Bundan önceki yazılarımızda, Kutlu Sefer'in başladığı şu günlerde "hacı adayı" olarak, bu yılın Arafat Listesinde ismi yazılan davetli misafirlerin yola çıkarken manevi yönden hazırlıklı olmalarının önemini birkaç yazıyla bir silsile halinde ele alacağımızı ifade etmiştik. Bugünkü yazımızda da yine aynı tema çerçevesinde, Manevi anlamda hazırlıklı olmak hacı adayına neler kazandırır? Bu husustaki eksiklik ve yetersizlik nelerin kaybına yol açar? sorularına cevap bulmaya ve konuya bu açılardan bakmaya çalışacağız.
"MANEVİ HAZIRLIK" HACI ADAYINA NELER KAZANDIRIR?
Mukaddes beldelere gitmek için birtakım şartları taşıyan ve imkâna sahip olanlar için hac ibadetinin, "Allah'ın, insanlar üzerindeki hakkı" olduğunu bildiren bir ayet-i kerime vardır. (Bkz. Âl-i İmrân, 97) Bunun yanı sıra Sevgili Peygamberimizin (sav) bir hadis-i şerifinde ifade buyurduğu üzere, "Hac, İslâm'ın beş şartından biridir." (Buhârî, Îmân, 1, 2).
Allah Teâlâ'nın insanlar üzerindeki "hakkı" ve müslümanlığın bir "şartı" olarak tarif edilen, böylece Allah'a kulluk adına "önemli bir ibadet" halinde bize sunulan olan haccın fazileti ise şu müjdeyle yine Peygamber Efendimiz (sav) tarafından haber verilmektedir: "Allah rızâsı için şartlarına riayet ederek haccını edâ eden kişi, memleketine annesinden doğduğu günkü gibi günahlarından arınmış olarak döner…" (Müslim, Hac, 438)
İnsanoğluna sonraki hayatında tertemiz bir sayfa açılacağını müjdesini veren bu muhteşem ifadeleri yanında yine bazı hadislerde hac ibadetinin, kadın ve erkek için ne denli ehemmiyet taşıdığını görmek mümkündür. Resul-i Ekrem (sav) Efendimizin bir benzetme yaparak değindiği hususlar dikkat çekicidir: "Hac ile umreyi birbirine ekleyin. Çünkü bunlar, körüğün demir, gümüş ve altının kirini gidermesi gibi fakirliği ve günahları giderir. Makbul bir haccın karşılığı ise cennettir." (Tirmizî, Hac, 2)
Hac ibadetinin mümin kadınlar için taşıdığı anlam ise çok büyüktür. Zira Peygamberimizin ifadesiyle, "Hac, kadınlar için en güzel cihad" olarak nitelendirilmektedir. (Buhârî, Cezâʾü's-Sayd, 26.)
Günümüz şartlarında çoğu Müslüman için hayatında "sadece bir kez" ele geçen imkan ve fırsat ile böylesine değere ve öneme sahip olan hac ibadetini, tüm şartlarına; ruhuna ve maksadına uygun bir şekilde ifa etmek için "hazırlıklı" olmak, "fırsatı ganimete döndürmek" olurken; aksine bir durum ise "fırsatı hebâ etmek" anlamına gelmektedir. Zira ikinci bir kez haccetme imkan ve fırsatına kavuşmak, günümüz şartları çerçevesinde neredeyse imkansız gözükmektedir.
Hacca hazırlık hususunda meseleye maddi açıdan bakılarak, harcanmak üzere nakit para, ihramlık libas ve mevsime uygun giysiler, kullanılmakta olan veya ihtiyaç duyulması muhtemel olan ilaçlar, yolculuk esnasında tüketilebilecek gıda maddeleri, güneşten korunmak için şemsiye vs. temini ne kadar önemliyse, bunlardan daha öncelikli olan şey, bu hazırlığın "manevi" olanıdır. Zira maddi hazırlık kapsamında saydıklarımızdan birinin veya birkaçının eksikliği, yolculuk esnasında bir şekilde sonradan telafi edilebilecekken, manevi hazırlığın temelini teşkil eden takvâ ve bu kavramın beraberinde gelen/gerektirdiği birtakım vecibeler/görevler/vasıflar ise "telafisi mümkün olmayan" hususlardır. Çünkü hac, en azı 4-5 gün süren bazen de 30-40 güne kadar uzayan süreçte, "yaşanacak bir sınavlar zinciridir". Her günü bir şekilde sınanmakla geçecek bu süreçte, ancak hazırlığını yeterli bir şekilde yapan ve "manevi hazırlık" kavramının en önemli kazanımı olan "sabır" erdemiyle donanmış olanlar sınavlarını her gün birer birer başarıyla vermektedirler. Zira onların azığı, kişiyi asla yolda bırakmayan ve bırakmayacak olan "takvâ"dır…
MANEVİ HAZIRLIK EKSİKLİĞİ NELERİN KAYBINA SEBEP OLUR?
"Hacca manevi hazırlık" kavramının öneminden ve kişi için taşıdığı değerden haberdar olmayan ve bu önemli noktanın farkına varamayan, daha ziyade maddi konularla alakalı hususları ikmal etmeye çalışarak hacca hazırlandığını düşünen ve Kutlu Yolculuk zamanı geldiğinde çoğu zaman bu eksikliğinin farkında olmaksızın yola çıkan hacı adaylarında gerek yolculuk esnasında gerekse mukaddes topraklarda rastlanan birtakım yakışıksız tutumlar ve davranışlar; olumsuz tavır ve söylemler, hep bu önemli hazırlıktan mahrumiyetin göstergeleridir.
Manevi açıdan hazırlıksız olarak çıkılacak hac yolculuğunun, -tecrübe ve gözlemlerimize dayanarak ifade edecek olursak-, hacı adayı için aşırı sıcak ve son derece kalabalık bir ortamda gerçekleşen, meşakkatlerle dolu "zorlu bir turistik seyahat"e dönüşmesi kuvvetle muhtemel bir durumdur… Böylesi bir sonuçla karşılaşmamak için, "Hacca Manevi Hazırlık" konusu önemsenmeli, önemsetilmeli ve bu hususta ciddi bir farkındalık oluşturulmalıdır. Çünkü motivasyon ve hazırbulunuşluk, her konuda olduğu gibi bir eğitim-öğretim ve manevi terbiye yönü olan, sınavlarla yüklü hac ibadeti için de son derece önemlidir…
Konuya devam edeceğiz, Kutlu Seferin yolcularına afiyet ve selamet dileklerimizle sağlıcakla kalınız efendim…
Mehmet Emin Ay