Kuş evleri olmalı evlerin dış duvarları
Kanatlanmalı çocuklar gülüşünce…
Dış evleri kış olsa da duvarın,
İç evinde yaz güneşi doğmalı
Kuşları da ısıtır mutluluk…
Vakıf Katılım tarafından düzenlenen proje ile Osmanlı'nın nezaket, zarafet ve iyilik temelleri üzerine kurduğu yaşam felsefesini mimari olarak anlattığı en güzel eserleri arasında yer alan ve günümüze kadar ulaşan "Kuş Evleri"nin yeniden hayat bulması ümit ediliyor.
Projenin, İstanbul başta olmak üzere tüm Anadolu'daki kentlerde belediyelerin park ve bahçelerinde uygulanması amaçlanıyor.
Kuş evi gibi nadide bir düşünce, mimarî harikası köprüler ve camiler yapan, hanlar kuran, şiir yazan bir ecdadın geleneğinden rahatlıkla beklenebilecek bir ayrıntı. Öyle ki Türkiye'de insan elinin değdiği her yerde bir kuş evi görebiliriz.
İKİ DALDA VE KATEGORİDE GERÇEKLEŞECEK
Vakıf Katılım'ın geçmişe ait eserleri yeniden hatırlatmak, geleceğe taşımak ve günümüz mimari projelerine, şehir planlamacılığına ilham kaynağı olmak amacıyla düzenleyeceği "Kuş Evleri" yarışması iki dalda ve kategoride gerçekleşecek.
Amatör ve profesyonel olmak üzere düzenlenecek yarışma ahşap, taş ve seramik malzeme kategorilerinde uygulamaya yönelik olarak Kuş Evleri tasarımlarından oluşacak. Tasarım yarışması ile bugüne ulaşan gelenekleri yansıtan, o dönemin yaşam felsefesini anlatan, taş yapıların dış yüzeylerine yerleştirilmiş kuş evlerinin günümüze uyarlanmış yeni tasarımlarının oluşturulması amaçlanıyor.
ALLAH'A ULAŞMAK İÇİN İLAHİ BİR ÖZELLİK
Tarihi, İslam öncesine kadar giden kuş evlerini, Şamanlardan Selçuklu sanatına kadar birçok alanda görmemiz mümkün. Öyle ki atalarımız kuşların uçabilmesini, Allah'a ulaşmak için ilahi bir özellik olarak görmüşler ve bundan dolayı korku ve sevgi karmaşası içinde kuşlara ciddi bir önem vermişlerdir. Bu inanç ve düşünceler, zaman içerisinde İslâm dini ile şekil değiştirdi, bir kısmı da bâtıl inançlar olarak günümüze kadar geldi.
Tüm bunlarla birlikte, Türkler 'in kuşlara verdikleri önem ve onlara yönelik insanî davranışları, Türk mimarisinde kuş evlerinin ortaya çıkmasını sağladı.
16. yüzyılda kuş evlerinin yapıldığı binalara örnek olarak İstanbul'da Bali Paşa Camii, Büyük Çekmece Köprüsü, Tokat'ta Ulu Cami, 17. yüzyılda İstanbul'da Yeni Cami, Niğde'de Kiğılı Camii, Antakya'da Ulu Cami, Amasya'da Sultan Bayezid Camii gösterilebilir. 18. yüzyılda ise İstanbul'da Nuruosmaniye Camii, Üsküdar Ayazma Camii, Selimiye Camii, Taksim Maksemi, Zeyrek Şebsefa Mektebi, Saraçhane Amcazade Hüseyin Paşa Mektebi'ni göstermek mümkün. Bunların içinde en önemlisi ise Topkapı Sarayı Darphane-i Amire binasında, çok katlı sarayı andıran, oymalı sırça köşk kuş evidir.
MEVLÂNA DA ESERLERİNDE KUŞLARDAN BAHSEDER
Güvercin, aynı zamanda Nuh Tufanı'nın müjdecisi olarak bilinir. Yine bir başka efsaneye göre, Hz. Süleyman Tekke-i Mürgan'ı (kuşlar tekkesi) kurmuş, dünyanın her yerinden yılda bir defa gelen güvercinler, bir hafta süreyle bu tekkede beslenmiş, ötüşmüş ve Süleyman Peygamber'e dua edip dağılmışlar. Gerek "Mesnevi", gerek "Divan-ı Kebir"de Mevlâna'nın üzerinde en çok durduğu hayvanlar yine kuşlardır. Öyle ki ilkbaharda ilk öten kuş olan bülbülün sesini dinlemek için, vaktiyle İstanbul'da çiğdemler açtığında, İstinye koyuna gidildiğinden bahsedilir.
İnsanların yüzyıllardan beri göklere hâkim olma ve uçabilme arzularını kamçılayan, bu özellikleriyle diğer hayvanlardan ayrı tutulan kuşlar, bütün milletlerin masallarında yer almışlardır. "Şehname"de Kevkâvus'un uçtuğu, düşerek Rüstem tarafından kurtarıldığı yazılır. Sultan IV. Murad zamanında, Hezârfen Ahmed Çelebi'nin yaptığı kartal kanatlarıyla Galata Kulesi'nden uçup Üsküdar'da Doğancılar'a indiği, bu başarısı sebebiyle padişah tarafından ödüllendirildiği bilinir. Masallarda adı geçen Hümâ kuşunun, aynı zamanda Osmanlıların remzi ve lâkabı olduğu, hümâyun kelimesinin bundan türetildiği öne sürülür. Hatta Hümâ kuşunun kanadının değdiği kimsenin padişah olacağı inancı efsane haline gelmiştir.
YABANCI SEYYAHLAR DA ESERLERİNDE BAHSEDER
Birçok yabancı seyyah, eserlerinde Türkler 'in yardımseverliklerinden bahsederken, hayvanlara karşı olan ilgilerini de dile getirirler. Thevenot, seyahatnamesinin Türkiye'yi de içine alan birinci kısmında şu ifadeler yer alır:
"…Onların iyilikseverliği hayvanlara, bu arada kuşlara kadar ulaşır. Her gün birçok kimse pazarlara kuş satın almaya gider ve bunları serbest bırakırlar. Söylediklerine göre, bu kuşların ruhları, kıyamet gününde Allah'ın huzurunda onların iyiliklerine şahitlik edeceklerdir."
Moltke ise Türkiye Mektuplarında, Türkler hayırseverliklerini hayvanlara karşı bile gösterirler. Üsküdar'da bir kedi hastanesi bulursun, Bayezid Camii'nin avlusunda da güvercinler için bir bakım yeri vardır" diyerek şöyle devam eder:
"Birçok mezar taşının altı oyulmuştur. Buraya yağmur suları toplanır ve sıcak yaz günlerinde köpekler ve kuşların susuzluklarını giderebilme vazifesini görür. Müslümanlar hayvanların şükranının da insanlara hayır getireceğine inanırlar."
İSTANBUL'DA BULUNAN KUŞ EVLERİ
Çoğunluğu taştan, ahşaptan, pek azı da tuğladan yapılan evler, iki grup olarak sınıflandırılır. Birincisi ve çoğunluğu, bina cephelerinden dışa taşkın yapılan hücre veya odacıklar şeklinde olanlardır. Buna örnek ise Üsküdar Ayazma Camii, Eyüp Şah Sultan Sebili'dir. Bunlar, bazen konsollar üzerine cumba şeklinde ileri doğru uzatılmış tek katlı köşk veya yalı görünümünde minik yapılara ya da çok katlı saraylara benzerler. İkinci grup kuş evleri ise, bulundukları binaların cephe duvarları arasına niş şeklinde oyulmuş odacıklar halindedirler.
