Arama

Ahmet Rasim'in Şehir Mektupları eserinden alıntılar

Edebiyatımızda yaşadığı çevreyi, şehri, gündelik hayatı yazıya dökme alışkanlığı yaygın olmadığı için Ahmet Rasim'in Şehir Mektupları'ndaki tanıklığı ayrı bir 'değer' mahiyetindedir. Ancak bu mektupların yayımlandığı günlerde ve edebiyat tarihi içinde kazandığı ünde Rasim'in dilinin de büyük payı vardır. Gördüklerini anlatmayı ve en sıradan olayların hikayesini bile dinletmeyi bilen Ahmet Rasim'in Şehir Mektupları eserinden alıntılar derledik.

"Sonbahar... Şairleri ağlatan, verem düşkünlerine serilmiş ince dünyanın peri yüzlü güzellerinin çehrelerine benzeyen, ağaçlıklar arasında gezinirken ayaklar altında çıtırdayan yaprakların manasız ifadesiyle hükümet adamlarını düşündüren bu üzüntülü mevsim yine geldi."

"İnsanlığın tarihi iyiden iyiye araştırılacak olursa görülür ki, insanlar şemsiyeyi çadır devrini geçirdikten sonra kullanmaya başlamışlardır. Bu durumda bu aletin çıkış yerinin, yine sıcak ülkeler olacağından şüphe yoktur."

Ramazan'a dair anılarını kaleme alan 5 yazar

"Boğaziçi yer yer gezinti alanlarını açıyor. Yine eğlence günleri geri geldi. Baharın son günleri yazın son günleri ile birleşerek ne terletici ne de üşütücü rüzgârlarla o güzel girintinin kenar ve tepesini tazelemiş. İnsan derhal bir kayığa veya sandala atlayarak gün batımında, tepeden tepeye akseden renklerin oyununu, sahilden sahile vuran renkli dalgalan seyretmeye hevesleniyor..."

"Misafirlik her vakit iyi değildir. Fakat ne çare? Yaz geldi mi insan, şehrimizi kuşatan ve her biri ayrı ayrı bir benzersiz bahar ülkesini andıran gezinti alanlarına gitmek hevesinden de kendini alamıyor."

Ahmet Rasim'in gözünden İstanbul'da bahar

"Gece yolculuğu gerçekten hoştur. Özellikle kırda pek güzeldir. Şişli'nin Kağıthane üzerine bakan tepelerinin öyle saatlerde aldığı görüntü, korku verici olmakla beraber; hisse, vicdana ayrı bir seyir arzusu getiriyor. Burada karanlık, uzak tepelerin üzerinde otlayan koyunların dikkatli kulaklara kadar gelip sönen melemeleri, kösemenin (koçların) bildik çıngırak sesi, bir garibin kavalı, Kağıthane Köyü'ne inen gecikmiş bir köylünün türküsü gibi sedalar var."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN