağlık danışmanlığının alınması hayati önem taşımaktadır.
HEPSİNİN YETENEĞİ, KİŞİLİĞİ VE ZEKÂSI FARKLIDIR
Her çocuk gibi Down sendromlu çocuklar da farklı zeka seviyesine, yetenek ve kişiliğe sahiptirler. Burada kilit nokta çocuğunuzun kapasitesini maksimum düzeyde kullanabilmesi için zamanında ve doğru desteği alabilmesidir. Erken eğitim programları, fizyoterapi, dil terapisi, alternatif terapiler, oyun grupları gibi seçenekler aileler tarafından iyice değerlendirilmeli ve doğru kaynaklara ulaşılarak karar verilmelidir.
ÇOCUKLARIN HAYALLERİNE SINIRLAR KONULMAMALI
Eskiden okuyamaz bile denilen bu bireyler artık lise, hatta üniversite bitirebilmekte, ikinci bir dil öğrenebilmekte, çalışabilmekte, bağımsız veya yarı bağımsız hayatlar sürebilmektedirler. Bu yüzden hayallerine sınır konulmamalı. Bir yandan hayallerimiz sınırsız da olsa çocuğumuzu doğru değerlendirerek ayakları yere basan, gerçekçi gelecek planları yapmanın onun mutluluğunun anahtarı olduğunu da unutmamalıyız.
DOWN SENDROMLU BİREYLERİN DUYGU DURUMLARI NASILDIR?
Zihinsel engel, duygusal engeli de taşımak anlamına gelmez. Down sendromlu bebekler de her şeyden önce bebektir. Beslenme, temizlenme, sevilme ihtiyacı duyan, acıkınca, sıkılınca ağlayan, kızan, küsen, gülen, geceleri anne ve babasını uyutmayan bebekler olacaklardır.
Down sendromlu gençler de ergenlik bunalımı yaşayan, aşık olan, kalbi kırılan, kardeşi ile kavga eden, kapıları vurup bangır bangır müzik dinleyen, gülen, dans eden gençlerdir. Bizler gibi onlar da tüm duyguları yaşarlar. Unutmayın. Bizden tek farkları sade bir kromozomlarının fazla olmasıdır.
DOWN SENDROMLULARIN NE GİBİ YASAL HAKLARI BULUNUR?
Hayatın her alanında sağlıklı bireylerin kendisine ait hakları olduğu kadar birçok hak da Down sendromlular için tanınmıştır. Özellikle ebeveynler, çocuklarının haklarının olduğunu düşünmemeli. Mutlaka her olumsuz durum karşısında çocuklarının yasal haklarını aramalılardır.
Eğitim alanında, başarılı kaynaştırma modelleri, tüm çocukların farklı olduğunu ve tüm çocukların eğitilebileceğine inanmaktadır. Bir çocuğun sisteme uyum sağlaması için çocuğun "değiştirilmesi" gibi bir şey söz konusu değildir. Bir bütün olarak okul sistemi tüm öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarını karşılamak için değişiklik yapılabilecek şekildedir. Çocuklar okula "katılmaktadır". Bu şekilde hiçbir çocuğun "fırsat eşitliği" ilkesine uygun eğitim alması engellenemez. Asıl olan da budur, çocuğun üstün yararı her koşulda bunu gerektirir.