Arama

İsmail Güleç
Haziran 16, 2022
Çocuklarımıza İstiklal Marşı'nı öğretebiliyor muyuz?
Sesli dinlemek için tıklayınız.

14 Haziran 2022 Salı günü, İstanbul Medeniyet Üniversitesi ve Mehmet Akif İnan Vakfı, Eğitim-Bir-Sen'in himayesinde İlk ve Ortaöğretimde İstiklal Marşı'nın Öğretimi başlıklı bir çalıştay düzenledi. Farklı üniversitelerden 20 öğretim üyesi ve Sakarya, İstanbul, Adıyaman ve Ankara'dan 20 Edebiyat ve Türkçe Öğretmeninin katıldığı çalıştayda orta okul ve liselerde çocuklarımıza İstiklal Marşı'nı ne kadar öğretebildiğimiz ve daha iyi öğretebilmek için neler yapılması gerektiği konuları tartışıldı, görüşüldü.

Mehmet Âkif Ersoy'un kaleme aldığı bağımsızlığımızın sembolü olan İstiklâl Marşımız, milletimizin istiklâl ve istikbâline verdiği değeri vatan, bayrak, ezan gibi kutsal kabul edilen mefhumlar üzerinden dile getiren bir millî mutabakat metni olduğu, birlik ve beraberliğimizin temininde, istiklâl ve istikbâlimizin temsilinde bugüne kadar önemli bir işlevi üstlenmiş, üstlenmeye de devam ettiği konusunda sanırım herkes hemfikirdir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin temelini oluşturan ve bizi millet olarak bir arada tutan vatan, millet, bayrak, istiklal ve istikbal gibi kavramların çocuklarımıza kavratılması büyük ölçüde İstiklâl Marşı'nın doğru öğretilmesi ile ilgili olsa gerek. O halde sorumuzu soralım: İlk ve ortaöğretim kademelerinde bir millî mutabakat metni olan İstiklâl Marşı'nı çocuklarımıza öğretebiliyor muyuz? İstiklâl Marşı'nı öğretmek için ders kitaplarında kullanılan metinler, etkinlikler, eğitsel materyaller yeterli mi? Marş'ın öğretimine yönelik kullanılması gereken metinlerin özellikleri ne olmalı? Hangi aralıkla kaç etkinlik yapılmalı?

Gün boyu süren çalıştayda bu sorulara cevap arandı. Üç oturumdan oluşan çalıştayın ilk oturumu panel şeklinde düzenlenmişti. İlk konuşmacı Prof. Dr. Cemal Yıldız ve Dr. Mehtap Kaya dünyada milli marş öğretiminin nasıl yapıldığını örnekler vererek anlattı. Bildiride dikkatimi çeken husus Almanya oldu. Milli marşları hiçbir şekilde resmi program ve müfredatlarında yer almazken, yani resmen öğretilmezken tüm Almanların marşlarını çok iyi bilmeleri oldukça dikkat çekiciydi. Bizim derslerde öğretmeye çalışıp da öğretemediğimizi adamlar ders kitaplarına ve müfredatlarına koymadan öğretiyor olmalarının üzerinde düşünülmesi gereken bir konu olduğu muhakkak.

İkinci konuşmacı Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalin idi. Prof. Kaçalin, İstiklal Marşı'nın sözlüğünün henüz yapılmadığını, hâlâ etimolojinin tam olarak izah edemediğimiz kelimeler olduğunu söylemesi dikkat çekiciydi. Konuşmasında İstiklal Marşı'nın daha şairi sağ iken yapılan yayınlardaki metin farklılıklarına dikkat çeken Prof. Kaçalin, önce metnin imla ve kelime bakımından sağlam bir metnin ortaya konmasının öneminden bahsetti. Daha sonra da hazırladığı sözlükten birkaç örnek verdi. Dileriz Prof. Kaçalin'in hazırladığı sözlük bir kitapçık olarak kisve-i tab'a bürünüp tüm edebiyat ve Türkçe öğretmenlerimize ulaştırılır.

Üçüncü konuşmacı Prof. Dr. Leyla Uzun ufuk açıcı konuşmasında İstiklal Marşı'nın anlaşılmasına katkıda bulunacak zihinsel boşluk ve kavramsal harmanlama kuramlarından bahsetti. Şairin, İstiklal Marşı'nda duygusal etki gücünü nasıl inşa ettiğini birkaç örnek üzerinden anlattı. Şairin, bayrak, şafak, dalgalanmak, kan dökmek kelimelerinin zihinde olan anlamını tetikleyerek muhatabın zihninde daima hürriyeti ve bağımsızlık fikrinin canlanmasını hedeflediğini gösterdi. Kesinleştirme, yansıtılmış gerçeklik ve derinleştirme ile okurun zihnindeki boşlukta yer alan kavramları harmanlayarak anlamın tamamlandığını örneklerle anlattı. Bu yöntemin İstiklal Marşı'nın anlaşılmasına çok farklı bir derinlik katacağından ve öğrencilerin ilgisinin çekeceğinden hiç kuşkum yok. Sorun bu kavramları ve yöntemleri öğretmenlerin bilmiyor olması. Sadece öğretmenlerin değil, üniversitenin ilgili bölümlerindeki hocaların da bilmemesi ve öğretmen adaylarına öğretilmemesi.

