Bi' hayat: Şeyhmus Erdinç
Ampute Futbol Milli Takımı, Dünya Kupası finalinde Angola'yı 4-1 mağlup ederek şampiyon oldu. Bu futbolculardan biri de Şeyhmus Erdinç'ti. Çocukken yaptığı kâğıttan toplarla bugün, rakip takımların filelerini havalandırıyor; azmiyle yılmadan, yıkılmadan kendini yeniden var edebiliyor ve yaşamıyla başkalarına büyük bir ilham veriyor. Kimden mi bahsediyoruz? Birazdan şahit olacağınız hayatın sahibi Ampute Futbol Milli Takım oyuncusu Şeyhmus Erdinç'ten... Erdinç, tek bir cümle ile özetliyor bize yaşadıklarını; "Hangimiz tamız, hangimiz tamamız?" Sahi, hangimiz tamamız?
Giriş Tarihi: 17.06.2022
17:06
Güncelleme Tarihi: 10.10.2022
12:09
İsmail Temiz (Etimesgut Belediyesi Ampute Spor Kulübü Teknik Direktörü):
🔸 Şeyhmus Erdinç'i milli takım kaptanlığım dönemde ilk defa hazırlık kampına geldiğinde genç bir çocuktu, genç bir arkadaşımızdı. Gördüm ve yeteneği olduğunu düşündüm.
Şeyhmus Erdinç:
🔸 Kamp bitti, İsmail hoca dedi ki "Ankara'ya gelmek ister misin, benim bir takımım var. Ankara'da futbol oynamak ister misin" dedi. "Olur" dedim. Bir birey olarak ilk kararımı o gün verdim. Ben Ankara'ya gidiyorum.
İsmail Temiz (Etimesgut Belediyesi Ampute Spor Kulübü Teknik Direktörü):
🔸 Lise bir öğrencisiydi. Benim evime en yakın okula kaydettirdim kendi çocuklarımla birlikte. Orada hem okuluna devam etti hem çalışmalarına devam etti.
Şeyhmus Erdinç:
🔸 İsmail Hoca dedi ki "Bu işi ya yapacaksın ya İzmir'e geri döneceksin." "Buranın" dedim "Kalıcı oyuncusu olacağım, ben buranın takım kaptanı da olacağım" dedim. "En iyi oyuncusu da olacağım" dedim "siz de göreceksiniz".
🔸 Dedim "Her gün seninle koşalım mı hocam?" "Koşalım" dedi. Eviyle benim evimin arasında bir kilometre bir buçuk kilometre falandı. Onun evine kadar yürüyordum. Ondan sonra onunla koşmaya başlıyordum.
🔸 İsmail Hoca orada bir babalık, bir hocalık yaptı. 2011'de milli takıma artık demirbaş olarak adımı yazdırmak adına gittim. Sahada oynamaya başladım. Ama bir goller kaçırıyorum. Dedim ben bunu geliştirmem lazım. Herkesten önce gittim antrenmana. Topu koydum, şut attım, topu koydum, şut attım. Vurdum, vurdum, vurdum. Baktım ondan sonra şutlarım düzelmeye başladı ama fizikken yetersizim. Bu sefer işte koşmaya, İsmail Hoca dedi ki koşacaksın. Her gün 40 dakika 45 dakika koşturmaya başladı beni. "Bak oğlum topu evet böyle vuruyorsun doğru ama şöyle şu açıyla da gelmen lazım. Topu geniş alana doğru kontrol edip oyunu geniş açman lazım" falan. Artık psikolojik eğitime başlamıştı İsmail Hoca.
İsmail Temiz (Etimesgut Belediyesi Ampute Spor Kulübü Teknik Direktörü):
🔸 Gerçekten saha içerisinde şöyle söyleyeyim biraz haşere, hırçın. Ama elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan, saha dışında da bir o kadar beyefendi bir çocuk.
Şeyhmus Erdinç:
🔸 Aksaray'a gittik, sahaya çıktık. Ben bir an sakatlandım. Benim için felaketin habercisi… Kasıkta bir çekme var ama ayağımı şuradan alıp şuraya koyamıyorum. Öyle bir ağrım var. Dizime kadar iniyor ağrı, ağrıdan geceleri uyuyamıyorum. Ama kimseye çıtımı çıkarmıyorum ki beni göndermesinler diye. O kamp benim için gözyaşı ile doluydu.
Kurtuluş Mustafa Kök (Arkadaşı):
🔸 Ya bu çocuk kaybetmek diye bir şey bilmiyor yani bir oyun şakadan bir oyun bile olsa keyif almak için bile değil yani, kazanmak için çıkıyor, onun dışında hiçbir şekilde kaybetmeye tahammülü yok. Rakip oyuncuyuz şu an aynı takımda değiliz ama her defasında onun sayesinde onun yüzüne yeniliyoruz, birçoğu maçımızda…
Şeyhmus Erdinç:
🔸 Hani insanlar zannediyor ki başarıya giden yol, gül bahçelerinden falan geçiyor. Öyle bir dünya yok. Acı dolu zamanlardan gidiyor. Kimse size çok kolay, bu başarı al senin olsun demiyor.
