Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Yaşam
  • Osmanlı'nın köklü geleneği helva sohbetleri nedir? Helva sohbetlerinin tarihi

Osmanlı'nın köklü geleneği helva sohbetleri nedir? Helva sohbetlerinin tarihi

Osmanlı'da sevinçte, kutlamada, zafer kazanmada hatta Ramazan ayında da özel olarak pişirilip yenen bir gıda olan helva için sohbetler düzenlendiğini biliyor muydunuz? Sizler için Osmanlı'da köklü bir gelenek olarak karşımıza çıkan helva sohbetlerinin tarihini derledik.

  • 16
  • 20

Keçecizade İzzet Molla ise şu ilginç benzetmeyi yapmıştır:

"Bir şeker çiğnediler sohbet-i helvada bu şeb / Yar lalin sunacakmış bana tenhada bu şab"

Şair Eşref de:

"Ray-ı türşün laf-ı telbin tavr-ı buşkun / Hiç kabul eyler mi sufi sohbet-i helvasını"

Günümüz Türkçesiyle:

"Ey Sofu! Ekşi suratın, acı sözün, soğuk davranışın olmasa seni helva sohbetine kabul ederler miydi?" Eşref Paşa, hem sofulara çatıyor, hem de helva sohbetlerinde tatlıların yanı sıra sofunun soğuk davranışını, acı sözünü andıran turşu ve soğanların da yendiğini ima ediyor.

  • 17
  • 20
OSMANLI'DA İFTAR
OSMANLI’DA İFTAR

Ramazan boyunca akrabalar ve arkadaşlar iftar yemekleri için birbirlerini ziyaret ederlerdi. 16. yüzyılda Avusturya Büyükelçisi olarak görev yapan Busbecq'in aktardığına göre; Osmanlı devlet adamlarının herkese açık iftarlar vermesi beklenirdi ve bu iftarlara o kadar çok konuk gelirdi ki sofrada yer boşalması için sıra beklenirdi. Böylesine cömertçe bir misafirperverlik öyle masraflı olurdu ki kimi zaman ev sahipleri bu ziyafetleri karşılayabilmek için halı ya da mücevher gibi değerli eşyalarını satmak zorunda kalırlardı.

  • 18
  • 20

15. yüzyıldan itibaren baklava, ramazan ayıyla özdeşleşti ve saray aşçıları tarafından hazırlanan yüzlerce tepsi baklavanın ramazanın 15. gününde Yeniçerilere sunulması bir saray geleneği haline geldi.

  • 19
  • 20
OSMANLI EVRAKLARINDA RASTLANAN BAZI HELVALARIN ADLARI
OSMANLI EVRAKLARINDA RASTLANAN BAZI HELVALARIN ADLARI

Osmanlı'da 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar geçen sürede Osmanlı evraklarında rastlanan bazı helvaların adları şunlardır:

"Helva-yı hakani ( Hakan helvası ), helva-i halkaçini, kepçe helvası, ak helva, bal helvası, şeker helvası, pekmez helvası, helva-yı sabuni, kızıl sabuni, sarı sabuni, gök sabuni, ak sabuni, parmak sabuni, temur hindi sabuni, badem helvası, helva-yı levzine, helva-yı pişmeni, helva-yı kâfi, fıstık helvası, helva-yı müşkife, gaziler helvası, asude helvası ( dinçlik helvası ), yengen duymasın helvası, reşidiyye helvası, helva-yı güllabiye, özbek helvası, irmik helvası, tel helvası (keten helva), helva-yı ıshâkiye, pirinç unu helvası, leb-i dilber helvası."

  • 20
  • 20
"HELVA-İ SABUNİ" TARİFİ
HELVA-İ SABUNİ TARİFİ

Eski kayıtlardan birinde yer alan "Helva-i Sabuni" tarifi şu şekilde verilir:

"Nişasta seksen dirhem (250 gram) 2-3 kıyye (4-4.5 kilogram) su ile nişastayı gereği gibi ezüp (ezip) elekten geçireler. Ve bir kıyye (1282 gram) aseli (bal) susuz eridüp astardan süzeler. Ve cümlesini helva tenceresine vaz' (bırakıp) ve mutedil (hafif ılık) ateşe ağaç kefçe (kepçe) ile bilâ fasıla karıştıralar (ara verilmeden karıştırmalı) ve karışması güç oldukta yüz dirhem kadar (325 gram) rûgan-ı sâdeden (tereyağından) birer ikişer kaşık yağ bitince gâh gâh (ara ara) vaz' ideler (yağ koyalar) ve karıştırmadan hali olmayalar (karıştırmayı bırakmayalar) bâ'dehû (sonra) bir miktar dahi tabh idüp (pişirilip) ve tepsiye döküp matlûp üzre (istendiği kadar) kat' (kesip) ve tabağa dizip ekl oluna (yenilmeli) ve bir miktar-ı kifaye (yeteri kadar) mukaşşer (soyulmuş) badem dahi cümleten tencereye vaz' da (yerleştirerek) koyalar. Lâtif olur." (Derlenen kaynak: Trakya Gezi)

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN