Kadın ve Demokrasi Derneğinden (KADEM) yapılan açıklamada, Almanya'nın Brandenburg Eyaleti'nde boşanma davasına bakan hâkimin, davacı kadının başörtüsünü çıkarmasını istediği, ancak davacı kadının bunu reddettiği ve duruşmanın yapılamadığı belirtildi.
Açıklamada, insan hakları, demokrasi, çok kültürlülük, ifade özgürlüğünün, Avrupa'nın bütün dünyaya kendi mülkü gibi tanıttığı değerler olduğuna dikkati çekilerek, tüm dünyaya insan hakları karnesi vermeye kalkan Avrupa'nın, bu değerlere ihanet ettiği vurgulandı.
"AVRUPA'NIN HER FIRSATTA SU YÜZÜNE ÇIKARDIĞI FAŞİST TAVRINDAN BIKTIK"
İslamofobyanın özellikle Müslüman kadınlar üzerinden nasıl tezahür ettiği ve ne derece dehşet verici noktalara vardığını ispatlayan bir örneğin daha yaşanmış olduğu kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Söz konusu Müslüman bir kadının başörtüsü olduğunda, Avrupa'nın her fırsatta su yüzüne çıkardığı oryantalist ve faşist tavrından bıktık. Uluslararası hukuk normu haline gelmiş din, inanç ve ifade özgürlüğünü ayaklar altına alan bu tutum, açık bir insan hakları ihlalidir. Demokratik bir hukuk devletinin gereği olarak, yargıya erişim hakkı hiçbir şekilde kısıtlanamaz ve bu hakkın kullanımı hiç kimsenin dini veya başka bir kimliğinden ötürü elinden alınamaz."
"DAVACI DAHİ BAŞÖRTÜLÜ OLAMIYOR"
Yargının hukuk ihlaline sessiz kalan hükümeti kınayan KADEM, "Bir kadının başını örtmesi ya da açması, diğer kişilerin hak ve özgürlüklerini etkilemeyeceği için, yasa ile dahi kısıtlanamaz. Başörtülülerin kamuda çalışmasına ve hatta mahkemelerde stajyer olmasına izin vermediği gibi davacı olarak bile mahkeme salonuna almayan bir özgürlükler ülkesi düşünülemez. Hiçbir uluslararası metinde ve kendi anayasalarında dahi yeri olmayan bu uygulamalarından dolayı Alman yargısını ve gerekli tedbirleri almayan Alman hükümetini şiddetle kınıyoruz." ifadelerinde bulundu.