"Uykunuza saygı duyun ki günlük hayatınız başarılı geçsin"
Araç kullanırken neden uyuruz? Hiç rüya görmeyen biri var mı? Uyku mide ile bağlantılı mı? Gece daha verimli çalışmanın uyku ile bağlantısı var mı? Uyku apnesinden, uykusuzluğa, uyurgezerlikten, güzellik uykusuna kadar sağlıklı uyku adına her detayı Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Zerrin Pelin ile konuştuk.
Giriş Tarihi: 02.11.2024
12:54
Güncelleme Tarihi: 02.11.2024
18:20
Betül Sav: Uyku nedir, neden vücudumuz için çok önemlidir?
Prof. Dr. Zerrin Pelin:
Uyku, hayatımızın neredeyse üçte birini geçirdiğimiz oldukça kıymetli bir dönem. Neden üçte birini böyle bir dönemde hareketsiz, hiçbir şey yapmadan geçiriyoruz? Uyku, gündüz aktif olabilmek, gündüz faaliyetlerimizi yürütebilmek için olmazsa olmazımızdır. Uykunun içinde bizi günlük hayata hazırlayacak bütün hücre yenilenmeleri , bağışık sistemlerimizin organizasyonu, vücudumuzun toksinlerden arınması, hormonel yapılarımızın düzenlenmesi, hafızamızın organize edilmesi uyku içerisinde gerçekleşiyor. Düzgün ve kaliteli bir uyku uyuyup uyandığımızda, günün diğer 16 saatini idame ettirecek kadar enerji depolamış oluyoruz. Aslında günlük hayata hazır olabilmek için uyuyoruz.
Betül Sav: Çok uyumak neyin belirtisidir? Vücudumuzun biyolojik uyku saati var mıdır?
Prof. Dr. Zerrin Pelin:
Herkesin bir uyku saati vardır. İnsanlar farklı saatlerde uyuyabiliyorlar. Genellikle 11-12 gibi uyuyup sabah 7- 8 gibi kalkan normal uyuyanlar adını verdiğimiz bir grup var. Tavuklar adını verdiğimiz bir başka grubumuz var. Bunlar erken yatıyorlar ve sabah erken saatlerde kalkmayı seviyorlar. Bu insanlar, sabah saatlerinde yapılan işlerde çok başarılılar. Diğer bir grup insan ise gece geç yatıp sabah geç kalkmayı seviyor. Bu insanlar, sabah mesaili işlerde öğleye kadar olan zamanlarda çok performanslı olamıyorlar. Bunlar daha çok gece işlerinde, öğleden sonraki işlerde daha başarılar. Dolayısıyla insanları üç gruba ayırabiliriz. Tavuk olmak, baykuş olmak ya da normal uyuyor olmak genlerimizle getirdiğimiz bir şeydir. Bu nedenle uyku tipinizi bilirseniz ve işinizi, mesleğinizi ona göre seçebilirseniz, o zaman başarılı olmanız daha mümkün hale gelir.
Betül Sav: Uyku kişiden kişiye değişir mi?
Prof. Dr. Zerrin Pelin:
Kişiden kişiye uyku tiplemesi de uyku süresi de değişiyor. İnsanların yaklaşık yüzde 80'i 7-8 saat uyku ile sabah uykusunu almış ve dinlenmiş olarak kalkıyorlar. Bu sizin gerçek ihtiyacınız olan, öncesinde uykusuz kalmadığınız dönemde uyuduğunuz uykudur. Bu yedi-sekiz saatten oluşuyor. Bir grup insan, 6 saat ve altında bir uyku ile uykusunu almış olarak uyanıyor. Bir grup insan da 10 saat ve üzerinde bir uykuya ihtiyaç duyuyor. Bu da insana genetik olarak miras bırakılmış bir şeydir. Dolayısıyla kaç saat uyuduğunuz, ne zaman uyuduğunuz tamamen sizin bireysel özelliklerinizden yansır. Uyku sürenizi keşfedebilmenin yolu; uyku yoksunluğunuzun olmadığı dönemlerde uykunuzun geldiği zaman uyuyup; sabah alarmsız, kendiliğinizden ve dinlenmiş olarak uyandığınız zaman dilimi gerçek uyku sürenizdir. Bunu böyle belirleyebilirsiniz.
Betül Sav: Çok uyumak neyin belirtisidir?
Prof. Dr. Zerrin Pelin:
Eğer uykuya 10 saat ve üzerinde ihtiyacı olan birisiyseniz zaten uzun uyumak istiyorsunuz. Fakat böyle bir durum yok ise ve sabahleyin uyanıyorsunuz, yataktan kalkamıyorsanız, yorgunsanız, biraz daha uyuyayım diyorsanız, o zaman uykunuzun içerisinde bir problem var demektir.
Yani uykunuzun sizi dinlendirecek olan derin uyku kısmı yeterli değildir. Bu da birtakım uyku bozuklukları nedeniyle ancak birtakım psikiyatrik hastalıkların seyri sırasında ortaya çıkabilir.
↪ Örneğin uykunuz çok bölünüyordur, bu yüzden derin uykuya geçemiyorsunuzdur. Ne kadar uyursanız uyuyun, uykunuz yüzeyel kalıyordur. Dolayısıyla sizi dinlendirecek bir uyku değildir. O zaman uykunun içerisine bakmak gerekiyor. Uyku bozuklukları var mı ya da başka bir hastalık var mı? diye bakmak gerekiyor.
RÖPORTAJIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Betül Sav: REM uykusu ve NREM uykusu nedir?
Prof. Dr. Zerrin Pelin:
Rem uykusu, uykunun rüya dönemi ve yaklaşık uykunun %20'sini oluşturan bir dönemdir. Hafızamızın yeniden organize edildiği, kalıcı hafızaya bilgilerimizi aktardığımız, günlük öğrendiğimiz bilgiyi eski bilgilerimizle bir araya getirip kullanabileceğimiz kısmını kalıcı hafızaya attığımız, çöp olanları dışarı bıraktığımız oldukça kıymetli bir uyku dönemidir . Ayrıca psikolojik olarak da kendimizi rahatlattığımız, kendi içimizde hesaplaştığımız bir uyku dönemidir. Psikiyatride bireysel olarak iyi irdelenirse kişinin özelliklerini de ortaya konulabileceği bir dönemdir.
Rüya dışı dönem ise; daha çok vücutsal fonksiyonların yapıldığı, vücutsal fonksiyonların düzenli işleyebilmesi için gerekli bir uyku dönemidir. Hücre yapı taşlarının onarılması, yeni hücre yapımı, çöp hücrelerin yani ölmüş hücrelerin dışarıya atılması, hormonel organizasyonumuzun belirlenmesi, çocuklarda büyüme hormonunun salgılanması, bağışıklık sistemimizin organize edilmesi rüya dışı uykuda gerçekleşiyor. Dolayısıyla her bir uyku döneminin kendine göre ertesi gün için yapması gereken görevleri var. Baktığımız zaman uyku, çok sakin bir dönemmiş gibi gözüküyor; yatıyoruz, uyuyoruz, faaliyetsiz bir yerde beyin tamamen durmuş gibi düşünüyoruz. Uykunun non-rem döneminde beyin biraz daha sakin bir şekilde daha az kanlanıyor, daha yavaş çalışıyor. Biraz kendini dinlendiriyor. Ama uykunun rüya dönemi en az uyanıklık kadar beyin aktif çalışıyor. Beynin kanlanmasına baktığımız zaman uyanıklıkla rüya dönemi birbirine çok benziyor.