Yeryüzünü kaplayan afet: Betonarme
Yenilenebilir enerji kaynaklarının hızla tükendiği çağımızda, imar faaliyetlerinin büyük çoğunluğu sürdürülebilir bir özellik taşımayan betonarme ile sağlanıyor. Bu malzeme, Sanayi Devrimi ile birlikte mimari katalogların baş sırasını elde ederken, insanoğlunun deneyimleyerek geliştirmiş olduğu kadim inşa yöntemlerini de tarihe karıştırdı. Hız ve haz çağının aceleci insanı, betonarmenin yıllar sonra getireceği sorunları tahmin edemeyerek vahim sonunu kendi elleriyle hazırladı.
Giriş Tarihi: 28.06.2022
11:44
Güncelleme Tarihi: 25.06.2023
13:34
🔸 Toprak ile yüzyıllardır devam edegelen sürdürülebilir, yaşanabilir, yaşatabilir, korunur ve devam ettirilebilir, istenildiği zaman yıkılıp tekrar inşa edilebilir hayat döngüsü yerini, anti-ekolojik, yok edici ve istilacı bir türe bıraktı.
🔹 Yeni inşa metodu olan betonarme, rant ve para amacı güden kötü insanlar elinde sadece insanoğlunu değil, hayvanları, bitkileri, atmosferi hedef alan teknolojik bir silaha dönüştü.
Tarihin en büyük camisi Samerra
🔸 Dünyayı beton fabrikalarının sarmasıyla beraber beton, hemen hemen her yerde üretilebilir, uygulanabilir bir malzeme oldu. Türkiye'de her ilde açılan fabrikalar, korkunç bir yapı stoğu oluşturabilecek potansiyelde beton üretti.
🔹 1900'lerin başında gerçekleşen yoğun üretim, 20. yüzyılın ortalarına yaklaştığımızda iyice yoğunluğunu artırdı. 21. yüzyılın başlarına ulaştığımızda ise baktığımız, gördüğümüz hemen hemen her yeri kaplayan betonarme yapılar, diğer malzeme sektörlerini neredeyse tamamen yok etti.
Medeniyet membaı şehir: Herat
🔸 Karadeniz'in yeşil zenginliklerle donatılı eşsiz diyarları, betonarme apartmanların istilasına teslim oldu. Tarihin ilk zamanlarından beri ahşap malzemelerin süslediği yeşil manzaralar, kiremit kırmızısı tuğlalara ve betonun gri karanlığına boğuldu.
🔹 Tarihin ilk yıllarından beri toprakla imar edilmiş canlı şehirler , betonarmenin katı ellerinde ruhsuz, maddi ve kesif yapılarla metropol kentlerin mikro prototipi oldu.
Sa'd bin Ebu Vakkas'ın kurduğu ilim şehri: Kufe
🔸 Şehirlerdeki orantısız imar faaliyetleri, kentin doğal döngüsünü oluşturan rüzgar koridorlarını, su yollarını ve topoğrafik yapısını bozarak çarpık kentleşmenin özgür hegemonyasının kurulmasına yol açtı.
🔹 Üzerine yapılarımızı konumlandırdığımız topoğrafya, betonarmenin engel tanımaz politikaları karşısında bütün ehemmiyetini yitirdi. Yapılar yerin 10, 15 ve 20 metre derinlerine kadar inmeye başladı.
Dünya ve ahiretin çıbanı: Günahlar
🔸 Sağlıklı bir altyapı ile gelmeyen betonarmenin kısa ömürlü yapıları, zamana ve depremlere yeterli direnci gösteremedi ve arkasında tonlarca atık bıraktı. Doğada yok olmayan, başka bir işlevle kullanılamayan yığınları insanlığa miras bırakan betonarme, yeni düzenlemeler ve sınırlamalarla insani boyutlara indirilmeye çalışılıyor.
🔹 Nihayetinde beton, insanı tabiatından koparan renksiz bir maddeyi temsil ediyor. Yaşadığımız dünyada hemen her yeri ele geçiren bu akıl almaz istila akıllara tek bir soru getiriyor: Betona mı gömüleceğiz?
Sezai Karakoç'un ilham muştusu: Kutlu Nebi