Bayrak şairinden okumanız gereken 10 kitap
Arif Nihat Asya'nın, Adana'nın kurtuluş günü nedeniyle kaleme aldığı ünlü "Bayrak" şiirinden dolayı "Bayrak Şairi" olarak tanındığını biliyor muydunuz? Bayrak sevgisini doruklarda yaşayan Arif Nihat Asya'dan okumanız gereken 10 kitabı derledik.
Giriş Tarihi: 20.11.2018
13:09
Güncelleme Tarihi: 20.11.2018
15:25
''Biz, kısık sesleriz... minareleri, Sen, ezansız bırakma Allaah'ım! Ya çağır şurda bal yapanlarını:Ya kovansız bırakma, Allaah'ım!'' Yarının yollarında yılları da Ramazansız bırakma, Allaah'ım! Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,Ya çobansız bırakma, Allaah'ım! Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız Ve vatansız bırakma Allaah'ım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allaah'ım!
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor
Şehitler tepesi boş değil, Biri var, bekliyor...Ve bir göğüs nefes almak için rüzgâr bekliyor.Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye,Yattığı toprak belli, tuttuğu bayrak belli. Kim demiş Meçhul Asker diye? Destânını yapmış, kasîdeye kanmış...Bir el ki ahretten uzanmış,edeple gelip birer birer öpsün diye fâniler.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
"Tapduk, eşikte ayağına takılanın kim olduğunu sorunca Ana Bacı'dan "Yunus... cevabını almış; Tapduk Emre "Bizim Yunus mu? dediği zaman sevincinden dünyalar Yunus'un olmuş. Ey büyük Yunus, ey yarınların Yunus'u: Bugün burada çevrendeyiz. Belki günde beş vakit geçtiğin yoldayız. Tapduk'un yerinde sen varsın, senin yerinde biz. Bu toplananların kimler olduğunu merak edip sorarsan elbet biri çıkıp "Ahmet, Mehmet, Ârif... diyecektir. "Bizim Ahmet mi, bizim Mehmet mi? dersen ne mutlu bize! Hele "Bizim Ârif mi? deyiverirsen ne mutlu bana!
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Evet; dilsizler korusu gibi, sağırlar konseri gibi körler poligonu... Dünya için bulunmuş adların en güzeli olabilecek kuvvette bir ad.. ki tekrar edilmeye değer: Körler poligonu. Körler nişan alıyor; körler atıyor, körler vuruyor. Atın körler, atın.. Kafaya mı gelir, göze mi gelir; göbeğe mi, yüreğe mi gelir; imana mı, ahlâka mı; geleneğe mi; nereye gelirse gelsin, atın! Attıklarınız nişanı bulsun bulmasın, hedefsiz kalmayacaktır. Kabza kavrayın, tetik düşürün. Yalandan başlayarak sahiden devam edin... Yere çevirin, atın; göğe döndürün, atın! Atın önüne it, itin önüne ot fırlatır gibi atın, ki geçimsizlik mevzuu daima bulunsun ve sürüler yesin birbirini.. Yepyeni âletler icad edip İbrahim'i ateşe, Nuh'u denize, Mustafa'yı ırmağa atın! Ya yanar, ya pişer, ya yeniden dökülmek için erir: İnsanoğlunu zorla medeniyet fırınına atın! Âdem oğlunu bir kızıl cennete atmayı düşünüyorsanız bundan daha âlâsı vardır: Cehenneme atın! Tuz attınız, olmadı; biber attınız, olmadı. Bu aşın bir eksiği kaldı. Zehir... Hadi, durmayın, onu da atın!
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…