Savaşlarda kullanılan ilginç tedavi yöntemleri
Günümüzde pek çok hastalığın tedavisinde modern tıbbın ürettiği ilaçlar kullanılır. Ancak geçmişte bu tedaviler, bugün "alternatif tıp" olarak adlandırılan yöntemlerle gerçekleştirilirdi. Kanuni Sultan Süleyman, kış aylarında sefere çıkan askerlerin hastalanmalarını önlemek için doğal bir antibiyotik olan küflü peynir yedirirdi. Birinci Dünya Savaşı sırasında da pek çok hastalık ortaya çıkmış; bu hastalıkların tedavileri doğal yöntemlerle sağlanmıştı. Tavuk suyuna çorba, adaçayı ile gargara, beyaz ekmek yerine kara ekmek, portakal suyu ile pansuman yapmak ve dahası… Kolera, tüberküloz, tifüs, suçiçeği, sıtma gibi o dönemde ölümcül olan pek çok hastalığın, cephelerdeki tedavisine dair tedavi yöntemlerini derledik.
Giriş Tarihi: 22.02.2020
16:46
Güncelleme Tarihi: 30.05.2022
16:11
‘TAVUKKARASI HASTALIĞININ İLACI HAŞLANAN KARACİĞERDİ’
📌"Bunun ilacı karaciğerdi. Genelde külbastı olarak yenilir. Haşlanan ciğer çıkarıldıktan sonra, göz buğusuna tutulup sonra da yenilirdi. Bu bir iki kez yapıldı mı geçerdi. Oysa tutsaklıkta değil karaciğer doğru dürüst et bile bulunmuyordu. Zavallı Anadolu çocukları, el ele tutuşarak helâya, banyoya giderlerdi."
‘KOLERADAN BU İLAÇ SAYESİNDE KURTULDUK’
📌İstanbul'da doğan Nurettin Peker, Balkan Savaşı'ndan Kurtuluş Savaşı'na kadar, cepheden cepheye görevlendirilmiş, yaralanmış, sonra Anadolu'da çalışmaya devam etmişti. Peker, dizanteri ve kolera salgınlarından her gün binlerce askerin ölümüne şahit olmuştu. Ölüler gömülür, kireçlenirdi. Üstelik asker mezar kazarken dahi hastalığa yakalanıp ölüyordur. Koleraya yakalanan Peker, "Doktor Yüzbaşı Burhan Bey'le daha önce hazırladığımız doğal bir ilacı kullanarak hayatımızı kurtardık. Bir şişe Metaksas, 2 limon, 6 kinin, dövülmüş bir miktar sarımsak karıştırılıp süzülerek bir kerede içiliyordu. Ölüm korkusuyla bu sıvıyı içtiğimde ağzımın bütün derileri soyulmuş gibi olmuş, felç olmuş gibi bir süre bir şey yiyememiştim."
SÜT, YOĞURT VE TAVUK SUYU ÇORBASIYLA HASTALIĞI ATLATTILAR
📌Tifüs salgınında da tifüse yakalanan Peker, tedavinin sadece "bit ayıklama ve ilaç olarak da kinin ve İngiliz tuzundan" ibaret olduğunu aktarmıştı. Savaşta bir yedek subay olan Faik Tonguç ise anılarında tifüsü doktorun önerisiyle sadece süt ve yoğurt yiyerek pislik içindeki hastane yerine, köydeki bir evde bir altın karşılığı aldırttığı tavuk suyuna çorbayla geçirdiğini aktarıyor.
‘DAĞLARDA ADAÇAYI VAR, KAYNAT GARGARA YAP’
📌İ. Hakkı Sunata, İstanbul Hukuk Fakültesi'ne devam ederken, Birinci Dünya Savaşı'nda askere alınır. Önce Çanakkale, sonra doğu cephesinde yer alır ve sonunda İstanbul'un işgalini yaşar. Anılarında başından geçen üç hastalığı aktarır. Sıtma olduğunda, doktor Dimitraki tarafından önce kinin verilir, kinin etki etmeyince tadı hafif buruk bir ilaç hazırlar: Arsenikli su. Dişi ağrıdığında ise Dr. Lütfi "Dağlarda adaçayı vardır. Topla, kaynat, sık sık bununla gargara yap" der. Sunata, tavsiyeyi yapar ve diş ağrısı geçer. Peklik içinse (kabızlık) 50 gram İngiliz tuzu kullanır.
İbn-i Sina'nın sağlık için verdiği öğütler
‘ÇAYI AZ İÇ, BEYAZ EKMEK TÜKETME’
📌Tuğgeneral Yergök, uzun zamandır kabızlık sorunu çekmektedir. Rusya'da esareti sırasında, bir Alman hekim "çayı az içmesini, beyaz ekmek yerine kara ekmek yemesini ve zeytinyağlı yemekler yemesini" tavsiye eder ve bu sorunu çözer.