Unutamama hastalığı: Hipertimezi
Kişisel geçmişe dair aşırı bellek olan hipertimezi, bir insanın otobiyografik hafızasının aşırı gelişmiş olması yüzünden kendi hayatıyla ilgili neredeyse tüm deneyim ve yaşadığı olaylar hatırlayabilmesidir. Bu hastalıktan mustarip kişiler anılarını kontrol edilemez şeyler olarak görür ve karşılaştıkları bir tarihle beyinlerinde o günün canlı tasvirlerini görürler. Peki, geçmişe dair her şeyi hatırlamak bir armağan mı lanet mi? Sizler için hipertimezi hastalığını derledik.
Giriş Tarihi: 03.12.2018
10:08
Güncelleme Tarihi: 03.12.2018
11:25
YAŞADIKLARA ANA KENDİLERİ TAMAMEN KAPTIRIYORLAR
Yapılan araştırmalar sonucunda normal insanların yaşadıkları olaylar bir süre sonra hafızlarından silinse de hipertimezi hastalarının yaşadıkları olaylar hafızlarında tazeliğini koruyor. Hipertimezi özelliği gösteren insanlarda yapılan araştırmalarda bu insanların yaşadıkları deneyime kendilerini tümüyle kaptırdığı gösteriyor.
NEYİN TETİKLEDİĞİ HALA BİLİNMİYOR!
Bu durum, olayı ya da tecrübeyi sonradan hatırlamak için sağlam temeller oluştururken, değişik düşünme tarzı da bu anıların sonraki dönemlerde sık sık hatırlanmasını sağlıyor, bu ise o anının hafızaya kaydını daha da güçlendiriyor. Ancak böyle bir özelliği neyin tetiklediği henüz bilinmiyor.
MRI taramaları sonucunda doktorlar bu sorunun beynin sol ve sağ alın korteks, ön singulat kıvrımı, kaudat çekirdek ve temporal lob denilen kısımlarından kaynaklanabileceğini ileri sürüyor. Sol ve sağ alın korteksi ve singulat kıvrımı, beynin süreksiz hatırlama modunu kontrol ettiği düşünülen kısımlarıdır. Hipertimezisi olan kişilerde bu bölge az gelişmiş olabilir ve bellek akışını durduramamaya etki edebilir. Hipertimezili kişinin bir MRI'si göstermiştir ki kaudat çekirdekle temporal lobun bir kısmı normalden orantısız biçimde geniştir. Bu bulgu, bu iki beyin alanının birlikle işlev gösterip kişisel anı hatırlaması sergiler ve hipertimezisi olan kişilerde büyümüş oluyor.
DÜNYADA SAYILI İNSANLARDA GÖRÜLÜYOR!
Hipertimezi, dünyada yaklaşık 20-30 kişide görülüyor. Sayının bu kadar az olması bilim insanlarının bu hastalığın oluşumuna sebep olan etmenler hakkında ayrıntılı araştırma yapmasını engelliyor.
Birçok kişi böyle bir üstün otobiyografik belleğin çok önemli bir armağan olduğunu düşünse de aslına bakılırsa gerçekte bir lanet olduğu da söylenebilir. Acı ve pişmanlık içeren olaylar da hafızada canlılığını koruyabiliyor.