Nasihat nedir? Nasihat hakkında kitaplar...
Nasihatin ilk anlamı; bir şeyi veya bir kimseyi içten ve gönülden sevmek, ona bağlanmak, ihlas, sadakat ve samimiyettir. İkinci anlamı ise insanları iyiye ve güzele sevk etmek için yapılan güzel konuşma, vaaz, öğüt, tavsiye ve ibret verici ders niteleğindeki ifadelerdir. Türkçede sadece bu anlamı geçer. Kur'an-ı Kerim'de nasihat kelimesinin on iki ayette isim ve fiil şeklinde türevleri yer alır. Hadislerde ise hem nasihat kelimesi hem türevleri sıkça kullanılır. Sizler için nasihatle ilgili bilgileri ve öğütler içeren kitapları derledik.
Giriş Tarihi: 17.02.2020
09:16
Güncelleme Tarihi: 17.02.2020
09:29
Risaletü'n-nushiyye, Yunus Emre
Yunus Emre , Risaletü'n-Nushıyye adlı mesnevisinde, Anadolu'da yeni bir medeniyetin temellerini atmaya çalışan Türk insanını dıştan içe döndürerek onun kendi iç dünyasındaki seferini hikâye eder. Yunus; ihtirası değil, kanaatkâr olmayı; kin ve öfkeyi değil, sevgi ve sabrı; cimrilik ve hasetliği değil, yardımlaşmayı ve cömertliği; başkalarına karşı üstünlüğü değil, eşitlik ve hoşgörüyü savunur. "Beş günlük ömür için geri dönme, şu fani dünyanın nakşına kanma." diyen ilahi aşkın şairi Yunus Emre'nin Risaletü'n Nushiyye'si, öğütler konusunda yazılmış önemli bir eserdir.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın
YUNUS EMRE'NİN RİSALETÜ'N NUSHİYYE ESERİNDEN 20 ALINTIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Nasihatname, İbnü'l-Arabi
İbnü'l-Arabî, tasavvuf ve İslam düşünce tarihinde büyük etkileri bulunan sûfî müelliftir. Elde ettiği mârifete dair fenleri velî kullarına da öğretmesini Allah'ın kendisinden istediğini belirten İbnü'l-Arabî, bu iş için lisanına akıttığı bilgilerden dolayı Allah'a hamdeder. Önceleri bunları yazmak gibi bir niyeti olmadığını, insanlara nasihat etme emrini almasıyla beraber içinde bu yönde bir gayret ve şevk uyandığını, bunu da sadece Allah'ın izniyle yapabildiğini söyler; ancak sahip olduğu bütün bilgileri açıklamadığını, kendisine verilen izin kadar konuştuğunu belirtir. İbnü'l-Arabî, bütün eserlerinde mârifetullahı ilimler dairesinin merkezine almış ve bu noktadan hareketle hakikate dair ilimlerin (ilm-i hakāik) çeşitli konularına açıklamalar getirmiştir. Tasavvuf, tefsir, hadis, fıkıh, tarih, ilm-i havâs gibi çok geniş bir alanda yazmış olduğu yüzlerce eserinin hareket noktası hep "mârifetullah"tır. Nitekim Nasihatname'sinde şöyle der:
"Allah'tan devamlı mağfiret iste. Allah'tan af ve mağfiret istemen de bir duadır. Dua da ibadettir unutma. Geçmiş günahlarından birini hatırlayınca hemen tövbe et. Ve Allah'ı zikret. Bir yerde bir günah işlemiş isen oradan ayrılmadan bir iyilik yap ki o iyilik günahına kefaret olsun. Çünkü Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz: "Her işlediğin suçun peşinden bir de iyilik yap ki onu ortadan kaldırsın. Zira iyilik kötülüğü yok eder." buyurmuşlardır. Nerede ve ne zaman öleceğini bilemezsin. Onun için Rabbine her halinde iyi zanda bulun. Ta ki Rabbine iyi zan ile kavuşasın. Hadis-i Kudsi'de şöyle buyrulur: "Ben kulumun bana olan zannı üzereyim. Kulum beni nasıl telakki ederse bende ona öyle olurum."
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın
Mülkün Sultanlarına, İmam Gazali
Mülkün Sultanlarına... Nasihat'ül-Mülûk'ta , i nsanın yaradılış amacını esas alarak siyaset düşüncesini ortaya koyan Gazali , varlığa hizmeti görevlerin en aslisi ve en asili kabul eder. Dünya mülkünde bir süre konaklayacak insanoğluna ve bu mülkte sınırlı bir zamanda egemen olacak devlet idarecisine ölümü hatırlatarak mülkün yönetimine ilişkin hem teorik hem de hikmetler dünyası ile harmanlanmış tavsiyeler dile getirir.
Girişte iman konularına geniş yer ayıran müellif, imanı bir ağaca benzetir, imanın amel ve davranışlarla doğrudan ilişkili olduğunu vurgulayarak sultana öğütler verir. Dünya hayatının geçici, ölümden sonraki hayatın ebedî olduğunu hatırlatır. Allah'ın emirlerini yerine getirmesini, günahlardan kaçınmasını, âlimlerle istişare etmesini, âdil olmasını, bütün devlet görevlilerinin bu konuda hassasiyet göstermelerini sağlamasını, halkın meselelerini çözme konusunda gayret göstermesini, lüks ve israftan kaçınmasını, merhametli davranmasını ve halkın sevgisini kazanmaya önem vermesini tavsiye eder.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın
Hükümdarlara Öğütler, Sadi-i Şirazi
Sadi-i Şirazi, Fars edebiyatı tarihinin en büyük şairlerinden biri ve bir ahlak öğretmenidir. Fars edebiyatının parlak yıldızlarından biri olan Sadi-i Şirazi, kaleme almış olduğu özellikle Bostan ve Gülistan adlı eserleriyle sadece Farsça konuşup yazanları etkilememiş, dünyanın birçok bölgesinde elden ele dolaşan tercümeleriyle daha yoğun halk kitlelerine ulaşmış, fesahati, belagati, eserlerini kaleme alırken kullandığı dilin akıcılığı ve sadeliği ile şiirleri ve şiir gibi bir dille, secili nesirle kaleme almış olduğu tatlı cümleleriyle insanları adeta büyülemiştir. Eserlerinde yer alan cümlelerin ve şiirlerin önemli bir bölümü halk arasında özlü sözler, atasözleri, ibretli cümleler olarak dilden dile dolaşmış, günümüzde bile bu etki olanca yoğunluğuyla devam etmektedir. Sa'di'nin Nasihatü'l-mülûk: Hükümdarlara Öğütler adlı eseri 151 bölümde alabildiğine etkili öğütlere yer vermektedir.
"Hükümdarın ferasetsiz olanının tavrı şöyle olur; küçük düşmanı ihmal edip ciddiye almadığı halde dostuna öyle dayanak verir ki bir gün gelir düşmanlık yapar. Her nimet için şükretmek vaciptir. Zenginliğin şükrü sadaka vermek, padişahlığın şükrü halkı koruyup iyi davranmak, hükümdara yakın olmanın şükrü halkın hayrı için çalışmak, mutlu olmanın şükrü ihtiyaç sahiplerinin dertlerini dinlemek, güçlü olmanın şükrü ise güçsüzlerin elini tutmaktır."
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın