Arama

Osmanlı’da hayvan sevgisine dair detaylar

Osmanlı döneminde hayvanların hakları devlet eliyle korunur, eziyet edenlere falaka cezası bile verilirdi. Öyle ki Avrupalı seyyahların bile anlam veremediği bu sevgi, motiflerimize kadar işlenmişti. Atalarımızın hayvan sevgisine dair detayları derledik.

Anadolu kültüründe "uğurlu" ve "bereketli" görülen leylekler ve göçmen kuşlar için oluşturulan Gurebahane-i Laklakan, seyyahların, tarihçilerin ve edebiyatçıların eserlerine de sık sık konu oldu. Ünlü edebiyatçı Ahmet Haşim, kaleme aldığı bir yazıda Gurebahane-i Laklakan için, "Bilmem Bursa'yı gezerken gördünüz mü? Haffaflar Çarşısı'nın ortasında bir meydan var. Bu meydan malul hayvanların düşkünler yurdudur. Kanadı, bacağı kırık leylekler, bunamış kargalar halkın sadakasıyla yaşarlar" sözlerine yer verir.

Dünyanın ilk hayvan hastanesi Gurebahane-i Laklakan, göç yolunda sakatlanarak sürünün ardında kalan tüm göçmen kuşları, bir sonraki göçe kadar iyileştirme hedefiyle yıllarca faaliyet gösterdi. Bir benzeri bulunmayan ve Osmanlı'nın hayvanlara verdiği önemin bir göstergesi olan Gurebahane-i Laklakan'ın orijinal binası, 1931'de sahipsiz kalması nedeniyle yıllar içinde bakımsızlıktan yıkıldı. Bursa Osmangazi Belediyesi'nin üstlendiği görevle binanın restorasyon ve röleve işlemleri tamamlanması ardından, sokak hayvanları hastanesi olarak hizmet vermeye devam ediyor.

  • 10
  • 13
HAYVANSEVERLERİ BİR ARAYA GETİREN DERNEK KURULDU
HAYVANSEVERLERİ BİR ARAYA GETİREN DERNEK KURULDU

Türkiye'de hayvanseverleri bir araya getiren ilk resmi dernek İstanbul'da 1912 yılında "Himaye-i Hayvanat Cemiyeti" adı ile kuruldu.

  • 11
  • 13
HAYVAN SEVGİSİNDEN MESLEK OLUŞTURULDU
HAYVAN SEVGİSİNDEN MESLEK OLUŞTURULDU

Avrupa ülkelerinde hiçbir hayvan hakları kanunu olmadığı, hatta 16. yüzyılda Paris'te her yıl yaz ayının belli bir gününde tüm sokak kedilerinin çuvallara doldurulup yakıldığı ve halkın bugünü eğlencelerle bir festival havasında kutladığı bilinir. İşte o dönemlerde Osmanlı'da bir meslek vardı: Mancacılık. Mancacı, kedi köpek yiyeceği demek olan mancayı, satar; dileyen mancacıdan aldığı yiyecekleri hayvanlara verir, dileyen parasını verir mancacı onların yerine sokak hayvanlarını düzenli olarak beslerdi.

  • 12
  • 13

17. yüzyılda gezgin Jean du Mont, seyâhatnamesine "Türklerin hayırları hayvanlar için bile geçerlidir. Özellikle köpeklere karşı çok müşfiktirler. Türklerde kedi-köpek, at gibi eti için beslenmeyen hayvanları öldürmek suçtur" diye yazmıştır.

1655'de dokuz ay yurdumuzda yaşayan Jean Thevenot, anılarında "Ölen bazı kişiler mallarını haftada birkaç defa köpek ve kedileri beslemek üzere bırakırlar; bu vasiyetlerini yerine getirmek için sadakatli ve dindar bir şekilde bunu yapan fırıncı veya kasaplara paralarını bırakırlar" diye yazmıştır. Gerçekten de o dönemlerde halk, vasiyetnamesinde sokak köpeklerine de yer verir, onlara da bir miktar ayırırdı. Osmanlı Devleti'nin hayvanlara karşı işte bu hassas ve adil yaklaşım ile yaptığı düzenlemeler, sadece tarihteki diğer milletlere değil, günümüzde de, tüm dünyaya emsal teşkil edecek mahiyettedir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN