Yapay zeka alanında hangi noktadayız?
Yapay zeka, son yıllarda baş döndürücü bir hızla gelişirken, kamuoyu "endişeliler" ve "umutlular" olarak ikiye ayrılıyor. Peki, yapay zeka bize nasıl bir gelecek sunacak? Dünya, bu teknolojileri nasıl kullanıyor? Türkiye, yapay zeka alanında hangi noktada? Akademisyenler, profesyoneller ve girişimcilerin dilinden, yapay zeka ve gelecekte bizi bekleyenler...
Giriş Tarihi: 08.01.2019
10:19
Güncelleme Tarihi: 08.01.2019
10:29
Yapay zeka denilince pek çok insanın gözünde filmlerden de aşina olduğumuz robotlar canlanıyor. Ancak, onlar gündelik hayatımızın bir parçası haline gelmiş durumda. Dr. Şeyda Ertekin, "Her arama motorunu kullandığımızda ya da akıllı telefonlardaki sanal asistanları kullandığımızda yapay zekadan faydalanıyoruz." diyor. Ertekin, yapay zekanın sağlık alanındaki kullanımına değinirken, "Medikal görüntülerden hastalık tanısı koymada yapay zeka algoritmalarının çok iyi çalışmakta olduğuna" dikkati çekiyor.
ÜLKELERİN 'MİLLİ YAPAY ZEKA' STRATEJİLERİ
Yapay zeka, ülkeler arasında da ciddi bir rekabet alanı oluşturdu. ABD ve Çin, bu alana en çok yatırım yapan ülkelerin başında geliyor. Çin, 2030 yılına kadar dünyanın en büyük yapay zeka gücü olmayı hedeflediğini duyurdu. Bunun yanı sıra, Kanada başta olmak üzere çok sayıda ülke "milli yapay zeka stratejileri" açıkladı. Dr. Şeyda Ertekin, bu stratejilerin içeriğini şöyle özetliyor:
"Tüm bu stratejiler aslında birkaç konu üzerinde odaklanıyor. Bunlardan en önemlisi yapay zeka çalışmalarına ayrılan fonlar. Bu fonların artırılması. Ondan sonra, önemli olan bu yapay zeka teknolojilerini geliştirecek kişiler, insanlar. Bunların eğitilmesi, geliştirilmesi, ve üniversite-sanayi işbirlikleri, ülkeler arası işbirlikleri gibi konulara odaklanıcı stratejiler geliştiriliyor."
Uzmanlar, Türkiye'de endüstride, kamuda ve girişimcilik alanında yapay zeka konusunda önemli bir farkındalık olduğunu belirtiyor. Ancak, bir 'yapay zeka stratejisi'nin gerekliliğinin de altı çiziliyor. Profesyonelleri, akademisyenleri ve girişimcileri bir araya getiren gönüllülerden oluşan "Deep Learning Türkiye" bu gerekliliği gündeme getiren gruplardan biri. Grubun sözcülerinden Yasemin Ergin Yaşaroğlu, "Türkiye'deki bütün bu çalışmaların bir araya gelmesi ve bunların daha fazla fayda sağlayabilmesi, güzel bir şekilde ilerleyebilmesi için ülke olarak bir yapay zeka stratejisine ihtiyacımız var." diyor.
Deep Learning Türkiye, yapay zeka alanında çalışanlar için eğitimler de düzenliyor. Yaşaroğlu, grubun faaliyetlerini şöyle özetliyor:
"Biz yapay zeka üzerine çalışan gönüllülerden oluşan bir topluluğuz. Topluluktaki üyelerimizin şirketlerinden, üniversitelerinden alamadıkları eğitimleri, online'da bir arada takip ediyoruz. Birlikte projeler yapıyoruz. Online ortamda bir araya gelerek mesafe engelini de ortadan kaldırıyoruz."
YERLİ SES ASİSTANI GELİYOR
Türkiye'de "milli yapay zeka" projeleri üreten kurumlar da var. Turkcell, Türkçe konuşan yerli sanal asistanını çok yakında piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Müşteri Deneyimi ve Bilgi Teknolojilerinden sorumlu Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Serkan Öztürk, bu konuyla ilgili yoğun çalışmaların devam ettiğini söylüyor:
"İş ortaklarımızla beraber en önemli amaçlarımızdan bir tanesi, bize ait, Türkçe dilimize bütün hassasiyetleri içeren bir yerli ses asistanı hazırlayabilmek. Umuyorum yakın bir süre sonra, ilk demoları yapmaya başlayacağız. Bu konuda iş ortaklarımızla yoğun çalışmalarımız devam ediyor.
Biz artık kendimize dijital şirket diyoruz. Tabii ki bu alandaki iştahımız her geçen gün devam ediyor. Ve bu alanda yatırım yapmaya daha fazla devam edeceğiz."