Cumhuriyet devrinde bir Osmanlı Efendisi: İbnülemin Mahmud Kemal
İbnülemin Mahmut Kemal İnal, Osmanlı Devleti'ne 33 yıl boyunca çeşitli görevlerde hizmet etti. Kuvvetli bir inanca, güçlü bir hafızaya ve geniş bir tarih bilgisine sahipti. Son dönem Osmanlı şairleri, müzisyenleri, sadrazamları ve hattatlarına dair kaleme aldığı eserleriyle bu kişilerin unutulmalarını önlemeye çalıştı. Ölümünün yıldönümünde, kültür hayatına yaptığı hizmetlerle İbnülemin Mahmud Kemal'in hayatını siz Fikriyat okuyucularıyla buluşturuyoruz.
Giriş Tarihi: 23.05.2019
17:08
Güncelleme Tarihi: 24.05.2019
09:27
NİŞAN VE MADALYALARLA ÖDÜLLENDİRİLDİ
Hizmetlerinden dolayı kendisine üçüncü rütbeden Osmanlı nişanı verildi. Ayrıca kurduğu müzeyi gezen Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorları tarafından da yüksek rütbeden madalya ile ödüllendirildi.
Yine Evkâf-ı Hümâyun Nezâreti'nin tarihi ve nâzırlarının hal tercümesine dair orijinal eserin ortaya çıkmasındaki başarısından dolayı kendisine İkinci rütbeden Mecîdî nişanı verildi.
SADRAZAMLAR TARAFINDAN GÖRÜŞÜ ALINIRDI
Yaşadığı dönemin seçkin simaları arasında yer alan İbnülemin, özelikle de engin tecrübesi ve tarihi birikimiyle Osmanlı sadrazamları ve nâzırların görüş alma ihtiyacı duyduğu şahsiyetler arasında bulunuyordu.
Nitekim Birinci Dünya Savaşı sonrası barış müzakerelerinde antlaşma esaslarının belirlenmesi için kurulan olağanüstü komisyonda, sadaret makamının temsilcisi olarak görev yapmıştı.
İbnülemin, hayatının devam eden yıllarında kendini ilmî çalışmalara verdi. Yurt dışındaki ilmî kongrelere davet edildi ve çeşitli ilim cemiyetlerine üye oldu. Ancak o günün şartlarında çağrıldığı bazı uluslararası kongrelere maddî imkânsızlıklardan dolayı katılamadı.
İlimle dolu bir hayat geçiren İbnülemin, şahsi kütüphanesi ve konağındaki kıymetli eserleri daha kendisi hayatta iken, İstanbul Üniversitesi'ne, konağını ise İslâmî ilimlerde öğrenim görenleri barındıracak bir yurt olarak kullanılmak şartıyla İbnülemin Mahmud Kemal İnal Vakfı'na bağışladı.
86 yıllık bir ömrü öğrenmek, araştırmak, yazmak ve memlekete hizmet vermekle geçirdi.
YAYIN HAYATINA NASIL BAŞLADI?
İbnülemin, dönemin geleneğine uygun şekilde yazım hayatına şiir yoluyla girmişti. Mehmet Âkif ile birlikte erken yaşlarda ilk nazım denemelerine başladı ve eski şiir usulünü izledi.
Çoğunlukla gazel tarzında manzumeler meydana getirdi, hece vezniyle de yazdığı eserler oluşturdu. Hersekli Ârif Hikmet gibi üstatları kendine örnek alarak dönemin meşhurlarının şiirlerine nazîreler yazdı ve şiirlerinde "Nâlânî" mahlasını kullandı.
NAATLARININ OLDUKÇA ÖZEL BİR YERİ VARDIR
Onun manzum eserleri arasında naatlarının özel bir yeri bulunuyor. Efendimize (sav) karşı duyduğu sevgi ve saygının en güzel göstergeleri olan naatlarının büyük bir kısmı Hüseyin Sadettin Kaynak, Hüseyin Kâzım Uz ve Hâfız İsmail Nisfet gibi devrin büyük sanatçıları tarafından bestelendi.
Şiirlerinin elinde kalanlarını Mevzun Sözler adı altında bir araya getirmişse de bastıramadı. Ayrıca onun tasavvufî nitelik taşıyan bir kıtasına Feyzü'l-Kemâl, bir na'tına da Mir'âtü'l-Kemâl adıyla Hüseyin Vassâf tarafından birer şerh yazılmıştır.