Uluslararası Af Örgütü Amnesty, Musul savaşında Irak ve ABD'nin öncülüğündeki koalisyon güçlerinin Uluslararası İnsan Hakları'nı ihlal eden ve savaş suçları olabilecek saldırı türlerini tespit ettiğini söyledi.
Af örgütü, DEAŞ'ın da aynı şekilde, Irak kuvvetlerinin ilerleyişini engellemek ve kendilerini korumak için kasten insanları kalkan olarak kullanmak suretiyle açıkça aynı kanunu ihlal ettiklerini rapor etti.Irak hükümeti yüzbin kişilik silahlı güç, peşmerge ve Şii milisler ve ABD liderliğindeki koalisyon güçleriyle geçen Ekim ayında Musul'a karşı harekat başlatmıştı.
BM'nin raporuna göre, bu savaşta Musul'un çoğu imha edildi, binlerce sivil öldürüldü, bir milyon civarında sivil de evlerini terk etti.
Uluslararası Af Teşkilatı, Irak ve koalisyon güçlerinin Ocak ayından beri Batı Musul'da, yoğun nüfuslu bölgelere tahrip gücü yüksek roket destekli patlayıcılarla kanunsuz saldırılar yaptığını söyledi.
Örgüt, silahların tespit edilen hedeflere isabet etmesine rağmen gerekli tedbirler alınmaması ve uygun silahların kullanılmaması sebebiyle Irak ve ABD güçlerinin uygunsuz saldırılarda gereksiz insan kaybına yol açtığını kaydetti. Örgüt daha önce DEAŞ'ın da bir seri savaş suçunu belgelemişti.
Örgüt, DEAŞ'ın bazı köy ve bölgelerdeki insanları, sivil kalkan olarak kullanmak üzere çatışma bölgelerine sürdüğü ve sivil toplumun içinde savaştığını rapor etmişti. DEAŞ'ın çatışma bölgelerinden kaçmaya çalışan, aralarında kadın ve çocukların olduğu, yüzlerce insanı öldürdüğü Uluslararası Af Örgütü'nün raporunda yer aldı.
Uluslararası Af Teşkilatı, DEAŞ militanlarının savaş taktikleri sebebiyle sivillerin hayatlarının korunmasını zorlaştırmasına rağmen, hava saldırılarında sivillerin korunması için Irak ve ABD'li liderliğindeki koalisyonu, yeterli tedbiri almamakla suçladı. Af teşkilatının raporunda DEAŞ'ın sivillerin hareketlerini kontrol altında tutması sebebiyle hava harekatını haber veren bildirilerin faydasının olmadığına vurgu yapıldı.
Raporda Irak ve ABD güçleri tarafından yapılan saldırılarda ölü sayısının tespitinin yapılmadığı, gözlemci grupların tespit ettiği tahmini sayının 3 bin 706 olduğu ancak gerçek ölü sayısının belki de hiç tespit edilemeyeceğine dikkat çekildi.