Alman edebiyatında yerini alan eserlerimiz ve tarihsel süreci
1960'lı yıllarda ellerde bir bavul, yüreklerde gurbetin bilinmezliğiyle birçok Türk, Almanya'ya doğru yola çıktı. Kimisi yaban ellerde kök saldı, çiçek açtı. Kimisi içinse ağır bedellerin ödendiği kara bir talih yazgısıydı. Almanya ile ilişkilerimiz 60'lı yıllarda daha çok ön planda olsa da aslında Osmanlı dönemine kadar uzanıyor. O zamanlardan şimdiye kadar olan ilişkiler edebiyatta da kendisini gösterdi. Türk edebiyatının birçok seçkin eseri, Alman okuyucularla ve orada eğitim alan öğrencilerle buluştu. İşte, Alman edebiyatında yerini alan eserlerimiz ve tarihsel süreci…
Giriş Tarihi: 09.04.2019
14:20
Güncelleme Tarihi: 09.04.2019
15:41
TOMRİS UYAR VE ORMANLARIN GÜMBÜRTÜSÜ
Tomris Uyar'ın Ormanların Gümbürtüsü adlı hikâye kitabı, Almanya'ya işçi olarak gelenlerin hangi şartlarda yolculuk yaptıklarını, nasıl bir elemeye ve sağlık kontrolüne tâbi tutulduklarını anlatan etkili bir eserdir.
CAHİT ZARİFOĞLU’NUN ASKER MEKTUBU
Almanya'ya göç ve sonuçları Anadolu'nun en ücra köşelerindeki ailelerde önemli değişikliklere yol açtı. Şair Cahit Zarifoğlu, arkadaşlarından birine yazdığı, yıllar sonra yayımlanan bir asker mektubunda, 1974 yılında uçakla Erzurum'a yaptığı yolculuk esnasında yolculardan Almanya'da mukim bir karı kocanın oradaki şartlar uygun olmadığı için iki yaşındaki çocuklarını Kars'taki ebeveynlerine bakım için bırakma mecburiyetinde kaldıklarından söz eder. Göç, aynı zamanda her türlü bireysel ve toplumsal sonuçlarıyla kendini gösterir. Almanya, anne-babalarla çocukları ve eşlerin birbirleri arasındaki "gurbettir", bir "el kapısıdır" artık.
Adalet Ağaoğlu, Fikrimin İnce Gülü adlı romanında Münih'te yaşayan Bayram Ünal adındaki Türk işçisinin Mercedes marka bir otomobile sahip olma tutkusunu, bu uğurda kendi değerlerinden nasıl feragat ettiğini, bu yüzden sosyal çevresini ve akrabalarını nasıl ihmal ettiğini anlatır.
Köln Radyosu, ilk yayınını 2 Kasım 1964 tarihinde, yani resmî işçi göçünün üçüncü yılında yapmıştır. Radyonun kuruluş aşamasında Türkiye'den de çok tanınmış ses ve isimler var: Can Akbel ve Örsan Öymen dönemin Köln Radyosu çalışanlarından. Türkiye'deki pek çok "anchorman" o yıllarda değişik ülkelerde, değişik kentlerde Köln Radyosu muhabirliğini üstlendi.
Mehmet Ali Birand ve Ali Kırca akla ilk gelen isimlerdir. Düzenli olarak her gün belirli saatlerde Almanya çapında Türkçe yayın yapan Köln Radyosu, o dönemde sıradan radyo yayınlarının ötesine geçmiş, dilin ve sözlü edebiyatın Almanya'ya yerleşmesinde önemli bir işlevi görmüştür. Radyonun bu işlevini yerine getirmesinde, yani kültüre ve edebiyata canla başla sahip çıkmasında uzun yıllar bu radyonun yöneticisi olan şair ve yazar Yüksel Pazarkaya'nın rolü büyüktür.
TÜRK EDEBİYATINDAN ALMANCAYA ÇEVİRİLER
1834 J. V. Hammer-Purgstall, Rose und Nachtigal / Kara Fazlı'nın Gül ü Bülbül 'ü (şiir) 1855 W. V. Camerloher, Meisters Nasreddins Schwaenke / N. Hoca (mizah) 1871 H. Ethe, Die Fahrten des Sajjid Batthal / Battal Gazi (uzun hikâye) 1887 Leopold Pekotsch, Heimat oder Silistre / Nâmık Kemal (tiyatro) 1892 J. V. Hammer-Purgstall, Diwan Baki's (şiir) 1902 Paul Horn, Geschichte der türkischen Moderne (inceleme)