SETA, yakın zamanda manevi danışmanlık üzerine başarılı bir analiz yayımladı (http://setav.org/assets/uploads/2018/04/234.-Manevi-Danışmanlık.pdf yazar: Merve Reyhan Baygeldi). Çalışma, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yürütülen manevi danışmanlık hizmetinin tarihsel sürecini, geleneksel Müslüman toplumlardaki formlarını, Batı dünyasındaki gelişim serüvenini ve ülkemizdeki halihazırdaki durumunu sunmaktadır. Çalışmada ayrıca, uygulamanın yeni olmasından kaynaklı bazı geliştirmeye açık yönler de incelenmektedir. Konunun kurumsal, içeriksel ve teknik problemlerini tespit etmiş ve bunlara dair bazı öneriler sunmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı son derece hayırlı ve gerekli bir hizmeti uzun siyasi tartışmalardan sonra başlatmıştır. Bu hizmet tedbirlerin alınmasıyla bundan sonra da daha da mükemmelleşecektir.
Ülkemizde 1950 yılından beri tartışılmakta olan manevi danışmanlık, AK Parti iktidarıyla beraber 2003'te Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarında hayata geçirilmiştir.
İslam'ın klasik tecrübesi de diğer dinlerde olduğu gibi cemaatçi unsurlar üzerinden gelişmiştir. Manevi ve ahlaki gelişim bir cemaat içerisinde (mahalle, köy, dinî bir topluluk gibi) neşv ü nema bulur. Buna rağmen özellikle tasavvufta bolca örneklerini gördüğümüz gibi bireyin manevi gelişimine de itina gösterilir. Nitekim Hz. Peygamber manevi liderlik yaparak Müslümanların olgunlaşma serüvenlerinin çoban yıldızı olmuştur. Bunun dışında muteber âlimler, salih mürşitler, mahallelerde yaşayan büyükler ve diğer saygın kişiler geleneksel yaşam şartlarında yeni gelen nesillere veya ihtiyaç duyan kişilere manevi danışmanlık ve yol göstericilik yapmıştır. Geçmişte olduğu gibi bugün de bu dinî-manevi danışmanlık modelleri devam etmektedir. Fakat modern yaşamla beraber bu ihtiyaç her bakımdan form değiştirmiştir. Yaşanan dönüşüm ve toplumsal ilişkiler ağının değişimi bu süreci de etkilemektedir.
Niçin manevi danışmanlık hizmetine ihtiyaç duyulmaktadır?
Modern hayatla birlikte özellikle üretim biçimlerinin değişmesi, para ve tüketimin hayat içinde ağırlığının artmasıyla beraber insanın olgunluk arayışı ve manevi yönden yetkinleşme çabaları sekteye uğramıştır. Modern yaşam insanı kendi içine dönmekten ve kendi ruhunda kemal aramaktan alıkoymaktadır. Hayatın tek boyutlu ifadesi, bireyi büyük bir yalnızlığa ve kendisinin manevi varlığına yabancılaşmaya sürüklemektedir. Ayrıca modern yaşamda aile içi çatışma alanları, ölüm, yaşlılık, hastalık, suç ve hapishane gibi sorunlar klasik toplumda olduğundan çok farklı mahiyette zuhur etmektedir.
Ölüm bir vuslat olmaktan çıkmış, büyük bir yok oluş ve acıya dönüşmüştür. Teknolojideki gelişmeler ölümün evden kovulabileceği yanılsamasını doğurmaktadır. Ölüm korkusu modern insanın kalbine yerleşmiş temel bir korku ve kaygıdır. Bu kaygıya rağmen ölüm ötesi yaşam inancı hızla sekülerleşen modern insan için buharlaşmıştır.
Yaşlılık, sağlık teknolojilerinin zorunlu bir sonucudur. Modern birey istemese de gelişen sağlık hizmetleri sebebiyle yaşlılık dönemini uzatmak zorunda kalabilmektedir. Uzun süren yaşlılık bazen uzun süren bir yalnızlığa dönüşebilmekte ve bu süreçte insanın anlam arayışı artabilmektedir.
Hastalık ve hastalık sonucu ortaya çıkan acı, modern birey için baş edilmesi gereken bir olgudur. Hastalık ve acılar, artık olgunlaşmanın; sabrı, merhameti ve diğergamlığı öğrenmenin bir aracı veya Yüce Allah'ın bir imtihanı değildir.
Günümüzde suç ve hapishane olguları, modern yaşamın normlarına ayak uyduramamanın bir karşılığıdır. Türkçedeki "kader mahkûmu" bu duyguyu bize aktarır. Kader mahkûmları yeni yaşam şartları altında ezilenler, hayata hazırlıksız yakalananlar, dezavantajlı aile ve ortamlarda büyüyen bireylerdir. Tarihin hiçbir döneminde sayıca bu kadar fazla insan hapse mahkûm edilmemiştir.
Tüm bu sorunlar, geleneksel toplumlarda da vardı. Fakat geleneksel yaşamda insanlar bu sorunlarla yalnız değil aile, mahalle, köy, aşiret, dinî cemaat gibi ait oldukları toplumsal yapılarla beraber baş etmekteydiler. Yüce Yaratıcıya iman anlam aramada ve baş etmede en önemli kaynak ve sığınaktı.
Modern psikoloji de dinî kaynaklardan bağımsız bir şekilde, bireyler arasında yeni ortaya çıkan ilişki ağları tespit ederek bu konular üzerinde araştırmalarda bulundu. 19. Yüzyılın sonlarına doğru pozitivizmin, din olgusunun "yok olacağına" ilişkin iddialarının gücünü kaybetmesiyle beraber dinlerin bu esaslı konular hakkında ileri sürdüğü argümanlar daha belirgin hâle geldi. Buna bağlı olarak manevi danışmanlık da, dinî ve/veya manevi kaynaklardan ve psikoloji çalışmalarının birikimlerinden istifade ederek modern insanın bu esaslı sorunlarla baş edebilmesine yardımcı olmaktır.
Sanayileşme ve bilgi teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla dünya nüfusunun yerleşim bölgeleri ve yaşam tarzları radikal bir şekilde değişti ve bu değişim hâlen devam etmektedir. Bu süreç içinde insanlık çok boyutlu siyasi, ekonomik, toplumsal ve bireysel sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. İnsanlar acı, yalnızlık ve anlam arayışı ile yüzleşmiştir. Mesela sanayileşmenin ilk dalgasında köyden şehre göç etmek durumunda kalan bir gencin yaşadığı acı, güvenlik arayışı ve hayatı anlamlandırma çabası dikkat çekicidir. Türkiye'de köyden kente göçün hızlandığı 20. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan Arabesk müzik göç eden bireylerin yaşadıkları acıları, duyguları, arayışları, gelgitleri, hayata küsüşleri açıkça dile getirir. Yine bilgi teknolojileriyle yalnızlaşan bireyin sanal gerçekliğe hapsoluşu ve içine düştüğü anlam arayışı bir başka örnektir.
Manevi danışman modern bireyin hayatında dönüm noktaları olan evlilik, ölüm, hastalık, hükümlülük, yaşlılık ve öğrencilik gibi durumlarda karşılaşılan anlam arayışına, yalnızlaşmaya ve acı ile baş edebilmeye yardımcı olmaktadır. Manevi danışman, bu kritik dönemlerde ortaya çıkan manevi ve ruhsal problemlere, manevi ve dinî kaynaklardan faydalanarak danışanın da aktif katıldığı bireysel sağaltım yoluyla çözümler arar. Sadece seküler bilgi kaynaklarından yararlanılarak icra edilen psikolojik danışmanlıktan en önemli farkı, psikoloji birikimine de sahip olarak hayatı anlamlandırmada ve söz konusu sorunlarla baş etmede dinî ve manevi kaynakların da istihdam edilmesidir.
SETA'nın yayımladığı manevi danışmanlık analizi, uygulamanın bireysel, kurumsal, hukuki ve toplumsal boyutlarını ve sahada yaşanan bazı sorunları dile getirmektedir. Ayrıca bu sorunlara dair çözüm önerileri de sunmaktadır.
İlgililerine tavsiye edilir.