Geçmişten günümüze kadim halk reçeteleri
Binlerce yılda tecrübe edilerek öğrenilen halk tıbbında eskiden beri çeşitli ilaçlar kullanıldı; sonraki nesillere bilgi ve uygulamalar aktarıldı. Hatta geçmişte kullanılan bazı maddeler, bugünkü modern tıbbın da zeminini hazırladı. Sizler için halk tıbbında bulunan bazı ilaçları ve tarihini derledik.
Geleneksel halk reçetesi ise şöyle;
Bir miktar anzarot, zeytinyağı ile karıştırılır ve halk arasında anzarot yağı denilen bir cins hazır ilaç elde edilerek ağrıyan yere sürülür. Ya da bir miktar anzarot yakılır ve ağrıyan yere dumanıyla tütsü yapılır.
Arabistan zamkı olarak da bilinen arap zamkı, halk arasında göğüs yumuşatıcı, koruyucu ve karın ağrılarını dindirici olarak kullanılır. Eski dönemlerden beri arap zamkının bu kullanımları revaçtaydı. İslam tıbbında susuzluğa karşı da kullanıldı. 16. yüzyılda ünlü Müslüman hekim Nidai, arap zamkının sirkede ezilmiş şeklinden deri hastalıkları için yararlandı. 17. yüzyılın önemli hekimlerinden Salih bin Nasrullah arap zamkından " Öksürüğü keser, mideye kuvvet verir. Gül yağında kavrulup yenirse göğüs ve akciğerden gelen kanı keser. Gülsuyu ile eritilip göze damlatılırsa göz ağrısına iyi gelir. " Bu etkileri günümüzde modern tıpta da onaylanır.
Geleneksel halk reçetesi ise şöyle;
Göğüs yumuşatıcı ve mideye kuvvet vermesi açısında 50 gram arp zamkı şekerle birlikte suda eritilir ve bu sabah akşam birer bardak içilir.
Badem ağacı 8 metre yükseklikte bir bitkidir. Acı veya talı çeşitlerinin olgun tohumlarının soğukta sıkılmasıyla elde edilen badem yağı sarı renkli, hafif kokulu ve ceviz tadındadır.
Badem yağının yumuşatıcı, yara tedavi edici, yanıkları iyileştirici ve saç gürleştirici etkileri eskiden beri bilinir. Orta Çağ'da İbn Sina, yolculukta susuzluğu giderici olarak kullandı . 16. yüzyılda Nidai ve 17. yüzyılda Salih bin Nasrullah yağın yüzdeki çillere sürüleceğini, sıcak halinin kulak ağrısında kulağa damlatılacağını ve saçların gürleşmesi için başa sürüleceğini bildirirler.