Koronavirüs nasıl öldürüyor? Türkiye'de tanısı konulmuş hasta var mı?
Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve başlarda kaynağı bilinmediğinden "gizemli hastalık" olarak anılan yeni tip Koronavirüs, bugüne kadar çoğu Asya'da olmak üzere 25'ten fazla ülke ve bölgede görüldü. Peki, Çin virüsü olarak da bilinen Koranavirüs nedir, belirtileri neledir? Virüs insana nasıl bulaşıyor? Corona virüsünden nasıl korunulur? İşte 14 soruda Koronavirüs...
Giriş Tarihi: 04.02.2020
09:18
Güncelleme Tarihi: 14.02.2020
22:40
İlk ne zaman, nerede başladı?
31 Aralık 2019'da sebebi tespit edilemeyen bir zatürre vakasının DSÖ'ye bildirilmesi ile salgın dünya gündemine geldi. O günü izleyen 4 gün içinde 44 vakanın daha görülmesi ile durum daha da ciddi bir hal aldı. Dünyaca saygın bilimsel dergi Lancet'te yayınlanan bir makalede hastaların önemli bir kısmının Çin'in Wuhan şehrindeki deniz ürünleri toptan pazarına temas hikayesinin olduğu ifade edildi. Bu pazar aynı zamanda yabani hayvanların da canlı olarak satıldığı bir pazar.
Hasta kişilerin temas hikayesi alındığında ise pazara ilk temasın 10 Aralık 2019'ta olduğu tespit edildi. 1 Ocak 2020 tarihinde de pazar kapatıldı. Şu ana kadar salgının başlangıç noktası tam olarak tespit edilmemiş olmakla birlikte resmi kurumlar ilk başlangıç noktasının Wuhan şehri olduğu konusunda hemfikir.
Salgın durumlarında virüsün bulaştığı her hasta ölmüyor, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan toplumsal gruplar bir bulaş olması durumunda hayati risk altında. Bağışıklık sistemi zayıf olan riskli grupların başında yaşlılar, çocuklar ve gebeler yer alıyor. Ayrıca astım, KOAH, böbrek yetmezliği vb. kronik hastalıkları olanlar da risk grubunda yer alıyor. Ancak şu anki yeni koronavirüs salgınında ilk bulgulara göre 25 yaş ve üzerindeki kişilerde hastalık daha fazla.
Ölüm vakalarının çoğunda (5 kişiden 4'ünde) eşlik eden kronik hastalıkların (Hipertansiyon, Diyabet vb.) olduğu da belirtiliyor. Yani kronik hastalıkları olan bireylerin de bu salgın için risk altındaki grupta yer aldığı söylenebilir. Risk altında olan bir grup da sağlık çalışanlarıdır. Özellikle tanı konulan veya şüpheli hastaların izole edildiği kuruluşlarda çalışan sağlık çalışanları yüksek risk altında.
Halihazırda bilinen hastalıklar için birçok tanı yöntemi, araç gereç ve tahlil mevcut. Ancak yeni çıkan bir virüsün ne olduğunu ve hangi özellikleri taşıdığını anlamak için uzun süren analizler gereklidir. Yeni bir virüsün "yeni" olduğunu anlamak için genetik yapısının çözümlenip daha önce bilinen türlerle karşılaştırılması gerekiyor. Eğer bilinen türlere uymuyorsa bu durumda yeni olduğuna kanaat getiriliyor.
9 Ocak tarihinde de yeni koronavirüsünün genetik yapısı tamamen çözümlendi.
Ancak bu karmaşık ve uzun süren işlemlerin daha hızlı ve kolay yapılabilmesi için bilim insanları yöntem geliştirmeye çalışıyor. Bunun için farklı ülkelerde yeni yöntem geliştiren bilim insanları bulgularını DSÖ'nün bu konuya özgü yayına açtığı bir sayfada yayınlıyor. DSÖ de bu rehber niteliğindeki bulguları tüm laboratuvar çalışanlarının açık erişimine sunuyor. Özetle, yeni koronavirüs için birkaç saat veya gün içinde sonuç veren pratik bir tanı koyma aracımız henüz yok.
Koronavirüsler genellikle yabani hayvanlarda bulunuyor ancak evcil hayvanlarda da bulunabiliyor. İnsandan insana geçebilen koronavirüslerin sebep olduğu SARS salgınında öne çıkan virüs kaynağı yabani bir kedi türü olan misk kedileriydi. MERS salgınında ise tek hörgüçlü develer öne çıkan virüs kaynağıydı. Yeni koronavirüs salgınında ise tam olarak bir kaynak saptanamamış durumda. İlk zamanlar virüsün yılanlardan yayıldığına dair haberler ortaya çıkmıştı ancak genetik materyali tamamen çözümlendiğinde yeni koronavirüsünün genetik diziliminin yılanlarda değil yarasalarda bulunan koronavirüse yüzde 96 oranında benzediği ifade edildi . Virüsün gen dizilimi SARS'a sebep olan türe de yüzde 80 oranında benzerlik içinde.
Salgın ilk başladığında yeni koronavirüs etkeninin insandan insana bulaştığı şüpheli idi ancak toplumda çok hızlı yayılması, hastaların diğer hasta bireylere temas öyküsü varlığı, ülke sınırları dışında da vakaların görülmesi insandan insana yayılımının mümkün olduğunu gösterdi.
Hasta kişilerden veya hastalığı taşıyan hayvanlardan bulaş damlacık yoluyla (hapşurma, öksürme sırasında saçılan ve havada asılı kalabilen küçük sıvı damlalarının başka insanlar tarafından solunmasıyla) gerçekleşiyor. Toplumda her kış görülen grip salgınlarında olduğu gibi koronavirüsler de solunum yoluyla yayılıyor.
Aşısı ve tedavisi var mı?
Hastalığın etkeni olan virüs henüz yeni keşfedildiği için henüz bir aşısı yok. Aşı çalışmaları hızla başlamış durumda ancak geliştirilecek bir aşının hazırlıklarının aylar, piyasaya çıkışının ise yıllar sürebileceği ifade ediliyor. Bu sebeple aşı çalışmaları uzun vadeli çözümler arasında.
Hastalığın yeni olmasından ötürü önceden belirlenmiş bir tedavisi de bulunmuyor. Mevcut vakalara sadece destekleyici tedavi sunuluyor. Örneğin, solunum yetersizliği gelişenlere mekanik solunum cihazları ile solunum desteği sunuluyor, bağışıklık sistemi zayıf olduğu için mevcut hastalığa yeni enfeksiyonların da eklenmemesi için önlem alınabiliyor.
Her ne kadar aşısı olmasa da toplumun bu hastalıktan korunması için yapılabilecek bazı müdahaleler hastalığın önlenmesi için çok önemli. Örneğin şu anda toplumsal düzeyde en önemli müdahale karantina çalışmaları. Kesin tanı almış veya şüpheli vakaların toplumdan izole edilmesi, salgının kitlesel boyuta ulaştığı şehirlerde ise toplu yaşam alanlarının karantinaya alınması örneklerden bazıları.