(Bu makâlenin üçüncü bölümü geçen hafta neşredilmiştir)
Resim 1
Celî sülüs hat kalıbı (1299/1882)
Okunuşu ve mânâsı: "Men allemenî harfen, fekad sayyerenî abden"
(Bana bir harf öğretenin bendesi olurum)
Hattatı: Çarşanbalı Hacı Ârif Bey (ö.1892)
Eserle ilgili notlar: Hz.Ali'nin öğrenme iştiyâkını vecîz bir şekilde ifâdelendiren bu yazı kalıbı, celî yazıda Sâmi Efendi ile san'atında -yaşadığı müddetçe- atbaşı berâber giden Hacı Ârif Bey'in seçkin eserlerindendir.
Resim 2
Ta'lîk düz kıt'a
Okunuşu ve mânâsı:
"Yâ Kanber, künte bi'l-emsi lî
Ve sırte'l-yevme mislî
Vehebtüke limen vehebe lî
Ketebehû Ali"
(Ey Kanber, düne kadar sen benimdin; bugün benim gibi oldun. Ben de seni bana bağışlayana geri veriyorum. Bunu Ali yazdı)
Hattatı: Çarşanbalı Hacı Ârif Bey (ö.1892)
Eserle ilgili notlar: Seci'li konuşmaktan ve yazmaktan hoşlanan Hz. Ali'nin bu beyânı, hattatların imzalarında kullandıkları "Ketebehû ..." ifâdesiyle tabiî olarak nihâyetlendiği cihetle, ta'lîk hattatları tarafından teberrüken aynı şekilde yazılması âdet olmuştur. Hz. Ali imzasının altına da hattat kendi imzâsını atar.
Resim 3
Celî sülüs – rıkā' levha (1380/1960)
Okunuşu ve mânâsı:
"Kāle Ali K.V. ve R.T.A.
Devâuke fîke ve mâ teş'uru
Ve dâuke minke ve mâ tubsıru
Ve tez umu enneke cirmun sagîrun
Ve fîke'n tave'l-âlemü'l-ekber"
(Ali buyurdu ki:
Devân sendedir, fakat bilmiyorsun,
Derdin de sendendir, fakat görmüyorsun.
Sen kendini küçük bir cisim sanırsın,
Fakat bütün bir âlem sende dürülmüştür)
Hattatı: Mustafa Halim Özyazıcı (1898 -1964)
Müzehhibesi: Gülnihal Küpeli
Eserle ilgili notlar: Hz. Ali'ye âid olan bu hakîmâne sözler Osmanlı hattatlarınca pek beğenilerek yazılmıştır. 1946-1963 yılları arasında Güzel San'atlar Akademisi'nin hat muallimliğinde bulunan M. Halim Özyazıcı, bu sözleri levha olarak yazan üstadlardandır.
Resim 4
Sülüs-nesih Levha
Hattatı: Ahmed Karahisârî (ö. 1556)
Meâli: Hz. Ali K.V. şöyle buyurdu: Hakların en yücesinin hoca hakkı olduğunu gördüm. Her Müslümanın bu hakkı koruması ve yerine getirmesi îcâb eder… Çocuklarınıza yazmayı öğretin. Zîra yazmak işlerin en mühimmidir. Yine Hz. Ali K.V. şöyle buyurdu: Hüsn-i hattı öğrenin. Zîra o rızkın anahtarıdır. Yine şöyle buyurdu: Hat, elin dili, gönlün sürurudur".
Eserle ilgili notlar: Bu levhada Esedullah Kirmânî'nin talebesinden olan Ahmed Karahisârî, Hz. Ali'nin ve Yâkûtü'l-Musta'sımî'nin hüsn-i hatta dâir ifâdelerini azmışdır.
Resim 5
Celî sülüs levha (1953)
Okunuşu ve mânâsı:
"Kāle Aliyyü'l-Murtazâ: Ekseru mesârii'l-ukûli tahte bürûki'l-atmâi"
(Hz. Ali şöyle buyurdu: Akıllar en çok, arzu ve isteklerin parıltısı altında aldanır).
Hattatı: Macid Ayral (1891-1961)
Eserle ilgili notlar: Mâcid Bey bezenmeden kalan bu yazısında sülüs ve celî sülüs yazılarını kullanmışdır.
