Yaptığı bağlamalarla UNESCO'dan "Yaşayan İnsan Hazinesi Kültürel Miras Taşıyıcısı" ödülü alan ve 5 yıl önce hayata veda eden Bekir Tekeli'nin mesleğini oğlu Mehmet Tekeli devam ettiriyor.
Mehmet Tekeli, 2010 yılında UNESCO'dan "Yaşayan İnsan Hazinesi Kültürel Miras Taşıyıcısı" ödülünü alan babasının kültürel mirasını sürdürerek bağlamaları gelecek nesillere tanıtıyor.
Çalışmalarını babasının atölyesinde sürdüren Mehmet Tekeli, dut ağacından yaptığı ve manda boynuzu kullandığı bağlamalarıyla insanların yüreğine dokunuyor.
Mehmet Tekeli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasının hatırasını devam ettirmek için uğraş verdiğini söyledi. Babası ve amcasının ilk bağlamayı kendileri için yaptıklarını belirten Tekeli, şöyle devam etti:
"Çamdan bir saz yapmışlar. Bunu daha sonra bir zengin satın almış. Bir tane daha yapmışlar, onu da almış. Saz yapım mesleğine bu şekilde girmişler. Amcam Ahmet Tekeli 1954 yılında dükkan açmış. 1957 yılında da babam, Ahmet Tekeli'nin yanına gelmiş. Tekeli kardeşler o şekilde doğmuş. 50 seneye yakın beraber çalışmışlar. 1990 yılında amcam vefat edince babam tek başına işi sürdürmüş."
"Ağacın sesi neyse o tınıyı almaya çalışırız"
Babası Bekir Tekeli'nin UNESCO 'dan "Yaşayan İnsan Hazinesi" ödülünü 2010 yılında Neşet Ertaş ile birlikte aldığını anlatan Tekeli, ödülün kendileri için büyük bir gurur olduğuna işaret etti.
Kendisinin babasıyla küçük yaşlardan itibaren atölyeye gittiğini, böylece zamanla bağlama yapmayı öğrendiğine dikkati çeken Tekeli, "Babamdan sonra bağlama yapmaya devam ettim. Babam vefat ettikten sonra baca tütsün, bu iş devam etsin diye mesleğe devam ettim. İsmimiz yaşasın istedim." dedi.
Tekeli, dut ağacından oyularak yapılması ve eşiğinde manda boynuzu kullanılmasının Tekeli bağlamalarını diğer bağlamalardan ayırdığının altını çizdi. Bağlama yapımında kimyasal malzeme kullanmadıkları vurgulayan Tekeli, şunları söyledi:
"Tekeli sazını diğer sazlardan ayıran en büyük özellik, polyester vernik kullanılmaması, akustik sese önem vermesidir. Bunu bilen müşteriler bu nedenle bize sipariş veriyor. Bizim sazımız bir sahnede olmaz. Ses tahtasında polyester vernik kullanmayız. Ağacın sesi neyse o tınıyı almaya çalışırız. Paraya tamah etmeden, sevgiyle, aşkla bu işi yapıyoruz. Bir sazın yapımı 20 gün sürüyor. En az bir sene teknenin kuruma süresi var."
Tekeli, Türk halkını en iyi türkülerin anlattığını, türkülere de bağlamanın eşlik ettiğini dile getirerek "Müzik aleti yapanların ilk önce yaptıkları işe gönül vermeleri gerekir. İşin içine sevgi katmazsan ses de o oranda düşük çıkıyor. Ne kadar sevgi katarsan, emek katarsan, o kadar güzel sesler elde ediliyor. Yoksa başarılı olma ihtimalin yok." diye konuştu.
Tekeli, Türkiye'deki birçok şehrin yanı sıra Türklerin bulunduğu Avustralya, ABD, İsveç, Norveç gibi ülkelere de bağlama gönderdiklerini kaydetti.