Arama
Uzay araştırmalarının günlük hayatımıza katkıları
Uzay araştırmaları ile ilgili dünya üzerinde birçok kişi "Uzay programının bana ne faydası var?" diye düşünebilir. Ancak, pek çoğumuz günlük hayatımızda kullandığımız, yaşamımızı kolaylaştıran ürünlerin, uzay teknolojileri sayesinde geliştirildiğini bilmeyiz. Uzay teknolojileri ile ilgili araştırmalar, binlerce yan ürünün geliştirilmesini sağlayarak tıptan gıdaya, internetten enerjiye pek çok farklı alanda hayatımızı kolaylaştıran buluşa imza attılar. Çoğumuzun üzerine pek de düşünmediği, kaynağını araştırmadığımız teknolojiler ve uzay araştırmalarının günlük hayatımıza etkisi...
Dünyada her yıl binlerce bebek, uykusunda aniden yaşamını yitiriyor. Tıp dilinde bu duruma "ani çocuk ölümü" deniliyor.
🚀
Uzay araştırmaları gerçekleştiren bilim insanları, 1990'lı yıllarda astronotların hareketlerini gözlemleyebilecek akıllı kumaşlar ürettiler. Bu kumaşlardan yapılan pijamalar bebeklere giydiriliyor ve yaşam fonksiyonları bu sayede kontrol edilebiliyor.
Pijama içinde bulunan beş alıcının üçü kalp atışlarını, diğer ikisi ise nefes almayı denetliyor. Alıcılar kumaşa entegre olduğu için bebeğin vücuduna değmiyor ve rahatsız etmiyor. Bilgisayara bağlı bu alıcılar, nefes alma durduğunda aktifleşiyor ve alarm çalıyor.
Seyahatlerde otobüs, tren ya da uçaklarda internet kullanmamızı, televizyon yayınlarını eş zamanlı izleyebilmemizi sağlayan olanaklar da yine uzay araştırmaları sayesinde gerçekleşti.
🚀
Hareketli uydu antenleri ile sağlanan bu imkân, NASA programının bir parçası olarak gerçekleştirilen bir deney ile hayata geçti. Mobil araçlarda telefon, internet sinyalleri almak ve göndermek için bir mikroişlemci antene monte edildi.
Bu işlemci uzayda konumlanan uydu ile irtibata geçerek uydu iletişimi sağlanmasına olanak tanıyordu. Günümüzde akıllı telefonlarla sağladığımız iletişimin temeli de bu teknolojinin bir ürünü olarak hayatımızda yer alıyor.
NASA, 1970'li yıllarda gerçekleştirdiği çalışmalar sırasında, hava alanlarında pistlerin güvenliği ile ilgili asfaltın üzerine ince oyuklar açmanın yararını keşfetti.
🚀
Zemin üzerindeki bu oyuklar sayesinde yüzeydeki su oyuklara doluyor; böylece zemindeki ıslaklık ve kayganlık ortadan kalkarak tutunmayı güçlendiriyor ve fren mesafesini azaltıyordu.
Bu sayede daha güvenli bir iniş gerçekleştiriliyordu. Tüm dünyanın hava alanı ve otoyollarında bu teknoloji kullanılmaya başlandı.
Uçaklar ile ilgili bir diğer güvenlik tedbiri ise 1990'larda NASA tarafından gerçekleştirilen ve kanatlarda buzlanmayı engelleyen sıvının keşfiydi.
🚀
Uçak kanatlarındaki buzlanma, kalkış sırasında büyük bir risk oluşturuyor ve ince bir tabaka buz dahi uçağın yükselmesini yüzde 25 oranında azaltabiliyordu. Mühendisler tarafından geliştirilen sıvı, kuru bir yüzeye sürüldüğünde buzlanmayı önlüyor ve daha önce oluşan buzun temizlenmesini sağlıyordu.
Kış aylarında uçakların yıkanıldığını sandığımız olay, bu maddenin kullanılması ve buzlanmayı engelleme çabasıdır. Bu keşif daha sonra ticari hale gelmiş ve otomobil camlarının buzlanmasını önlemek amacıyla satılmaya başlanmıştır.
NASA'nın geliştirdiği bir diğer ürün de ince, parlak, yansıtıcı ve ısıyı koruyan bir yalıtım malzemesidir.
🚀
Bu ürün, uzay teleskopundan, araştırma uydularına, maraton koşucularının ısılarını korumak için kullandıkları battaniyelerden, roketlere kadar çok farklı alanlarda kullanılıyor.
Kuvvetli, esnek, kızılötesi ışınları yansıtıcı film, alüminyum gibi malzemelerden elde edilen bu ürünün en önemli özelliği ise hafif olması. İlk kez Ay'a inen Apollo uzay aracında görülen bu ürün, iyi bir ısı yalıtımı sağlaması ve uzayda çok fazla bulunan kızılötesi ışınlardan koruması nedeniyle astronotların kıyafetlerinde yansıtıcı olarak kullanılıyor.
📌 Maraton koşucuları ise terlemenin ardından ısıyı içeride tutmak amacıyla bu ürünü kullanıyorlar; zira koşu bittikten sonra vücudun ısıyı hızla kaybetmesini önlemek gerekiyor. Acil durumlarda, deprem, sel gibi doğal afetlerde de bu battaniyeler sık sık kullanılıyor.