Bir şair sultan: Avni mahlasıyla Fatih Sultan Mehmet
İstanbul'un fethi ile peygamber övgüsüne mazhar olan, çağ açıp çağ kapatan büyük hakan Fatih Sultan Mehmed, hükümdar kimliğinin yanı sıra şairliği ile de tanınıyordu. Osmanlı padişahları içerisinde ilk divan sahibi sultan olan II. Mehmed, "Avni" mahlasıyla şiirler kaleme alarak klasik edebiyatımıza da önemli katkılar verdi. Şairin edebi anlayışı, edebiyata bakışı ve edebi kimliğini araştırdık.
Giriş Tarihi: 05.12.2022
09:50
Güncelleme Tarihi: 01.01.2023
16:52
➡ Öztoprak, diğer dönem şairlerinin Avnî'ye bakışını da şöyle anlatıyor.
"Latifî de tezkiresinde Fatih'in şairleri, şiirleri ile ilgili şunları söylüyor: Nerede olursa olsun, alime ve şaire yardım elini uzatan, maaş veren, alim ve şairleri İstanbul'a davet eden, tabiatı düzgün, avni mahlasıyla müfret ve gazeller yazan eşsiz bir sultan ve şairdir." Dikkatinizi çekerim. Avni mahlasıyla müfret ve gazeller yazan diyor. Oysa ben bir tane müfretten söz ettim, divanında. Divan ve gazeller yazan dediğine göre demek ki daha fazla müfredi var."
📌 Latifî kimdir?
16. yy divan şairi olan Latifî'nin asıl adı Abdüllatif'tir. On adet eser yazmıştır ve eserlerinden en ünlüleri Evsâf-ı İstanbul ve Tezkiretü'ş-Şuara adlı mensur eserlerdir. Tezkiretü'ş-Şuara, Anadolu sahasında Sehi Bey'inkinden sonra yazılan ikinci tezkiredir. Latîfî, eserinde şairler hakkında objektif davranmasıyla dikkat çeker.
💠 "Aslında şairleri divanlarını, eserleri tanıtmanın en güzel tarafı şiirlerinden örnekler vermek suretiyle anlatmaktır. Fatih Divanı'nın elimizde bulunan tek nüshasının ilk şiiri Peygamber'e (SAV) naat mahiyetindedir. Aslında sultan şairler pek fazla kaside yazmazlar. Çünkü kaside methiye şiiridir. Sultanlar metheden ve methedilen kişilerdir . Kendilerine kaside yazılır. O yüzden sultanların kaside yazma gibi bir dertleri yoktur ve onlar daha çok gazel ağırlıklı şiir yazarlar." sözleri ile divan hakkında teknik bilgiler veren Öztoprak, programın devamında Fatih Divanı'nın ilk şiiri olan Peygamberimiz'e (SAV) naattan birkaç beyit paylaşıyor:
Yüzün meh-i îd ser-i zülfün şeb-i İsrâ
Gamzen yed-i Mûsa leb-i lâ'lün dem-i Îsâ
Günümüz Türkçesiyle
"Yüzün bayram ayı gibi, saçların ise Miraç gecesi gibi
Gamzen de Musa'nın eli gibi, dudakların da Hz. İsa'nın nefesi gibi"
📌 Naat nedir?
Bir şeyi överek anlatma, vasıflandırma anlamlarına gelir. Edebiyatta Peygamber Efendimiz'i (SAV) övmek için yazılan şiirlere denir.
Bu hüsn-ü Hudâyî ki Hudâ sana virüpdür
Mânî-i cihân yazmadı tasvîrüne hem-tâ
Günümüz Türkçesiyle
"Bu ilahi güzellik ki Allah (CC) sana bunu vermiştir, nasip etmiştir.
Manî bile senin yüzün gibi güzel bir tasviri bu zamana kadar çizmedi"
Bellini, Fatih Sultan Mehmet portresi nerede?
Avnî seni medh eyledi çün tarz-ı gazelde
Matla dedi yüzüne vü ağzuna mu'ammâ
Günümüz Türkçesiyle
"Gazel nazım şekliyle Avnî, seni övdü, ey sevgili.
Yüzüne matla, ağzına muamma dedi."
➡ Ağzın muamma oluşu, aslında içindeki sözlerden dolayıdır. Ağız kapalı olduğu zaman içinden hangi sözlerin çıkacağını biz bilemeyiz. Onun için muammadır ve Peygamber Efendimiz'in (SAV) ağzından gerçekten insanlığın kaderini çizen sözler çıkmıştır.
💠 Klasik edebiyatımız büyük ölçüde aşk temeline dayanır. Bu sebepten dolayı kuvvetli bir maziye ve literatüre sahiptir. Bu hususları programda dillendiren Öztoprak,
"Aslında tüm bunlara baktığımızda Avnî'nin bir aşk şairi olduğunu görüyoruz. Yani cihan sultanı olan birisi niçin aşk şairi olur? Dememek lazım. Çünkü bizim klasik edebiyatımızın yapısında, temelinde aşk vardır. Çünkü klasik Türk edebiyatı, insanı güzele layık bir varlık olarak görür ve bundan dolayı sevgiyi, aşkı, güzeli, güzelliği daima baş tacı eder. Ondan dolayı güzel sözler söylemeye gayret eder, bütün işi budur. Aslında Avnî'de aynı şeyi yapıyor." sözleri ile divan edebiyatındaki vazgeçilmez unsur olan aşk imgesine vurgu yapar.