Anadolu mutfağından 10 ekmek çeşidi
Kültürlerin ve toplumların gelişimiyle günümüzdeki son halini alan ekmeğin serüveni, 2,5 milyon yıl öncesine kadar gidiyor. İnsanoğlunun bilinen en eski, en temel ve önemli gıda maddelerinden buğday, zahmetli bir yolculuğun ardından tarladan sofraya ekmek olarak geliyor. Çeşitli kültürlerle harmanlaşarak tarihte lezzetli bir serüven elde eden ekmeğin her çeşidini deneyimlemek mümkün. Sizler için Anadolu mutfağından 10 ekmek türünü derledik.
Giriş Tarihi: 23.02.2020
15:40
Güncelleme Tarihi: 03.08.2021
11:24
TRABZON (VAKFIKEBİR) EKMEĞİ
Trabzon'da yaklaşık 140 yıldır taş fırınlarda üretilen ve Türkiye'nin neredeyse bütün illerinde satılan Vakfıkebir ekmeği yok satıyor. Yaklaşık 1,5 asır önce bölgede yaylaya yolculuk yapan ailelerin bayatlamayan ekmeğe ihtiyaç duyması nedeniyle taş fırınlarda üretilmeye başlanan Vakfıkebir ekmeği, Karadeniz Sahil Yolu'ndaki yüzlerce fırında satılıyor. Uzun süre taze kalması nedeniyle özellikle güzergahta yolculuk edenlerin gittiği yere hediye olarak götürdüğü ekmek, 2,5 ile 25 kilogram arasında değişen ağırlıklarda üretiliyor.
Unlar kazana döküldükten sonra ekşi maya ve tuz eklenir. Daha sonra hamura mevsime göre ayarlanan ılık ya da soğuk su ilave edilir. Yaklaşık 5 ya da 6 saat dinlenmeye alınan hamur, ortalama 200 derecedeki taş fırınlarda iki saat pişirilir. Ekşi maya ile yapıldığından dolayı uzun süre bayatlamaz. Saklama koşullarına göre bir hafta 2,5 ile 25 kilogram arasında değişen ağırlıklarda üretilebilir. Ekmek ne kadar büyük olursa lezzeti de o kadar güzel olur.
Besleyici değeri yüksek besinlerden bir tanesi olan mısır ekmeği, özellikle sabah kahvaltılarında tüketildiğinde enerji verir, gün içerisinde dinç kalmayı sağlar. İçeriğinde bulundurduğu bol miktarda lif sayesinde sindirimi kolaylaştırır. Özellikle Doğu Karadeniz bölgesinin favori yiyeceklerinden biri olan mısır ekmeği, bölge halkının çay ve fındığa yönelmesiyle birlikte eski popülaritesini kaybetse de hala daha severek tüketilir.
Mısır ekmeği yapılışı
Malzemeler : Yarım su bardağı mısır unu, ¾ su bardağı ılık su, Çeyrek paket kabartma tozu, Yarım tatlı kaşığı tuz. Yapılışı : Öncelikle mısır unu derin bir kasenin içine yavaşça dökün, bu esnada suyla birlikte kıvam alan unu yoğurun. Kasenin içerisine tuz ve kabartma tozu ilave edin. Biraz daha yoğurduktan sonra 5 dakika kadar bekletin. Bir tavada yağ kızdırın. Ardından hamuru tavaya dökün. Ateşin altı kısık olmak şartıyla alt üst yaparak hamuru pişirin. Tava yerine hamuru yanmaz bir tepside 120 derece ısıda pişirerek de hazırlayabilirsiniz.
Tandır ekmeği Ortadoğu ve Asya'da sıklıkla yenen, ince ve oldukça gevrek bir çeşit ekmektir. Yerde açılan ve etrafı çamurla sıvanmış bir çukurun içinde pişirilir. Yufka gibi, oklava ile bir buçuk santim kalınlığında açılır. Üzerine un, susam ve su serpilir. Zengin yemek kültürüne sahip Hatay mutfağının yöresel lezzeti tandır ekmeğine ilgi her geçen gün artıyor. UNESCO tarafından gastronomi alanında "Yaratıcı Şehirler Ağı"na dahil edilen Hatay'da ev kadınları tarafından yapılan tandır ekmeği, sade, biberli, çökelekli ve zahterli çeşitleriyle yoğun talep görüyor. Asırlardır süren tandırda ekmek pişirme geleneği, Doğu ve Güneydoğu genelinde hâlâ sofra kültüründeki yerini muhafaza ediyor.
Manisa'nın Kula ilçesinde kendine özgü lezzeti ve pişirme tekniğinin yanı sıra 15 güne kadar bozulmadan kalabilen raf ömrüyle tercih edilen Kula ekmeği; başta İzmir, Ankara ve İstanbul olmak üzere pek çok kente gönderiliyor. İlçede sadece meşe odunu kullanılarak yakılan taş fırınlarda, herhangi bir kimyasal katkı maddesi kullanılmadan un, tuz, su ve ekşi maya ile yapılan Kula ekmeğine ilgi her geçen gün artıyor. Kula'da 10 fırında üretilen yaklaşık 15 bin ekmek, ilçe sakinlerinin tüketiminin yanı sıra günlük olarak Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa gibi büyük kentlerden gelen alıcılara satılıyor.
Golit, Şebinkarahisar, Çamoluk, Alucra ilçelerinde uzun süre tüketmek amacıyla çuval işi yapılarak serin ve kuru yerlerde saklanır. Yerken suyla ıslatılarak yenilebilir. Giresun'da taş fırınlarda pişirilip dört gün bekledikten sonra iki seneye kadar tüketilebilen kuru ekmek golit, asırlardır yöre halkının vazgeçilmediği lezzetlerden. Hazırlanan hamuru kesen kişi, yerde oturanın sofrasına seri bir şekilde atıyor. Hamur, yapışmaması için unlanıp yuvarlayarak örtüye konuluyor. Özel bir tahta kaşıkla örtüye dizilen hamurlar kısa süre bekledikten sonra yuvarlanarak simit şekline getiriliyor ve fırına atılıyor. Golit piştikten sonra kurutularak hazır hale geliyor. Golit kurutulmasının ardından ıslatılarak tüketiliyor.