Mutlaka görmeniz gereken 20 milli park
Bulunduğumuz coğrafya, dört mevsimi yaşamasıyla, zengin florasıyla ve kültürüyle birçok tarihi esere ve doğa harikasına ev sahipliği yapıyor. Bu güzellikleri içinde barındıran Milli Parklar, ziyaretçilerine hem görsel bir şölen sunuyor hem de birbirinden eğlenceli aktivitelere imkan sağlıyor. Tabiatı ve tarihi güzellikleri ile mutlaka görmeniz gereken, hafta sonu kısa bir gezinti yapabileceğiniz 20 milli parkı sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 07.04.2019
16:34
Güncelleme Tarihi: 07.04.2019
16:38
Ormanlarla kaplı Hatila Vadisi, Artvin il merkezine 10 kilometre uzaklıkta. Alanı 17 bin 138 hektarı bulan vadi, 1994 yılında milli park ilan edildi. Birçok yan dere ile beslenen Hatila Vadisi yaklaşık 25 kilometre uzunluğunda. Görkemli bir topografyaya sahip vadinin orta kesimlerinde kanyon ve boğaz tipi vadi oluşumu bulunuyor.
Milli park, aralarında endemik türlerin de bulunduğu çok sayıda bitki ve hayvana ev sahipliği yapıyor. Hatila Vadisi'nin düşük yükseltilerinde yaprağını döken yayvan yapraklı bitkiler, yüksek kesimlerinde ise iğneyapraklı, her dem yeşil bitkilerden oluşan ormanlar bulunuyor.
Vadinin Çoruh Nehri'ne bağlandığı kesimlerde fıstıkçamı (Pinus pinea) yayılış gösteriyor. Bir Akdeniz iklimi bitkisi olmasına rağmen fıstıkçamı bu yörede doğal olarak yetişiyor.
Çanakkale'nin Ezine ilçesi sınırları içerisinde Çanakkale Boğazı'nın girişinde yer alan 13 bin 350 hektarlık alan 1996 yılında Troya Tarihi Milli Parkı olarak ilan edildi.
Bu tarihten itibaren "Homeros'un doğası" , ziyaretçilerin Troya kalesinden çevreye baktıklarında gördükleri doğal çevre koruma altına alındı.
Alan 1998 yılında "UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi" ne alındı. Troya örenyerini her yıl 500 binden fazla kişi ziyaret ediyor. Ayrıca her yıl on farklı ülkeden yaklaşık 60 bilim insanı yaz aylarında Troya'da bir araya geliyor.
Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en önemli sulak alanlarından biri olan Sultansazlığı, Kayseri'de Develi Kapalı Havzası'nda yer alıyor. Dört tarafı yüksek dağlarla çevrili alanın kuzeydoğusunda bozkırın içinden Erciyes Dağı, güneyinde ise kademe kademe Aladağlar yükseliyor.
Sultansazlığı'nın bir sulak alan olarak önemi erken anlaşıldı; 1971 yılında Sultansazlığı, Yaban Hayatı Koruma Sahası, İsmet Özer Sukuşları Koruma Sahası ilan edildi. Bu başlangıçtan sonra peş peşe tabiatı koruma sahası, Ramsar alanı ve doğal sit ilan edildi.
Nihayet 2006 yılında 24 bin 523 hektarlık bölümü milli park statüsüne kavuştu. Ancak alan koruma derecesinin artışıyla doğru orantılı olarak kurumasını sürdürdü. Doğa Derneği'nin hazırladığı Türkiye'nin Önemli Doğa Alanları kitabında Sultansazlığı'nın tamamen kuruduğu ilan edilmişti.
Bugün yöredeki sekiz belediyenin kurduğu Sultansazlığı Milli Parkı Çevre Belediyeleri Birliği, su kaynaklarını koruyarak alana kuşları geri getirmeye çalışıyor.
Muğla iline bağlı Reşadiye Yarımadası üzerinde, Marmaris ilçesi sınırlarında yer alan yaklaşık 34 bin hektarlık alan 1996 yılında milli park ilan edildi. Milli Park hem deniz, hem orman alanlarına sahip olduğundan korunması deniz ve karasal biyolojik çeşitlilik için büyük önem taşıyor.
Alanda hâkim bitki türleri kızılçam, karaçam, sığla, dallı Akdeniz servisi, kermes meşesi, pırnal meşesi, boz pırnal meşesi, bodur ardıç, yabani zeytin, keçiboynuzu, sandal, menengiç, zakkum ve ladin . Milli parktaki 514 bitki türünden 54'ü endemik, 9'u yöresel endemik. Sığla ağacı ise alanın simgesel türü.
ALTINBEŞİK MAĞARASI – ANTALYA
Adını, bulunduğu Altınbeşik Tepesi'nden alan mağarada, güz aylarında birçok gölet oluşuyor. Bahar aylarında ise, debisi kuvvetli dereler akıyor.
Aslında daha kuzeydeki düzlüklerden yeraltına inen suların toplandığı bir yeraltı nehri Altınbeşik Mağarası; Büyük Düden, Oruç Düdeni ve Feyzullah Düdeni'nden gelen suları Manavgat Çayı'na boşaltıyor.
Altınbeşik Mağarası'nın toplam uzunluğu 2 bin 500 metre; girişe göre en yüksek noktası ise 101 metre. Mağara üç seviyeden oluşuyor. Üst seviye aktivitesini tamamen yitirmiş durumda, tabanında dikkati çekici büyük kaya blokları ile sarkıt ve dikitler bulunuyor.