Bazı kuş evlerinde sakaların, serçelerin beslenmesi içi yemlikler, suluklar, inip çıkabilmeleri için merdivenler, başlarını çıkarıp etrafı kolaçan edebilmeleri için balkonlar bulunur. Bu evlerin en güzel örnekleri ise, İstanbul Üsküdar'daki Yeni Valide, Ayazma-Selimiye camilerinde ve Topkapı Sarayı'ndaki Darphane'nin iç avlusundaki binada yer alır.
Günümüze sağlam olarak gelen kuş evlerinin bulundukları yapılar arasında en güzel örnekler, Nevşehir Kurşunlu Camii Kütüphanesi, İstanbul'da Taksim Maksemi, Üsküdar Ayazma Camii, Lâleli'deki Sultan III. Mustafa ve III. Selim türbesi, Selimiye Camii ve Eyüp Şah Sultan Mektebi ile Kayseri Şeyh İbrahim Tennurî Çeşmesi'dir.
İstanbul'da Sultan III. Selim tarafından yaptırılan Selimiye Camii'nin duvarlarında ve cami ayaklarında yer alan köşk biçiminde iki kuş evinin, geniş ve büyük kafeslerle çevrili olduğu görülür. Üsküdar Yeni Valide Camii'nin bütün cephelerinde bulunan kuş evlerinden ikisi ise cami şeklindedir.
İstanbul'da bulunan diğer nadide kuş evlerinden bazıları ise, Feyzullah Efendi, Seyyid Hasan Paşa medreseleri, III. Mustafa Türbesi, Çukurçeşme Hanı, Balat Ahrida Sinegogu'nda bulunuyor.
İstanbul Laleli semtindeki Laleli Cami'nin alt kapısının yanındaki III. Sultan Mustafa'nın türbesinde kuş evlerinin estetik güzelliği ve binanın köşesindeki konumu hayranlık uyandırır.
İstanbul Üsküdar'daki Ayazma Camii, Sultan III. Mustafa tarafından yaptırılır. Yapının en ilgi çekici tarafı ise çeşitli biçimlerdeki kuş evlerini bünyesinde barındırmasıdır. Sultan I. Mahmud tarafından yaptırılan İstanbul Taksim Maksemi'nde de giriş cephesinde konsollara oturan birbirinin simetriği iki kuş evi bulunur. Kayseri'de, Şeyh İbrahim Tennurî Çcşmesi'ndeki üç katlı kuş evi ile İstanbul Laleli'deki Sultan III. Mustafa ve III. Selim'in türbesindeki kuş evleri yine zarif örnekler olarak karşımıza çıkar.
HAT SANATINA YANSIYAN SEVGİ
Kısaca özetlersek kuş evleri, Türk milletinin Allah'ın yarattığı bir varlığa karşı olan merhamet ve sevgisinin en güzel mimari örnekleri arasında yer alır. Hatta öyle ki bu sevgi hat sanatına da yansımıştır. Örnek olarak da İsmail Zühtü Efendi'nin 'leylek biçiminde besmelesi'ni verebiliriz. Bu örnek bize, kuş evlerinin ince duyguları anlatırken Türk medeniyeti ve kültürü açısından da ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu gösterir.
YARIŞMANIN DETAYLARI
Ülke çapında düzenlenecek yarışmada 5 Şubat 2017 - 23 Mart 2018 döneminde ürün teslimi yapılabilecek. Yarışma kapsamında dereceye giren kişilere toplamda 66 bin liralık ödül verilecek.
Kuş Evleri yarışmasıyla eş zamanlı olarak Osmanlı'dan bugüne kuş evleri fotoğraf yarışması da düzenlenecek. Kuş Evleri fotoğraf yarışmasında dereceye girecek eserler, projenin ödül töreninde sergilenecek.
Fotoğraf yarışmasında dereceye giren kişilere ise toplamda 19 bin liralık ödül verilecek.