Ahmet Haşim Paris'te neden mahsur kaldı?
Ahmet Haşim, Yahya Kemal'i hicvetmek amacıyla yazdığı yazıyla 1924 yılında Osmanlı Bankası'ndan ikramiye alır. Bu ikramiyeyle Paris'e gider ve Paris'i görenler kervanına katılır. Ancak bir süre sonra parası tükenir. Yabancı bir ülkede parasız yaşamanın ne denli ağır olduğuyla yüzleşecektir. Arkadaşına para istediğine dair mektuplar yazar ama tüm çabaları boşunadır. Peki, Haşim memleketine nasıl döner? Ölüm yıl dönümünde Ahmet Haşim'in Paris'teki anekdotlarını derledik...
Giriş Tarihi: 27.05.2019
16:34
Güncelleme Tarihi: 04.06.2019
10:44
Ahmet Hâşim'in Paris'te hiç kitap satın almaması, belki de parasının az oluşu yüzündendi. Dönüş yolunda parasızlık yüzünden ciddi problemler yaşadığı, daha önce yayımlanmamış üç mektubundan öğrenildi.
Halil adındaki arkadaşına Paris'ten yazdığı 19 Temmuz 1924 tarihli mektupta, 5 Ağustos'ta Marsilya'dan hareket edecek vapurla dönebileceğini bildirerek telgrafla 1000 Frank göndermesini rica eden Hâşim, istediği para gelmeyince Hayri adındaki arkadaşına da tayyare postasıyla mektup üstüne mektup göndermiş.
Panik hâlinde yazıldığı için bazı bölümleri zor okunan bu mektuplarından anlaşıldığına göre, Venedik'te kaldığı Hotel Terminus'un ücretini bile ödeyemeyecek duruma düşen zavallı şair, her gün bankalara uğrayarak paranın gelip gelmediğini sormuş, sürekli olumsuz cevap aldığı için büyük bir korkuya kapılmıştı.
Mektuplardan birindeki şu cümleleri, yaşadığı endişenin büyüklüğünü göstermekteydi: "Paranın havalesini geciktirmekle hayatımın en müthiş günlerini bana yaşattın. Benim için en müthiş felaketleri isteyenlerin arzusunu bilmeyerek yerine getirmiş oldun (...) Ben bu dakikada bir insana mukadder olabilecek ızdırabın azamisini çekmiş bulunuyorum (...) Bunu düşünmek bana ölüm ra'şesi veriyor."
Ahmet Haşim Paris'te nasıl mahsur kaldı?
Halil ve Hayri Beyler'in istenen parayı niçin göndermediklerini, Ahmet Hâşim'in Venedik'te para meselesini nasıl hallettiğini, Türkiye'ye nasıl döndüğü maalesef henüz belirlenemedi. Belki Paris izlenimlerini yazmamasının sebeplerinden biri, "Paris'i Görmüş Zat" yazısındaki eleştirinin kendisine de yöneltilmesinden duyduğu endişeyse, biri de çok tatsız biten bu seyahati hatırlamak istememesiydi.