Yalanlardan gerçeklik üreten siyasi dalga: Post-Truth
Doğruların ve hakikatlerin önemini yitirdiği bir dönemden geçiyoruz. Siyasette yalanla gerçek iç içe geçti. Bu durumun karşılığını net olarak veren bir kelime 2016 senesinde "yılın kelimesi" seçildi. Bir tür siyasi dalga haline gelen bu kelime günümüzde de varlığını sürdürüyor. İşte gerçeğin çarpıtılması ile oluşturulan, sahte gerçeklik anlamına gelen Post-Truth kelimesiyle ilgili detaylar…
Giriş Tarihi: 30.06.2019
16:55
Güncelleme Tarihi: 30.06.2019
17:57
POST-TRUTH’UN KISA TARİHİ
Gerçeğin çarpıtılması, manipüle edilmesiyle yaratılan sahte gerçeklik "post- truth" kavramı ilk kez 1992 yılında, Sırp asıllı Amerikalı Oyun Yazarı Steve Tesich tarafından kullanıldı. Kelimenin yaygın şekilde dolaşıma girmesi ise, Ralph Keyes'in 2004'te Amerika'da yayımlanan kitabı The Post-Truth Era: Dishonesty and Deception in Contemporary Life ile ve daha sonları da İngiltere'de Avrupa Birliği'nden ayrılıp ayrılmama kararının verileceği referandum esnasında (Brexit), daha sonra ise gitgide artarak ABD'de Trump'ın başkan seçilmesi ve sonrasında oluyor.
'Post-truth' bir sıfat olarak, 'nesnel hakikatlerin belirli bir konu üzerinde kamuoyunu belirlemede duygulardan ve kişisel kanaatlerden daha az etkili olması durumu' şeklinde tanımlanıyor. Post-truth özellikle politik ve medyatik çıkmazlara işaret ediyor. Yitirilen ya da kendince yaratılan "yeni gerçek " vurgusuyla samimiyetin, içtenliğin ve dürüstlüğün heba edilmesi, kavramın günümüzde geldiği anlamı karşılıyor. Burada amaç, söylenenin sorgulanması değil; kitlelerde ağızdan çıkan sözlerle dalgalanma oluşturmaktır.
KAVRAM ÖFKEDEN BESLENİYOR
Post-truthun kendini gösterdiği duygu alanı ise öfkedir . Kavram ancak planlı ve programlı öfke ile sahneye çıkar. Burada bahsedilen alanı öfke nöbetleriyle tasarlanan öfke ile karıştırmamak gerekir.
Sosyal paylaşım sitelerinde gördüğümüz olan "troll " ifadeleri, gerçekliğin çarpıtılmasındaki etkenlerde sadece biridir. Bir duyguyu, düşünceyi, söylemi gerçekliğinden koparıp kaos oluşturarak söylemek, salt anlamı yitirir ve hatta söylem sahibi söylemediklerinin sorumlusu olabilir. Bu bakımdan, troll dediğimiz kişiler de post-truth kavramının içinde önemli bir yere sahiptir.
Sosyal medyada "o iş öyle değil!" diyen pek çok hakikat anlatıcısına rastlamak mümkün. Post-hakikat , bir "hakikat" evresini önceleyerek kendisini kuruyor. Post-truth, beyaz olduğu aşikâr olan bir şeyin bize siyah olarak sunulması ve toplumların ezici çoğunluğunun buna inanması demek.