İnsanlığın korkulu rüyası salgın hastalıklar
Salgın hastalıkların geçmişi, insanlık tarihi kadar eski. Salgınlar yüzünden bugüne kadar milyonlarca insan hayatını kaybetmiş durumda. Savaşlar da ve tabiî afetlerde ölenlerden çok daha fazla insan, salgın hastalıkların pençesinden kurtulamadı. İmparatorlukları çökerten, sınırları yeniden çizen, orduları kıran salgın hastalıklar; ekonomik, siyasal ve demografik sonuçlarıyla yeryüzü haritasının yeniden çizilmesinde önemli roller üstlendi. Büyük istilalar, Haçlı Seferleri gibi büyük savaşlar, yani insan topluluklarının geniş ölçüde bir araya gelmesi ve yer değiştirmesi Ortaçağ'da korkunç salgınların görülmesine sebep oldu. 19. yüzyıldan sonra da deniz yolculuklarında hızlı buhar gemilerinin kullanılmaya başlanması ve Süveyş Kanalı'nın açılması, malların yanı sıra mikropların da bir limandan ötekine kolayca taşınmasına imkân verdi.
Giriş Tarihi: 23.10.2018
18:12
Güncelleme Tarihi: 11.03.2020
14:54
DÜNYANIN İLK KİMYASAL SİLAHI
Orta Çağ Avrupası'nda görülen hastalığın 'Hıyarcıklı veba' olduğu bilinir. Bu hastalık fare ve pire ışıklarıyla bulaşıyordu. Bu hastalık dünyanın ilk kimyasal silahı olarak bile kullanılmış ve düşman ülkeye vebalı fareler salınmıştır. 250 milyondan fazla kişinin ölümüne neden oldu.
Modern zamanlarda antibiyotikler ile tedavisi mümkünden Asya ve Afrika kıtalarının bazı bölgelerinde halen görülebiliyor.
İlk salgında 25 milyon, ikinci salgında 50 milyon kişinin ölümüne neden olan salgın, Bizans İmparatorluğu'nu vurdu. Sasani İmparatorluğu'nu, Akdeniz etrafında bulunan liman şehirlerini etkileyen veba, dünya tarihindeki en büyük veba salgınlarından biridir.
İnsanlık tarihindeki en ölümcül salgın olan vebanın başladığı yer tam olarak bilinmese de lenf düğümlerini davul gibi şişirmesi sonucu acılı bir ölüme götürürdü. Bu salgın ayrıca Avrupa tarihinin sosyal temellerini değiştirdi. Toplamda 100 milyon insanının ölümüne sebep olan hastalığı eski yıllarda doktorlar, içi çeşitli şifalı bitkilerle dolu özel maskeleri vebalı insanları tedavi ederken kullanıldığı biliniyor.
SALGIN TARİHTE BİR ÜLKEYİ YOK ETTİ
Hitit Kralı I. Şuppililuma'nın Babil seferinden dönerken beraberindeki esirlerden biri veba hastalığına yakalanmıştı. Bu esiri krallığın başkenti Hatuşa'ya getirdi. Bir süre sonra krallıkta veba salgını yaygınlaştı ve Kral öldü. Yerine gelen II. Murşili'nin ölüme yol açan salgınla ilgili, "Babamdan yana olan prensler, komutanlar, binbaşılar, subaylar, onlar da o nedenle öldüler. Hatti ülkesi de o konudan dolayı ölmeye başladı. Hatti ülkesi öte yana (felakete) sürüklendi. Artık şimdi salgın o kadar güçlendi ki, Hatti ülkesi salgından çok baskı altında kaldı" diyerek hastalığın nasıl bir ülkeyi yok ettiğini yazılı kaynaklarda anlattır.
İspanyol gribi ya da İspanyol nezlesi, 1918-1920 yılları arasında H1N1 virüsünün ölümcül bir alt türünün yol açtığı grip salgını olarak biliniyor. İspanyol Gribi, 20 milyon kişinin, o dönemde yaşayan nüfusunun %5'i, ölümüne sebep oldu.
İspanyol gribi, zayıf, yaşlı ve çocuklardan çok, sağlıklı genç erişkinleri etkiledi. Birinci Dünya Savaşı'nın son aylarında tüm dünyayı etkisi altına alan İspanyol gribi, kimi tarihçilere göre dört yıl süren savaşın sona ermesinde önemli bir etken.
Dünya çapında yayılan hastalıktan en fazla ölenler Asya ve Afrika'daydı. Asya'daki bir hastanın ölüm ihtimali Avrupa'dakinin 30 katıydı. İspanyol nezlesi ilk kez 11 Mart 1918'de ABD'nin New Mexico eyaletinde tespit edildi. Salgın 1918 Eylül-Kasım aylarında zirve noktasına ulaşmış ve Türkiye dahil tüm dünya ülkelerini etkilendi.
İSPANYOL GRİBİ OLARAK ADLANDIRILMASININ SEBEBİ
İlk belirtiler arasında solunum güçlüğü oluyor, hastaların yüzü kızıl kahve bir renk alıyordu. Bu renk daha sonra maviye dönüyor, öldüklerinde ise simsiyah oluyordu. Ölüm nedeni çoğu vaka açısından gribin kendisi değil, virüsün akciğerde açtığı yaralara yerleşen bakteriler sonucu oluşan zatürreydi.
Hastalarda diş ve saç dökülmesi de oluyor, baş dönmesi, uykusuzluk, görme ve işitme kaybından şikâyet ediyorlardı. Hayatta kalanlar virüs enfeksiyonu sonrası oluşan depresyon geçiriyordu.
İspanyol nezlesi olarak adlandırılmasının sebebi İspanya'nın, Birinci Dünya Savaşı'nda yer almamasına rağmen, askerî sansür nedeniyle diğer Avrupa devletlerinde salgından söz edilmezken İspanyol basınının salgın konusunu ilk kez gündeme getirmiş olmasıydı.