Bosnalı Müslümanların babosu, dedosu Bilge Kral Aliya, askerleri tarafından sözüne her şeyden çok güvenilen, liderden öte "baba" olarak anılıyor. Çünkü o Avrupa'nın göbeğinde ahlaksız bir savaşın ortasında, silahsız, teçhizatsız, savunmasız ve yapayalnız bırakılan Bosnalı Müslümanlara bir zafer ve bağımsız bir ülke hediye etti.
EN BÜYÜK SİLAHI İNANCIYDI
Bu uğurda 78 yıllık ömrünün en güzel günlerini zindanda geçirmekten de çekinmedi. İslam Manifestosu ve Doğu ile Batı arasında İslam gibi 20'nci yy. İslam felsefesinin en özgün eserleri arasında gösterilen kitapları kaleme aldı. Ve mücadelesi ona zindandan Cumhurbaşkanlığa giden yolu açtı. Savaş başladığında Saraybosna'yı terk etmedi. Sığınaklarda siperlerde yaşadı. Sadece Başkomutan olarak cephede değil, diplomat olarak müzakere masasında da zafer kazandı. Siyasete vedası bile başlı başına bir dersti.
"İmanınıza, bayrağınıza ve devletinize sımsıkı sarılın. Bunlar olmazsa dağılabilirsiniz…"
VEFATINDAN HEMEN ÖNCE
Balkanların bilge hükümdarı 19 Ekim 2003'te hayatını kaybetti. Ölümünden önce hatta son günlerinde önemli bir misafir ağırlamıştı…
İzzetbegoviç, Erdoğan'ın kulağına vasiyetini fısıldadı: "Dualarımız sizinle. Bu topraklar Osmanlı bakiyesidir. Bosna'mı koruyun, Bosna'ma sahip çıkın, O size emanet."