3 şair 4 destan I Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek ve Ömer Lütfi Mete
Edebiyatımızın nice üstadı ve onların unutulmaz eserleri vardır. Bu yapıtlar, okuyucular için rehber niteliğindedir. Bazen gönlümüze dokunup hayata bakış açımızı değiştirir, bazen de dönemini daha iyi tanımamızı sağlar. Bu dizelere imza atan şairlerimizden üçü Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek ve Ömer Lütfi Mete idi. Gelin, önemli kalemlerin şiirlerinin yazılış hikayelerine daha yakından bakalım.
Giriş Tarihi: 10.11.2022
10:33
Güncelleme Tarihi: 10.11.2022
10:49
◾ Her devletin geleceğini şekillendiren olaylar yaşanmıştır. Bunlar bazen iyi olurken bazen kapanmayan yara haline gelen kötü hadiselerdir. 12 Eylül askeri darbesi de Türk tarihinin kara günü olarak geçen, ülkeyi karanlığa sürükleyen elim bir olaydır.
◾ "Ülkelerin kaderinde dönüm noktaları vardır , bizim ülkemizin kaderinde de dönüm noktaları çoktur. Ne yazık ki onların arasında askeri darbeler vardır. O darbelerden biri, en çok yakıcı olanı 12 Eylül askeri darbesidir. Gencecik çocukları, delikanlıları idam sehpasına yollamış, bir oradan bir buradan asalım ki dengeyi sağlayalım gibi tuhaf zalim ve politikaların üretildiği bir darbeden bahsediyoruz."
"Uçurumun kenarındayım Hızır, Bir dilber kalesinin burcunda, Vazgeçilmez belaya nazır. Topuklarım boşluğun avucunda, Derin yar adımı çağırır, Kaldım parmaklarımın ucunda."
(Ömer Lütfi Mete, Gülce)
VIDEO
Gülce ve 12 Eylül Darbesi
◾ Ömer Lütfi Mete'nin unutulmaz şiiri Gülce, 12 Eylül'de zalimce hayatına son verilmiş gençlere yazıldı.
◾ "Ömer Lütfi Mete, yakından tanıdığım ve çok sevdiğim bir ağabeyimdi. Evine misafir olmuşluğum vardır İyidere'de. Hiç durmak bilmeyen yağmurlu bir gecede. Neredeyse sabaha kadar onun sohbetine de katılmıştım. Müthiş bir adamdı, memleket sevdalısı, entelektüel, Karadenizli göçmen tarafı da vardır. İyi yazan, gazeteci ve çok iyi anlatan, öğretmenliği ve senaristliği olan bir ağabeyimizdi"
"Uçurumun kenarındayım Hızır, Divan hazır, Ferman hazır, Kurban hazır, Güzelliğin zulme çaldığı sınır. Başım döner, beynim bulanır"
(Ömer Lütfi Mete, Gülce)
◾ "12 Eylül askeri darbesinin ardından onun yazdığı Gülce isminde bir şiiri var. Sembollerle, Gülce üstünden gencecik çocuklara gönderme yapan deyim yerindeyse onlara saygı duruşunda bulunan bir şiirdir Gülce. Bizim Türk edebiyatımızın kilometre taşı şiirlerinden de biridir."
"Uçurumun kenarındayım Hızır Ben fakir, En hakir, Bin taksir. Cahil cesaretimi alem tanır. Ateşten Kalleşten Mızrakla gürzden Dabbetül arzdan Deccal'dan, yedi düvelden Korku nedir bilmeyen ben, Tir tir titriyorum Gülce'den. Ödüm patlıyor Gülce'ye bakmaktan, Nutkum tutuluyor, ürperiyorum. Saniyeler gözlerimde birer can, Her saniyede bir can veriyorum"
(Ömer Lütfi Mete, Gülce)
Necip Fazıl Kısakürek-Sakarya Türküsü
◾ Necip Fazıl'ın hafızalarımızda yer etmiş şiirlerinden biri Sakarya Türküsü'dür. Memleketin hikayesini anlatır aslında bu dizelerle bize Üstad. İbrahim Sadri, Sakarya Türküsü şiirinin yazılış öyküsünü şöyle anlattı:
◾ "12 Eylül askeri darbesinden sonra 83-84 yılından itibaren yavaş yavaş yeniden insanlar bir araya gelme cesaretini buldular. O dönemde geceler denilen bir şey icat edildi. Yani şu işte Filistin gecesi, hicret gecesi, hasret gecesi… Bu gecelerde bir araya geliniyor, bir tane hatip çıkıp hararetli biçimde konuşma yapıyor. İşte ardından marş ya da ezgi okunuyor."
"İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak."
(N.Fazıl Kısakürek, Sakarya Türküsü)
Necip Fazıl şiir yazmaya nasıl başladı?
Geceler ve Sakarya Türküsü
◾ "Ama mutlaka gecenin sonunda, bu şiir okunarak gece sonlandırılıyor. Çünkü memleketin, Türkiye'nin hikâyesini anlatıyor. Yazıldığı dönemin hikâyesiymiş gibi görünse de her döneme teşmil edilebilecek bir tarafı var. O yüzden hani unutulursa da hatırlatıyor geceye katılanlar. Sakarya okunmadı, Sakarya'yı okuyalım diye…
"Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat; Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!"
(N.Fazıl Kısakürek, Sakarya Türküsü)