Bi' hayat: Şeyhmus Erdinç
Ampute Futbol Milli Takımı, Dünya Kupası finalinde Angola'yı 4-1 mağlup ederek şampiyon oldu. Bu futbolculardan biri de Şeyhmus Erdinç'ti. Çocukken yaptığı kâğıttan toplarla bugün, rakip takımların filelerini havalandırıyor; azmiyle yılmadan, yıkılmadan kendini yeniden var edebiliyor ve yaşamıyla başkalarına büyük bir ilham veriyor. Kimden mi bahsediyoruz? Birazdan şahit olacağınız hayatın sahibi Ampute Futbol Milli Takım oyuncusu Şeyhmus Erdinç'ten... Erdinç, tek bir cümle ile özetliyor bize yaşadıklarını; "Hangimiz tamız, hangimiz tamamız?" Sahi, hangimiz tamamız?
Giriş Tarihi: 17.06.2022
17:06
Güncelleme Tarihi: 10.10.2022
12:09
Şeyhmus Erdinç:
🔸 Babamı erken kaybetmiş olmamın sonucunda annemin aşırı motive bir şekilde bize bakma, bize hayata hazırlama çabası, kendi hayatını yaşayamamasına sebep oldu sanırım. Biraz ama beni doğru büyüttüklerini inanıyorum.
🔸 Benim babam futbolcuydu. Onun da futbolcu olmasının getirmiş olduğu bir futbol aşkı, benim futbola yönelmeme ve ondan sonra tamamen bu handikabımı, engelimi aşıp tamamen hayata odaklanmış ve başarılar için çabalayan, kendi hayatını belli bir noktaya getiren bir birey oldum.
https://www.instagram.com/p/Ce6NMf3D9xs/
Necah Erdinç (Anne):
🔸 Babamızı erken kaybettiğimiz için korkularım vardı. Ben eve top almamaya başladım. Şeyhmus da futbolcu olur da benden uzakta kalır diye… İstemedim, Şeyhmus o yola yönlensin. Ama ben top almamaya başlayınca benim oğlum, kâğıttan, çoraptan top yapmaya başladı.
Şeyhmus Erdinç:
🔸 Annemin bana verdiği harçlıkla, millet harçlıkla kendine çikolata alır, simit alır, bir şey alırdı, ben saklardım bant alırdım. Kâğıtları top haline getirirdim. Ondan sonra, evin içinde sağa sola oyna dur.
🔸 Annem futbol oynamamı kesinlikle istemiyordu. Gizli gizli arkadaşlarıma gider top oynardım.
🔸 Tabi onun da savunma mekanizması şuydu: "Babam işte verem oldu, kanser oldu, o süreçleri yaşadı." Oğlundan da ayrı kalmak istemiyor, futboldan dolayı bana bir şey olmasın istiyor. Ama tabi ben babamın oğluyum. Beni bir yaşında, halı sahanın içine sokmuş bir adamdan bahsediyoruz.
Necah Erdinç (Anne):
🔸 Şeyhmus'un bu futbol düşkünlüğü babadan geliyor. Azimli bir çocuk, Şeyhmus. Tuttuğunu koparan bir çocuk. Bir şey istediği zaman, sonuna kadar üstüne giden bir çocuk.
TBESF Başkanı Muaz Ergezen:
🔸 Ülkemizde yaklaşık olarak %12 oranında bir engelli vatandaşımız var, bireyimiz var. Bu engelli bireylerimiz içinde de 4 milyon civarında bedensel engelli kardeşimiz var. Bedensel engelli kardeşlerimizin hayata tutunmaları, yeniden mücadeleyle sporun pozitif ruhuyla hayata katılmaları için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bizler hayatın tüm olumsuzluklarına rağmen, bizden aldığı tüm unsulara rağmen yılmadan, yıkılmadan yeniden hayata katılarak burada kendimizi var etmeye çalışıyoruz.
Şeyhmus Erdinç:
🔸 Babam aslen konfeksiyon ustasıydı. Kendi atölyesi vardı. Ancak bundan önce İzmir'in bölgesel amatör takımlarının mücadele ettiği liglerde mücadele ettikten sonra İzmirspor'a transfer süreci gerçekleşiyor ve kendisi İzmirspor'da tam oynayacağı dönemde verem hastalığına yakalanıyor.
🔸 Verem hastalığına yakalandıktan sonra da futbolu bırakmak zorunda kalıyor. Tabi sözde bırakıyor, özde hala amatör takımlara geri dönüyor.
🔸 Çocuksunuz ister istemez bir baba sevgisi arıyorsunuz ama yok. Ama bu noktada onun bana miras bırakmış olduğu bir şey var; futbol.
Necah Erdinç (Anne):
🔸 Bir gün, lisedeyken protezi kırıldı. Arkadaşıyla beraber protezciye gittiler. Orada bir kişiyle tanıştı. O da dedi ki "Şeyhmus" dedi. "Ben Altay'da oynuyorum. Sen de Altayspor'da gelip oynamak ister misin?" Geldi, anne böyle böyle. "Tabi ki oğlum" dedim "Olabilir." dedim. Hani, önünü kesmek istemedim.
Şeyhmus Erdinç:
🔸 2009 yılında ben okulda kırdım protezim. Protezciye kadar beni arkadaşlarım götürdü. Tek ayak seke seke gittim protezciye kadar bu arada.
🔸 Orada Altay Ampute Futbol takımında oynayan bir kaleci abimiz ismi Mehmet Akar, "Sen, futbol oynamak ister misin" dedi, "Ama dedi kolay değil bak dedi bu işler." Bana yapabilir mi yapamaz mı gözüyle bakıyorlar. Çünkü ilk görüşte çok cılız ve çelimsiz bir çocuk gelmiş karşılarına, "top oynayacağım ben" diyor. Antrenmana çıktık dedi ki "Bak böyle yürüyeceksin." Kanadiyenle yürümeyi gösteriyor bana.
🔸 "Ben" dedim "Yürüyemem, koşarım" dedim. "Nasıl yani" dediler. 10. dakikadan sonra ben koşmaya başladım kanadiyenle. Hani böyle şimdiki kadar akıcı değil ama kanadiyeni atıyorum, koşmaya çalışıyorum. Hasib Hoca dedi ki "Bu çocuktan olur" Bana sonra söylüyorlar, "Bunun hemen lisansını çıkarın, başka bir yere kaçmasın." demiş.
Şeyhmus Erdinç:
🔸 Tarihler 2010'u gösterdiğinde bir hafta içinde lisansım çıktı, ampute futbolda. Ondan sonra da tabi ben heyecanlıyım ilk antrenmana gittim. Çıkışta soruyorum "Bana lisans çıkartacak mısınız, ben oynayacak mıyım?" diye… Bir haftanın sonunda, bir aylık bir eğitim süreciyle ampute futbolun ilk resmi müsabakama başladım, oynadım.
🔸 Hasib Hoca, bana tek tek topa vurmayı öğretti. "Bak oğlum buraya pas atacaksın, bak oğlum şöyle gideceksin, bak oğlum bu kanadiyen böyle tutulur" falan.
🔸 Bize vermiş olduğu eğitimden bir ay sonra, gün geldi ve çattı. Antep'te bir maça çıkacağız. Tabi ben yedek kadrodayım. Sağ olsun o dönem beni son beş dakika dahi olsa sahaya çıkarttı. Bana yetmedi. Benim içimde bir alev yanmaya başladı. O farklı duyguları bir anda yaşadığım bir gündü.