Osmanlı Sarayında bayram törenleri nasıl olurdu?
Ramazan'ın bereketini, huzurunu şükürle nihayetlendirdiğimiz bayram günleri eski zamanlardan bu yana gönülleri birleştiren zaman dilimleridir. Özellikle Ramazan medeniyeti olan Osmanlı'da bunun için özel çalışmalar yapılırdı. Peki, bayram törenlerinin Fatih Kanunnamesi'nde yasallaştığını biliyor muydunuz? Peki, kimler padişahın elini öperken kimler ayaklarını öperdi? Padişah kimleri ayakta karşılardı? İşte, tüm ayrıntılarıyla Osmanlı Sarayında bayram…
Giriş Tarihi: 04.06.2019
09:57
Güncelleme Tarihi: 19.05.2020
19:39
Klasik dönemde bayramlaşma yukarıda bahsedildiği gibi sabah namazından sonra gerçekleştirilirken 1838 yılından itibaren bayram namazından sonra gerçekleştirilmeye başlanmıştı. Ayrıca bayramlaşma boyunca çalan mehterin yerini orkestra eşliğinde çalınan batı musikisi almıştır. Ancak şeyhülislam ve Mekke Şerifi salona girdiğinde orkestra susar, bunlar padişahla bayramlaşıp salondan ayrıldıktan sonra tekrar çalmaya başlardı. İkinci Meşrutiyet sonrasında yapılan törenlerde ise şeyhülislam ile padişahın bayramlaşması sırasında orkestra çalmaya devam etmekteydi.
Bu dönemde padişahın bayramlaşmak için ayağa kalktığı ve iki adım atarak yaklaştığı tek kişi şeyhülislamdır. Şeyhülislamın el öpmek âdeti de kaldırılmış, padişahı eğilerek selamlaması uygun görülmüştür. Ayrıca etek öpmek yerine başmabeyncinin ya da saray ileri gelenlerinden birisinin elinde tuttuğu, bir ucuna tahta bağlanmış kırmızı kadifeden kurdelenin ucunu öpmek yani saçak öpmek usulü getirilmiştir.
Tanzimat'tan sonraki dönemde "Osmanlılık" ideali doğrultusunda İstanbul'daki gayrimüslimlerin ruhani temsilcilerinin de bayram törenlerine katılmaya başlaması da başka bir yenilikti.
Osmanlı Sarayı'nda bayramlaşma 1868 yılından itibaren Dolmabahçe Sarayı'ndaki muayede salonunda gerçekleştirildi. Batılılaşma sürecinde Osmanlı Sarayı'nın bayramlaşma geleneği dönemin bazı aydınları tarafından çağa uygun görülmemiş, özellikle saçak öpme âdeti eleştirilmişti. Bununla beraber bütün monarşilerde olduğu gibi geçmişe sıkı sıkıya bağlı olan Osmanlı Sarayı yıkılışa kadar bayramlaşma konusundaki geleneklerini muhafaza etmiştir.
(İstanbul Yazıları - Ali Şükrü Çoruk)