Tarih boyunca uygulanan karantinalar
Tarih boyunca deprem, yangın ve iklim düzensizlikleri gibi doğal afetlerin yanında insan ölümlerinin bir diğer önemli kaynağı da salgın hastalıklar oldu. Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle karantina uygulaması da önemli tedbirler arasında yer aldı. Peki, karantina tarihte ilk kez ne zaman ve nasıl ortaya çıktı? Karantina uygulandığı bilinen ilk hastalık neydi? Osmanlı'da ilk karantina nerede başlatıldı?
Giriş Tarihi: 17.03.2020
15:38
Güncelleme Tarihi: 15.04.2020
14:10
Karantina , bulaşıcı bir hastalığa maruz kalan şüpheli durumdaki insan ve hayvanları , hastalığın en uzun kuluçka devresine eşit bir süre kimse ile temas ettirmemek suretiyle alınan tedbirsel faaliyetlerin tümüdür. Kelimenin kökeni İtalyancadır. Sözlükte yolcuların gözetim altında tutulma süresi demek olan ve İtalyanca "kırk " anlamına gelen quarantenadan gelir.
Osmanlı Devleti karantina usulünü uygulamaya başladığında bu kelimenin yerine daha çok "usûl-i tehaffuz", karantina yeri olan lazaret veya lazarettoya karşılık da "tehaffuzhâne " tabiri kullanılmıştır.
OSMANLI'NIN HASTALIKLARA GEÇİT VERMEYEN KARANTİNA ADASI; URLA TAHAFFUZHANESİ
Tecrit, eskiden beri görülen bir uygulamadır. Eski Ahid'de , savaştan sonra orduda çıkan veba salgını dolayısıyla askerler yedi gün süreyle ordugâhın dışında konaklar; vücutlarını, elbiselerini ve diğer eşyalarını temizlemeleri, ateşe dayanıklı madeni eşyanın tamamını ateşten geçirmeleri emredilirdi. Yedinci gün tekrar yıkanıp elbiselerini de bir daha yıkadıktan sonra ordugâha girebilecekleri söylenirdi.
Karantina uygulandığı bilinen ilk hastalık
Karantina uygulandığı bilinen ilk hastalık cüzzamdı . İnsanın dış görüntüsünde oluşturduğu tahribat nedeniyle tarih boyunca cüzzam ilahi bir ceza olarak da algılandı ve cüzzamlılar toplumdan dışlandı. Özellikle Ortaçağ'da dünyanın her yerinde cüzzamın bulaşıcı olduğu düşünülerek hastalar belirli bölgelerde karantina altına alındı.
Özellikle Avrupa ve Hindistan'da yaygın olan cüzzam adaları ya da köylerine , hastalığa yakalananlar götürülüyor ve orada bırakılıyordu. Yunanistan'daki Sakız Adası da bu adalardan biriydi. Avrupa'da son kalan cüzzam kolonisi Romanya'daki Tekeli köyü. Halen 10 kadar sakini bulunan köydeki cüzzamlıların hastalığı ileri seviyede olduğu için tedavi edilemiyor.
Hawai'deki Molokai Adası'nda bulunan Kalaupapa köyü , dünya üzerinde halen var olan son iki koloniden biri olarak sayılıyor. Son yüzyılda 8 binden fazla hastanın sürgün edildiği Kalaupapa'da halen 73 ila 92 yaşları arasında 9 cüzzamlı yaşıyor.
Tarihteki ilk yalıtılmış hastane
Avrupa tarihinin kara yıllarından biri de 14. yüzyılın ortasında yaşandı. Kıta genelinde yayılan veba salgını nedeniyle, Avrupa nüfusunun 3'te 1'i yok oldu.1374'te Milano lordu Barnabas Visconti, vebalı herkesin şehirden çıkarılıp kırsal bölgeye götürülmesini, orada iyileşmelerinin veya ölmelerinin beklenmesini emretmişti. 1377'de Yüksek Konsey "Terentino" uygulaması için bir yasa çıkardı. Bu yasaya göre vebadan etkilenenler kente girmek için 30 gün boyunca şehirden uzak bir yerde duracak, hastalık olmadığı takdirde şehre girecekti. Bu yasa yıllar boyu Avrupa'nın çeşitli yerlerinde uygulandı ancak 1423 yılına gelindiğinde veba salgını Venedik kapılarına dayanmıştı, önlemler işe yaramıyordu. Venedik de uygulanan önlemleri bir üst kademeye taşıdı. Venedikliler buna çözüm olarak, Lazaretto Vecchio adını verdikleri küçük bir adada tarihteki ilk yalıtılmış hastaneyi kurdular. Bubon vebası , hıyarcıklı veba veya sadece veba olarak bilinen hastalığın belirtilerini gösterdiği düşünülen insanlar derhal şehirden çıkarılıp adaya götürülüyordu. Ada bugün de tenha ve kasvetli halini koruyor.
Yolcularla ilgili olarak bilinen ilk karantina uygulaması Venedik ve Dubrovnik'te yapıldı. Ekonomisi ticarete dayanan Venedik Cumhuriyetinde, başkent Venedik'e salgın hastalık bulaşmasın diye kentte gelen gemiler 40 gün şehir açıklarında denizde bekletilirdi. Böylece Venedik Cumhuriyeti, dünyadaki ilk karantina sistemini kurumsallaştırmış oldu.