GDO hakkında doğru bilinen 10 yanlış
Genetik mühendisliğinin çeşitli teknikler kullanarak yaptığı müdahalelerle kalıtımsal değişikliğe uğrattığı organizmalar günümüzde GDO şeklinde ifade edilir. Pek çok bilim adamına göre insan sağlığına zararlı olan bu ürünlerin tohumları çevreye karışıp, doğal ürünlerin yapısını bozabilir. Böceklerin olumsuz etkilenmesiyle tüm ekosistem çökebilir. Peki GDO hakkında bizler tam olarak ne biliyoruz? GDO'lu ürünler ülkemizde de var mı? GDO hakkındaki bilgileri derledik.
Giriş Tarihi: 01.02.2020
15:38
Güncelleme Tarihi: 01.02.2020
16:22
HİBRİT CİVCİVLERİN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞTİR ❎
Etlik piliçler, doğal melezleme yoluyla etçi ırk diye bilinen ırkların birbiriyle eşleştirilmesi (hibrit edilmesi) ve seleksiyonu ile elde edilen, et verimi yüksek hibrit ırklardır. Türkiye'de yapılan tavukçulukta ve tüm dünyada da yetiştirilen 'hibrit' civcivler, kesinlikle genetiği değiştirilmiş hayvanlar değildir. Hibrit teknolojisi ile gen teknolojisi ayrı teknolojilerdir. Ayrıca GDO'lu yemle beslenen tavukların etlerine ve yumurtalarına GDO bulaşmadığı bildirilir. Ancak tavukların yetiştiriciliğinde farklı, insan sağlığına uymayan koşullar tehdit unsurudur.
SAĞLIĞA ZARARI KONUSUNDA SOMUT BİLGİLER YOK ❎
GDO'nun insanlarda alerjilere yol açtığı doğrudan izlenmektedir. Hayvan deneyleri çok olumsuzdur. İskoçya Rowett Enstitüsü'nde GDO'lu patatesle beslenen farelerin tümünün iç organlarında küçülme, bağışıklık sistemlerinde çökme, kan yapılarında bozulma görüldü. Rusya Bilim Akademisi'nde farelerin yavrularının yüzde 55,6'sı doğumdan üç hafta içinde öldü. Avusturya Tarım ve Sağlık Bakanlığı'nın finansmanı ile Viyana Üniversitesinin geçen yıl yaptığı bir çalışmada ise GD gıdalarla beslenen farelerin 34 nesil sonra büyük ölçüde üreme yeteneklerini kaybettikleri belirlendi.
Zararları : GDO içeren bir ürünün poleni GDO içermeyen bir bitkiye taşınabilir, böylelikle geleneksel olarak yetişen ürün bu yeni geni alabilir. Kimyasal ilaçlara dayanıklı genetiği değiştirilmiş ürünler bir sonraki yıl da çıkabilir. Ve kültürel olarak kontrol edilmeleri zor olabilir. Genetiği değiştirilmiş bitkiler toprak içinde bulunan doğal canlı yaşama zarar verebilir, böylece besin döngüsünü sona erdirebilir. GDO'lu ürünler yeterli kadar besleyici olmayabilir ve hazmı zor olabilir. Yeni yapılan araştırmalar GD ile beslenen hayvanlarda organ problemleri ortaya çıktığını ortaya koymuştur. GD mısır ve soya fasülyesi ile 90 gün süreyle beslenen farelerde karaciğer ve böbrek zehirlenmeleri ortaya çıkmıştır. GDO'lu tohumların üretimi daha zordur, gübre ve *herbisitlere ihtiyaç vardır. Birçok ot ürü GDO'lu üretimde kullanılan glifosata direnç kazanmıştır. Glifosat, kanserojen ve böbrekler için toksiktir.
*Herbisit, Latince bitki kelimesinden türetilmiş ve bitki öldürücü anlamında kullanılmaktadır.