Resim 6
Celî sülüs levha (1373/1953)
Okunuşu ve mânâsı:
"Kāle Aliyyü'l-Murtazâ: Men cerâ anâne emelihî asera bi ecelihî"
(Hz. Ali şöyle buyurdu: Arzûlarının esîri olan eceline gider).
Hattatı: Macid Ayral (1891-1961)
Eserle ilgili notlar: Hattatımız ikisi sağda, ikisi solda küplü harf kullanarak ortadaki nûn harfiyle istifine muvâzene sağlamış olup bu hâl yazıya olağanüstü bir güzellik kazandırmıştır.
Resim 7
Celî sülüs levha
Okunuşu ve mânâsı:
"Kāle Aliyyü'l-Murtazâ: Lâ tukassır ilâ edebi veledike"
(Hz. Ali şöyle buyurdu: Evlâdına karşı vazîfelerini ihmâl etme).
Hattatı: Macid Ayral (1891-1961)
Eserle ilgili notlar: Mâcid Bey'in sülüs ve celî sülüsle tasarladığı tarihsiz ve imzasız güzel bir satırı.
Resim 8
Celî sülüs levha (1373/1953)
Okunuşu ve mânâsı:
"Kāle Aliyyü'l-Murtazâ: Lînü'l-kelâmi kaydü'l-kulûbi"
(Hz. Ali şöyle buyurdu: Güzel ve yumuşak söz, kalbi kendine bağlar).
Hattatı: Macid Ayral (1891-1961)
Eserle ilgili notlar: Mâcid Ayral Hz. Ali isminde farklı bir istif uygulayarak bu hattını yazmışdır.
Resim 9
Celî sülüs levha (1954)
Okunuşu ve mânâsı:
"Kāle Aliyyü'l-Murtazâ: Kemâlü'l-cûdi el-i'tizâru meahû"
(Hz. Ali şöyle buyurdu: Cömertliğin en güzeli, onunla özür beyan etmektir).
Hattatı: Macid Ayral (1891-1961)
Eserle ilgili notlar: Mâcid tarafından hem küplü hem de dikine uzayan harfleriyle bir yarı istif oluşturulmuş.
Resim 10
Ta'lîk "mürekkebât" meşk kıt'ası (1199/1785)
Okunuşu ve mânâsı:
Nâdi Aliyyen mazhare'l-acâib
Tecidhû avnen leke fi'n-nevâib
Küllü hemmin ve gammin seyencelî
Binübüvvetike Yâ Ali Yâ Ali Yâ Ali
(Kendisinden hârikalar zuhûr eden Ali'ye seslendiğin sıkıntılı anlarında, onu bir yardımcı olarak bulursun. Ey Ali, senin velîliğinle her türlü keder ve gam zâil olup dağılacaktır)
Hattatı: Mehmed Es'adü'l-Yesârî (ö.1798)
Eserle ilgili notlar: "Nâdi Aliyyen..." ta'lîk hattı öğretimindeki mürekkebât safhasında sıkça rastlanılan bir meşk örneğidir. Sağ tarafı felçli olduğu için sol eliyle yazan ve bu sebeple "Yesârî" lakabıyla anılan hattatımız, kıt'anın son mısraını -diğer bir rivâyete uyarak- farklı yazmıştır: "Bivelâyetike yâ Ali, yâ Ali, yâ Ali".
Resim 11
Celî ta'lîk zer-endûd mâil levha
Okunuşu ve mânâsı:
"Lî hamsetün utfî bihâ
Harru'l-vebâ el-hâtıme
El-Mustafâ ve'l-Murtazâ
V'ebnâhümâ ve'l-Fâtıme"
(Şu beş şey bende cehennem sıcağı gibi olan vebâ ateşini söndürür: Mustafâ, Murtazâ, oğulları ve Fâtıma)
Hattatı: Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendi (ö.1849)
Eserle ilgili notlar: Hz. Ali'nin Murtazâ adıyla anıldığı bu kıt'a birçok ta'lîk hattatı tarafından yazılmış olmakla beraber, bunların en tanınmışı Yesârîzâde'ninkidir (Topkapı Sarayı Müzesi Kütübhânesi-İstanbul).
Prof. Uğur Derman
(Yazının devamı gelecek hafta…)