İsmail Temiz (Etimesgut Belediyesi Ampute Spor Kulübü Teknik Direktörü):
🔸 Ben 30 yaşıma 35 yaşlarıma kadar engelin ve engelliliğin ne olduğunu bilmeyen bir insandım. Ben sonradan engelli oldum. Ve hayatın sonunun olmadığını gördüm. Yine hayatımızda olan ve doğuştan engelli olan kardeşlerimizi de ben engelli olarak zaten görmüyorum. Onlarda bizim sosyal hayatımızda olan ve herkesin her an başına gelebilecek şekilde engelli doğmuş ve yaşamlarını sürdüren kardeşlerimiz olarak görmekteyim. Bugün geldiğimiz noktada Şeyhmus ve Şeyhmus gibi kardeşlerimizin kat ettiği yollardan bunları görebilirsiniz. Onlar da öğretmen oluyor, onlar da sporcu oluyor. Onlar da ülkelerinde bir şekilde kendi alanlarında temsil edebiliyorlar.
Şeyhmus Erdinç:
🔸 İlk tur 2010-2011 yılında Dünya Kupası'yla Rusya'da düzenlenen, Kaliningrad'da düzenlenen eski ismiyle Königsberg olarak bilinen şehirde oynandı. Orada da dört resmi milli maçta forma giydim ve dört tane gol atma başarısı gösterdim. Ondan sonra dünya üçüncüsü olduk ve Türkiye'ye geldik. Daha sonra devam eden süreçlerde 2014 Dünya Kupası, 2015 Avrupa Şampiyonası, 2016 Dünya Kupası, 2018 Dünya Kupası ve 2021'de ertelenen Avrupa Şampiyonası'nda milli takımımızın formasını terletmeyi başardım, nasip oldu bize.
TBESF Başkanı Muaz Ergezen:
🔸 Sporun en büyük başarı göstergesi alınan madalyalar. Ama biz bu madalyanın çok daha ötesinde bir uğraşı içindeyiz. Kendimizi, kendi gücümüzü, kendi performansımızı yaşatmaya çalışıyoruz, onu sahaya yansıtmaya çalışıyoruz. Bizim aslında her branştaki kardeşimiz Ghandi'nin de dediği gibi ''gerçek güç fiziki kapasiteden değil boyun eğmeyen iradeden gelir.'' Bizler hayatın tüm olumsuzluklarına rağmen bizden aldığı tüm unsulara rağmen yılmadan, yıkılmadan, yeniden hayata katılarak burada kendimizi var etmeye çalışıyoruz.
Şeyhmus Erdinç:
🔸 Asker olmayı çok istiyordum ben, onu söyleyeyim. İşte yapamayacaksın, olamayacaksın. Asker olmak isteyen adam bir anda bir hayal daha belirdi. Neydi o: Öğretmenlik. Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Bölümü'nü bölümünü bitirip 2019 yılında da öğretmen oldum. Bu noktada da bir şeyleri başarmış olmak aslında başka şeyleri bende açmaya başladı. Nedir o? Asker olamadığı için bazı şeyleri yapamayacağı söylendiği için sivrileşen, sertleşen o agresifleşen çocuk, artık başarabilmeye başladı. Öğretmen olmak beni çok ehlileştirdi. Çünkü seni örnek alacak çocuklar var. Senden ilham alacak öğrencilerin var. Senin ilham kaynağın olacağın belki velilerin var. Eğer ben yanlış bir yolda olursam, yanlış öğrenciler yetiştiririm.
Necah Erdinç (Anne):
🔸 Üniversitesini de okudu. Beden öğretmeni de oldu. Çok şükür, oğlumun önü açıldı. Hala daha arkamda. Onun için yani, şanslı annelerden biriyim. Böyle bir oğlana sahip olduğum için. Kolay değil, onların yaşantısı da yaptıkları iş de. Hiçbir zaman ben Şeyhmus'u bir engelli görmedim. Çünkü benim oğlumun bir engeli yok. O, aklıyla her zaman kendini tamamlamış bir çocuktur.
Şeyhmus Erdinç:
🔸 Hayat, çiçekli yollardan, tozpembe hayallerden ibaret değil. Hayat bizim karşımıza çıkan zorluklara verdiğimiz mücadelenin kazanımları aslında. "Ben sağlıklıyım. Yani bir tane uzvumun olmayışı çok önemli değil ki." diye düşünerek üstüne koya koya gittik.
Alican Kuruyamaç (Arkadaşı):
🔸 Ankara'ya gelme sebeplerimden biridir Şeyhmus. Arkadaşlığımız, anılarımız çok fazla, saha içinde yarışlarımız, işte şut yarışları, üst direği vurma yarışları. Saha dışındaki arkadaşlığımız, sosyal arkadaşlığımız. Derslerini de arada izlemişliğim var. Sporculuğu da hocalığı da öğretmenliği de çok iyidir, çalışkandır.
Şeyhmus Erdinç:
🔸 Arkadaşlarım benim için aslında çok kıymetlidir. Yeri gelir tartışırız, yeri gelir didişiriz. Bir ailenin içerisinde ne yaşanması gerekiyorsa onlar yaşanır. Ama işin en sonunda hep beraber kalmaya çalışıyoruz. Biliyoruz ki bu hayat kırık kalple kalmayacak kadar kısa.