Osmanlı’da hayvan sevgisine dair detaylar
Osmanlı döneminde hayvanların hakları devlet eliyle korunur, eziyet edenlere falaka cezası bile verilirdi. Öyle ki Avrupalı seyyahların bile anlam veremediği bu sevgi, motiflerimize kadar işlenmişti. Atalarımızın hayvan sevgisine dair detayları derledik.
Giriş Tarihi: 30.06.2019
09:23
Güncelleme Tarihi: 09.12.2020
16:43
Diğer ülkelerin insan haklarını tartıştığı sıralarda, Osmanlı Devleti, dünyanın ilk hayvan hastanesini kurdu : Gurebahane-i Laklakan. Türkçesiyle "düşkün leylekler evi". Kuşların göç yollarının tam bu şehrin üzerinden geçiyor olması nedeniyle, 19'uncu yüzyılda Osmanlı'nın en güzide şehirlerinden biri olan Bursa seçildi ve ardından hastane inşa edildi.
Anadolu kültüründe "uğurlu" ve "bereketli" görülen leylekler ve göçmen kuşlar için oluşturulan Gurebahane-i Laklakan, seyyahların, tarihçilerin ve edebiyatçıların eserlerine de sık sık konu oldu. Ünlü edebiyatçı Ahmet Haşim, kaleme aldığı bir yazıda Gurebahane-i Laklakan için, "Bilmem Bursa'yı gezerken gördünüz mü? Haffaflar Çarşısı'nın ortasında bir meydan var. Bu meydan malul hayvanların düşkünler yurdudur. Kanadı, bacağı kırık leylekler, bunamış kargalar halkın sadakasıyla yaşarlar" sözlerine yer verir.
Dünyanın ilk hayvan hastanesi Gurebahane-i Laklakan, göç yolunda sakatlanarak sürünün ardında kalan tüm göçmen kuşları, bir sonraki göçe kadar iyileştirme hedefiyle yıllarca faaliyet gösterdi. Bir benzeri bulunmayan ve Osmanlı'nın hayvanlara verdiği önemin bir göstergesi olan Gurebahane-i Laklakan'ın orijinal binası, 1931'de sahipsiz kalması nedeniyle yıllar içinde bakımsızlıktan yıkıldı. Bursa Osmangazi Belediyesi'nin üstlendiği görevle binanın restorasyon ve röleve işlemleri tamamlanması ardından, sokak hayvanları hastanesi olarak hizmet vermeye devam ediyor.
HAYVANSEVERLERİ BİR ARAYA GETİREN DERNEK KURULDU
Türkiye'de hayvanseverleri bir araya getiren ilk resmi dernek İstanbul'da 1912 yılında "Himaye-i Hayvanat Cemiyeti" adı ile kuruldu.
HAYVAN SEVGİSİNDEN MESLEK OLUŞTURULDU
Avrupa ülkelerinde hiçbir hayvan hakları kanunu olmadığı, hatta 16. yüzyılda Paris'te her yıl yaz ayının belli bir gününde tüm sokak kedilerinin çuvallara doldurulup yakıldığı ve halkın bugünü eğlencelerle bir festival havasında kutladığı bilinir. İşte o dönemlerde Osmanlı'da bir meslek vardı: Mancacılık . Mancacı , kedi köpek yiyeceği demek olan mancayı, satar; dileyen mancacıdan aldığı yiyecekleri hayvanlara verir, dileyen parasını verir mancacı onların yerine sokak hayvanlarını düzenli olarak beslerdi.