Ayşe Şasa’nın Yeşilçam Günlüğü’nden alıntılar
Modern felsefeye dair her metni büyük bir iştah ile okuyan ama içindeki boşluğu dolduramayan Yeşilçam'ın ünlü senaristi Ayşe Şasa, aradığı huzuru İslam'da bulmuştu. Yeşilçam'a dair en yetkin isimlerden olan Şasa'nın "Yeşilçam Günlüğü" bir yakın zaman hatıratı olduğu gibi sinema ile yakından alakadar olan herkese hitap ediyor. Sizin için "Yeşilçam Günlüğü"nden alıntıları bir araya getirdik.
Giriş Tarihi: 26.12.2021
16:55
📌 "Tahayyülatımızdan sinema perdesine yansıyacak görüntüler ise, rüya içinde rüya. Bazı durumlarda şu ya da bu vesile ile sinema perdesinin, kendi içinde, ayrıca bir 'dördüncü' ve sınırsız sayıda ekrana yer verebileceği göz önüne alınırsa, kâinattaki zincirleme rüya çevriminin ne kadar kapsamlı ve zengin olduğunu daha iyi fark etmemiz olasıdır."
İstanbul'da bulunan Yazma Eserler Kütüphaneleri
📌 "Bugün, bulunduğum şuur noktasından geriye baktığım zaman anlıyorum ki, biz sinemacılar, dar, mahalli-ulusal sınırlarımızı kırarak, şuurumuzda ve eserlerimizde, dünya insanını hedef alan evrensel boyuta doğru yürüyoruz."
Türk şiirinde su imgesi
📌 "Uzun, çok uzun yıllar sonra, bulduğum verilerin, tevhid inancının, tevhid kavrayışının ışığında dönüp bir kere daha başa bakıyor, soruyorum. Türk filmi nedir?"
Geçmişten Günümüze Türkçe Sözlükler
📌 "Her şeyi sorguluyorum. Sorgulamaların temeli olan Marksizm'i de... Bu sorgulama beni kendi varlığıma, varlık sebebimin sorgulamasına getirip dayıyor. Sinema, Türk sineması nedir diye sormuyorum artık. Hakikat nedir, nerededir diye soruyorum... Modern felsefe, onun cevapları beni doyurmaz oluyor. Mutlağı ille de Mutlağı arıyorum. Tevhid kavramı, vahiy düzlemi böylece ruhumu içten ve dıştan kuşatmaya başlıyor."
Sezai Karakoç'un hatıraları
📌 "Türk sinemasının yüzeyini, dün olduğu gibi bugün de baştan başa kaplayan o kurşun rengi benliksizlik, kendi varoluş yasalarına bilinçsizce ve ahlaksızca sırt çevirmiş bir toplum yönetiminin, Türk toplumunun yakın tarihine ait kolektif bir aldanışın sefil sonucundan başka bir şey değildir. Hiç kimse kendisine ait olmayan bir sosyal irsiyetle, yalancı bir tarihle var olamaz. Yalancı kimlik her adımda sırıtır; her adımda sahteliğini taşıyıcısının ayaklarına dolaştırır. Asıl kimlik, sahicisinden öç almayı bir an durdurmaz. Yalan her an karşımızdadır. Hiçbir laf hokkabazlığı, hiçbir zorbalık ondan kurtulmayı mümkün kılmaz."
10 Maddede Kemalettin Tuğcu