Üçüncü konuşmacı Prof. Dr. İsmail Güleç, yani fakiriniz, Mehmet Akif Ersoy'a göre bir şiirin nasıl okunması gerektiğini, Akif'in yazılarından yola çıkarak göstermeye çalıştı. Yine ilginç bir sonuç karşıladı bizi. İstiklal Marşı'nı güzel okuma yarışmalarında abartılı jest ve mimiklerle ağlayarak okunması Akif'in eleştirdiği okuma biçimi olması idi. Yani biz Akif'in güzel ve doğru bulmadığı biçimde okuyanları birinci ilan ediyoruz.

Öğleden sonraki ilk oturum Dr. Dr. Neslihan Yücelşen ve Dr. Funda Yeşil'in "İlköğretimde İstiklal Marşı'nın Öğretimi"ne dair sunumuyla başladı. Mehmet Yüzücü ise hazırladığı Çocuklar İçin İstiklal Marşı Atlası kitabını anlattı. Daha sonra müzakerelere geçildi ve orta okul öğrencilerine İstiklal Marşı'nın nasıl öğretilmesi gerektiği üzerinde eleştiriler ve önerilerde bulunuldu.

Öğleden sonraki ikinci oturumda Prof. Dr. Aliye Uslu Üstten "Ortaöğretimde İstiklal Marşı'nın Öğretimi" başlıklı sunumunda liselerde İstiklal Marşı'nın neredeyse hiç yer almadığını söylemesi dikkat çekiciydi. Prof. Dr. Halit Karatay ise "Okullarda İstiklal Marşı'nın Öğretilmesi ve Sevdirilmesi" başlıklı sunumunda bu konuda neler yapılabileceğinden bahsetti. Daha sonra müzakerelere geçildi. Değerlendirme oturumu ile de çalıştay sona erdi.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın da bu konuda çalışmaları olduğunu biliyorum. Talim ve Terbiye Kurulu'nun 2020'de yayınladığı İstiklal Marşı'mız ve Mehmet Akif Ersoy Etkinlikleri El Kitabı'nda kademelere göre faydalı etkinlik örnekleri yer almakta. Ancak bu kitabın tüm edebiyat ve Türkçe öğretmenlerine ulaşıp ulaşmadığı konusunda bir bilgiye sahip değilim. Çok değerli ve anlamlı bulduğum ve öğretmen arkadaşlarımızın istifade edebilecekleri güzel örneklerin olduğu bu kitapta yer alan etkinlikler ile İstiklal Marşı'nın öğretilip öğretilemeyeceği bir başka tartışma konusu olduğu için üzerinde durmuyorum.

Yine EBA'da İstiklal Marşı'nın öğretilmesinde öğretmenlere yardımcı olmak üzere bir doküman yer alıyor. Sözlük, Akif'e dair anekdotlar, İstiklal Marşı'nın nasıl dinleneceğine dair yönerge, yarışmaya katılan diğer şiirler, meclisteki oylama, dergi hazırlama gibi 40 etkinlik örneğinin yer aldığı çalışmanın öğretmenlere yardımcı olacağında kuşku yok.

Ancak ders kitaplarında ve yıllık planlarda liselerde neredeyse hiç yer almayan, orta okulda sadece bir yerde geçen İstiklal Marşı'nı, Talim ve Terbiye Kurulu'nun ve MEB'in hazırladığı kitaplarda yer alan etkinliklerinden yararlanarak işlemek pek mümkün görünmüyor.

Gün boyu süren çalıştayda anladıklarımı kısaca maddeler halinde özetleyeyim.

1. İstiklal Marşı'nı doğru dürüst öğretemiyoruz.

2. İstiklal Marşı'nın öğretilmesi tamamen öğretmenin inisiyatifine ve becerisine bırakılmış. Liselerde hiç yok, orta okulda ise çok az yer almakta.

3. İstiklal Marşı için önerilen etkinlikler mevcut etkinliklerin uyarlamasından ibaret. Ayrıca etkinlik örneklerinde digital dünyanın yeterince yer almamakta.

4. Üniversiteler olarak İstiklal Marşı'nın öğretebilecek donanımda öğretmen yetiştiremiyoruz.

5. Bunu tam olarak nasıl yapacağımız konusunda da süreçleri tanımlanmış, takip edilebilir, ölçülebilir, çocukların dikkat çekecekleri şekilde izah edebilecek araç ve gereçler yeterince geliştirilmemiş.

Çalıştayda konuşulanlar kitaplaştığında mesele daha açık bir şekilde ortaya konulacaktır. İstiklal Marşı'nın tarihi ve toplumsal, değerler eğitimi, müzik eğitimi gibi farklı yönleri de var. Mehmet Akif İnan Vakfı'ndan Türkçe ve Edebiyat dersleri dışında başta Sosyal Bilgiler, Müzik, Din Kültürü gibi dersler olmak üzere diğer derslerdeki durumun da tartışılacağı bir çalıştay bekliyoruz.

İstiklal Marşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu metnidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşaması İstiklal Marşı ruhunun yaşatılmasına bağlıdır. Mesele bizim için bu kadar hayatidir. Öğretilmesi en başta MEB'e emanet edilmiştir ve marşın evi orasıdır. Öğretilmemesi ise milli zafiyet doğuracaktır.

İsmail Güleç

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN