Daha önceki yazımızda tanıtmağa çalışdığımız kıt'aların biraraya getirilmesiyle hazırlanan albümlere murakkaa ismi verildiğini belirterek konuya girmiş olalım (Resim 1). Bunun eski elyazması kitablardan bâriz farkı şudur: Kitabda, âharlenmiş kâğıd yaprağının her iki tarafına da eser metni yazılır ve gereken tezyînat yapılır; nihâyet dışına kab geçirilerek yâni cildlenerek kitab hâline getirilmiş olurdu.
Kıt'alarda ise, yalnız bir yüzüne yazılan âharli kâğıdın, mukavvaya yapıştırıldıkdan sonra, etrafı münâsib şekilde tezyîn edilir. Şunu hemen ilâve edelim ki, bugün artık karton adını alan -kırk yıllık değil, bilmem kaç asırlık- eski âşina mukavva da o vakitler kâğıd satanlarda bulunmaz, kitab san'atlarıyla uğraşan mücellidler tarafından, uzun emekler sarfıyla hazırlanırdı. Daha aşağıda anlatılacağı üzere, husûsî bir teknik kullanılarak kâğıdların üstüste yapıştırılmasıyla îmâl edilen bu mukavvaların kalite yönünden pek mükemmel olduğu muhakkakdır. Çünkü fabrika mâmûlü kartonların sathında pürüzler bulunması ve elyâf arasında hava boşlukları kalması muhtemeldir. Halbuki usûlüne uyularak hazırlanan mukavvalar bir yay gibi esnek ve gergin olurlar (mukavva: takviye edilmiş, kuvvetlendirilmiş mânâsına gelir). Zâten bu netîce mükemmeliyeti yüzündendir ki, bu tarzda mukavva îmâline murakka' germek denilir. Murakka' nın lûgat karşılığı "yama"dır; kâğıdlar yama gibi üstüste yapıştırıldığı için, bu isim verilmiş olsa gerekdir.
Sıhhatli biçimde murakka' germek, herşeyden önce kâğıdın cinsine bağlıdır. Islandığında yırtılıp parçalanan kâğıdlar bu maksadla kullanılamaz; kâğıd, sağlam olmalıdır. İmâlatın tabiî netîcesi, kâğıd elyâfı, nem karşısında daha çok bir istikāmetde gevşeme, uzama gösterir. Bu istikāmet, kâğıdın suyu diye isimlendirilir. Gevşeyen kâğıd, kuruyunca yine eski boyuna kısalır. İşte murakka', kâğıdın bu husûsiyetinden faydanılarak gerilir.
Mukavva hâline getirilecek kâğıd tabakaları, biri diğerine göre enden ve boydan 6-8 cm. kadar farklı eb'âdda kesilip hazır edilir. Bunlar arasındaki en küçük eb'âdlı kâğıd, işin sonunda istifâde edilebilecek âzamî sahayı gösterir (Resim 2). Murakka'daki kat adedine bağlı olarak mukavemet ve kalınlık da artar. Eskiden bu işi meslek edinen mücellidler, sipariş alırken "kaç kat istenildiğini" sorarlarmış.
Kat adedine göre farklı boyda kesilmiş kâğıdların her tarafı, bir ıslak sünger yardımıyla nemlendirilir ve hemen kurumayıp gevşemesini temin için tomar (tumar) hâline getirilerek bekletilir. Kâğıdın tavlanması tâbiriyle anılan bu bekleme müddeti için takrîben 15/20 dakika yeter.
Bu kâğıdların küçükden büyüğe doğru sırayla üstüste yapıştırılmasında kullanılan budaksız, pürüzsüz düzgün tahtaya murakka' tahtası denir. Tercîhan ıhlamur ağacından yapılan bu tahtanın eb'âdı, kullanılacak kâğıdların en büyüğünden boyca ve ence daha geniş olmalıdır.
Kâğıdların yapıştırılması için –dededen kalma usulle– un veya nişasta muhallebisinden istifâde edilir. Hâssaten bu yapıştırıcının tercîh olunması, nemlendirilmekle her zaman sökülme imkânının bulunması dolayısiyledir. Zâten asırlardır, murakka'lar tâmir maksadıyla bu şekilde sökülüp katlarından ayrılır; sonra tarif etdiğimiz tarzda yeniden yapıştırırlar.
Bilindiği şekilde, fakat "su muhallebisi" gibi şekersiz olarak iyice pişirilen un veya nişasta muhallebisine, güve veya benzerî haşerâtın tahribini önlemek gâyesiyle, eskiden bir mıkdar şap da atarlarmış. Soğudukdan sonra, içinde kalabilecek pütürleri gidermek üzere ince bir çorap koncuna konulup sıkışdırılarak süzülen bu kola, artık kullanılabilir hâle gelmişdir. Henüz nemini muhafaza eden en küçük eb'âdlı kâğıd, murakka' tahtasının sathına ortalanarak yerleşdirilir; sâdece üst yüzüne, ince bir tabaka hâlinde yapıştırıcı sürülür ve elle kâğıdın her tarafına iyice yedirilir. Meşhur hattat Sâmi Efendi (1838-1912) talebesi Necmeddin Okyay'ın (1883-1976) anlatışına göre ufak tefek yapıştırma işlerinde muhallebi pişirmek yerine, komşusu muhallebiciden (su muhallebisi) aldırıp bunun üstündeki kaymak tabakasını -iki eliyle gerdiği ipliği- muhallebinin üstünden geçirerek incecik alır, alt kısmını ise yapıştırma işinde kullanırmış.
Onun daha büyüğü olan ikinci kâğıdın bir yüzüne de, muhallebi bir başka yerde sürülüp, alta konulanın üstüne –arada hava kalmayacak şekilde- yavaşça yatırılır. Lâkin, dikkat edilecek husus, bu kâğıdın, birincisine nazaran her istikāmetde aynı mesafe kalacak şekilde (yâni 3-4 cm.) yerleşdirilmesidir. Böylece, altdan tahtaya yapışmayan birinci kâğıdın üstüne gelen ikincisi, hem birinciye, hem de kenardaki fazlalıklardan tahtaya yapışmış olur. Bu kâğıdın üstü, ortadan kenarlara doğru –yırtılmayı önlemek için bir başka kâğıd konup- sıvazlanarak, aradaki fazla muhallebinin ve hava kabarcıklarının çıkması sağlanır.
Üçüncü, eğer isteniyorsa dördüncü, beşinci katlar da aynı minvâl üzere yapıştırıldıkdan sonra murakka', nemini çekmeğe bırakılır; ağır ağır gölgede kuruması makbuldür. Murakka' gerilirken, muhallebi her tarafa aynı mıkdar da sürülmezse, çabuk kuruyan yerler gerginleşir ve henüz kurumayan kısımlarda kâğıd çatlaması olur.
Murakka' gerilmesinde, kâğıd sırası yazdığımızın aksine –zigurat biçimi- büyükden küçüğe doğru da olabilir. Bu takdirde, en altdaki kâğıdın sâdece kenardaki fazlalıklardan tahtaya yapışması sağlanmalıdır. Aksi hâlde murakka' altdan serbest kalmaz ve yerinden çıkmaz.
Murakka' iyice kurudukdan sonra, yazı yazılmış olan kâğıdın arkasına yine ince bir tabaka muhallebi sürülüp, gerilmiş saha üzerine ortalanarak yapıştırılır. Bu da kuruyunca, müzehhib tarafından büyük emeklerle iç pervaz ve dış pervaz tezhîbi yapılır veya ebrû kâğıdı yapıştırılır. İsteyen müzehhib, murakka'yı tahtasından söktükden sonra, bezemesini yapar, çalışması bitene kadar, murakka'yı tahtadan ayırmayanlar da vardır.
Nihâyet en alta –ikinci tarzda yapıldıysa en üste– gelen kâğıd hizasından olmak üzere, cedvel kullanılarak dört tarafdan da kesilip çıkartılır. İyi gerilmiş bir murakka', alt yüzünden yapışık olmadığı için, yerinden "tak!" diye ses çıkartarak âdetâ fırlar. Hele, murakka' gerilirken kâğıdın suyu -kontrplâk gibi- her katta münavebeyle çapraz getirilirse, pek düzgün bir mukavva elde edilir. Gerilirken arada hava kaldığı takdirde, bu, kurumadan önce iğne batırılarak boşaltılmalıdır, yoksa orası yapışmadan kalır. İtinaya rağmen, kâğıd uyuşmazlığı yüzünden bazı murakka'larda dalgalı satıh olduğu görülür; buna kartaklı murakka' denir.
(Yazının devamı gelecek hafta…)
Prof. Uğur Derman
Resimaltları
R. 1- Sâmi Efendi'nin (1838 - 1912) ta'lîk murakkaasısının üst taraftan görünüşü (Kerem Kıyak Koleksiyonu).
R. 2- Murakka'nın yapıştırılış şeklinin şematik îzahı.