Saliha Erdim - Eşler birbirine neden tahammül edemiyor? - 1. Bölüm
Fikriyat olarak birbirinden değerli isimlerle, mühim konuları konuştuğumuz programımızın ikinci bölümüyle karşınızdayız. Bu bölümde nahifliğiyle, anlatımlarıyla, sesini duyunca çok mutlu olduğumuz; sözleriyle, tavsiyeleriyle kalbimize dokunan değerli bir hanımefendiyi ağırladık. Saliha Erdim hocamızla aileyi, pandemi döneminde eşlerin neden birbirine tahammül edemediğini, ailede huzuru nasıl oluşturmak gerektiğini, imkansızlıklarla huzursuzluğun ilgisi olup olmadığını, iletişimsizliğin aile kurumuna nasıl etki ettiğini ve aile içi şiddete maruz kalan bireylerin sosyal yaşamda tekrar hayatlarını nasıl geri alabileceğini konuştuk. Keyifli izlemeler keyifli okumalar dileriz.
Giriş Tarihi: 05.11.2021
09:49
Güncelleme Tarihi: 19.11.2021
13:54
"Evin reisi para getirmekle olmaz"
Saliha Erdim Hanımefendi:
◾ Dolayısıyla hazırlıksız yakalandık ve bunu fırsata çevirecek yaklaşım biçimi, iş birliği, fikir alışverişi yapmak yerine; herkes rahatsız olduğu şey için bağırıp, çağırmaya başladı. Herkes kendi rahatı için ne gerekiyorsa onu istedi. Hani biz, biz olmuştuk? Beyefendi ben derse, hanımefendi ben derse, çocuklar ben ben ben derse; kim biz olacak? Bu biz olacak anlayış, beyefendinin görevidir. Beyefendi evin yöneticisidir. Evin reisidir. Evin reisi para getirmekle olmaz.
◾ İki kitabımdan birisinin ismi "Eşimi Anlamak İstiyorum." Hanımefendinin birisi geldi dedi ki; bu kitabı alayım da, eşim beni anlasın. Ben de dedim ki; bu kitabı sizin için yazdım. Önce ben anlayacağım. Allah (CC) beni benden soracak. Amel defteri, mezar tek kişilik. Allah (CC) hiç kimseye, eşin sana niye öyle davrandı, demeyecek. Ben tetiklemedikçe, onun konuşmasına sebep olabilecek, tahrik edici unsuru olmadıkça herkes kendi sözünün yükünü kendisi çekecek.
Saliha Erdim'in kitaplarına ulaşmak için tıklayın
◾ Kendi davranışının ağırlığının hesabını Allah'a (CC) kendisi verecek. Ben eş olarak onun daha doğru düşünmesine nasıl katkıda bulunabilirim? Sözlerimle, davranışımla, şefkatli yaklaşımımla ben onun kendisine yardım etmesine nasıl katkıda bulunabilirim? Benim rolüm bu.
◾ Müslümanın iki sorusu vardır. Bir; ben ne yaparsam Rabbim (CC) benden razı olur? Rabbimin (CC) hakkına hukukuna göre doğru davranış hangisi bu durumda? Ve ikinci olarak da; Peygamberimiz (SAV) benim yerimde olsa o nasıl davranırdı? Beni hareket ettirecek olan bu iki temel soruya benim zihnimde verilecek cevaplar varsa, iyi niyetle ben onu yapıyorsam, Allah Teala (CC) karşındakine rahmetiyle, merhametiyle kalbini yumuşatıyor. Dost kılıyor. Ama ne zaman? Zamanını Allah biliyor.
"Taş en yüksek noktaya ulaşmadan, yere düşmez"
Saliha Erdim Hanımefendi:
◾ Hani şöyle bir söz var ya; taş en yüksek noktaya ulaşmadan, yere düşmez deniyor. Benim olgunlaşmam, Allah'ın (CC) tayin ettiği süreye kadar sabretmem, kendimi geliştirmem ve bana düşeni yapmam için belli bir süre olduğuna inanıyorum. Ben o süreye kadar doğru davranacağım. Sonuç Allah'a (CC) ait. Ben süreçte elimden geleni yapacağım. Sonuçta Rabbim (CC) ne dilese o olur, zamanını da o bilir. Ben şu anda bir saniye sonra ne olacağını bilmiyorum. Var mıyım yok muyum onu da bilmiyorum.
◾ O yüzden bir Müslüman geçmişin yüküyle, geleceğin endişesiyle değil. Şu anı en doğru nasıl değerlendirebilirim? Kendime ve muhatabıma değer katacak ne yapabilirim, sorusuyla Allah'a sığınarak hareket edebilirim.
◾ Ailedeki tartışmalar, birisinin meseleyi sahiplenip çözüm üretmemesinden, ötekinin berikini beklemesinden, kimsenin aklına gelmemesinden, herkesin kedisini haklı görmesinden, ortak bir çözüm üretilememesinden kaynaklanıyor. Boşanmaların arttığı tartışmaların, kavgaların arttığı söyleniyor çünkü o kadar birbirimizden uzak kalmıştık ki yan yana geldiğimizde nasıl barışık yaşayacağımızı unutmuşuz.
O yüzden nimet olabilecekken külfete, hayır çıkabilecekken ciddi sıkıntılara sebep olmuş olabiliyor. Bir kısmı aileler için öyle oldu ne yazık ki... Dolayısıyla bizim kendimize, aile hayatına, çocuklarımıza ve Allah'a ilişkimize ne kadar değer vermişsek, nasıl yatırım yapacağımızı planlamışsak, ona göre bu süreci de yaşamış olduk ya da yaşıyoruz.
FİKRİYAT Editör: Özge Özkul Kamera-kurgu: Ahmed Helal