Cemal Süreya'nın Papirüs'ten Başyazılar kitabından alıntılar
Edebiyatımızın önde gelen isimlerinden Cemal Süreya, şiirlerinin yanı sıra özgün ve nitelikli düz yazılarıyla da dikkat çekti. Süreya'nın sanat ve edebiyat hakkındaki görüşleri de oldukça önemliydi. Öyle ki yazıları, kıvrak bir zeka ve geniş bir kültürün ürünü olarak, siyasete kadar uzanan geniş bir alanı içerirdi. Türk edebiyatının usta şairlerinden Cemal Süreya'nın 32. vefat yıl dönümünde, 1960 - 1980 yılları arasında elli üç sayı çıkardığı dergisi Papirüs'teki Başyazılar'dan alıntılarla beraber yaşamı ve edebi kişiliğine dair birçok ayrıntıyı derledik...
Giriş Tarihi: 09.01.2020
09:29
Güncelleme Tarihi: 09.01.2022
09:48
CEMAL SÜREYA'NIN EDEBİ SERÜVENİ NE ZAMAN BAŞLADI?
"Her dostun gidişiyle biraz daha yalnızlaşıyoruz."
Cemal Süreya'nın edebi kişiliği
📌Süreya, şiire çocuk yaşlarda ilgi duymaya başladı ve 1953'te Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin okul dergisi "Mülkiye"de çıkan "Şarkısı Beyaz", şairin yayınlanan ilk şiiri oldu.
📌Şiirlerindeki ironiyi ortaya koyan "Gül" şiiri, Yeditepe dergisinde yayınlandığında 23 yaşındaydı.
📌Yıllar sonra, "Bulgucu adam. Belki de ülkemizde tek bulgucu. Çok daha yetenekli bir Mehmet Akif'inkini iç içe geçirin, yaklaşık bir Sezai Karakoç fotoğrafı elde edebilirsiniz" diyeceği Sezai Karakoç'la fakültede yakın arkadaşlık kuran Cemal Süreya, "İkinci Yeni" şiirinin öncülerinden biri kabul edildi.
"Bugün şiirin bir ucu toplumsal planda insan haklarını kolluyor. Bu şiirin çekirdeğinde ahlaki bir kaygı bulunduğundan değil, belki kurulu düzene aykırılık niteliği ağır bastığından oluyor."
📌İlk kitabı "Üvercinka " ile 1958'de Yeditepe Şiir Ödülünü Arif Damar'la paylaşan Süreya, ikinci kitabı "Göçebe"yle Türk Dil Kurumu 1966 Edebiyat Ödülünü, "Sıcak Nal" ve "Güz Bitiği" kitaplarıyla 1988'de Behçet Necatigil Şiir Ödülünü kazandı.
ŞAİRİN HAYATINDA BİR DÖNÜM NOKTASI: PAPİRÜS DERGİSİ
"Yurdumuzun toprağına kadar sinmiş büyük kötümserliği yıkmak sanıldığı kadar kolay olmasa gerek."
📌Okul yıllarını tamamlayan Süreya, Eskişehir Vergi Dairesinde 25 Kasım 1954'te stajyer olarak göreve başladı ve Teftiş Kurulu sınavını kazanmasıyla 11 Ağustos 1955'te maliye müfettiş yardımcısı olarak İstanbul'da gitti. Muzaffer Erdost , Nihat Kemal Eren ve Hasan Basri gibi isimlerle yakın arkadaş olan Süreya, hem şiirleri hem de yazılarının yayımlanmasıyla dergi çıkarma düşüncesi içine girdi.
📌Süreya, 7 Ekim 1958'de girdiği yeterlilik sınavı sonucunda beşinci sınıf maliye müfettişi olmaya hak kazanmasının ardından teftiş için çeşitli şehirleri gezdi. Temmuz 1959'da gittiği askerlik görevini 31 Aralık 1960'ta tamamlayan Süreya, askerliğini yaparken fark derslerini vererek hukuk diploması aldı ve 1 Ağustos 1960'ta "Papirüs" dergisinin ilk sayısını yayımladı.
Papirüs dergisinin çıkış öyküsü
SATILAN ANTİKA HALI SAYESİNDE YAYIMLANAN DERGİ
"Tıpkı altıncı kattan tepetaklak aşağı düşerken, üçüncü kat hizasına geldiği zaman "şu anda o kadar fena değil" diyen adamın ilginç iyimserliği gibi."
📌Atilla Özkırımlı'nın "Ya bir dergi çıkararak ya da çıkaracağı bir dergiyi düşünerek yaşamıştır" dediği Cemal Süreya tarafından çıkarılan Papirüs, dönemin en önemli şair ve yazarlarının yer aldığı mektep rolünü üstlenen bir edebiyat dergisiydi.
📌Tomris Uyar derginin çıkış hikayesini anlatırken şunları nakleder:
➡"İlk bunalımı, Edip Cansever sayesinde atlattık. Cansever, yazıhaneye serdiğimiz küçük halının çok değerli olduğunu belirtine, onu hemen gözden çıkardık. Ve küçük halı sanırım Edip Cansever'in engin antikacılık bilgisi (!) yüzünden, ettiğinden oldukça yüklü bir fiyata alındı ortağı Mösyö Jak tarafından. Halı temizlendi, biz de iki Papirüs'e daha sahip olduk."
PAPİRÜS'Ü KAPATMAK ZORUNDA KALDI
"Evimin önünde sayısız yol vardır. Ama onlardan biri kendini kabul ettirdiği anda öbürleri silinip gider."
📌Süreya, ikinci sayısından sonra kapanan dört sayfalık dergiyi, 8 aylık bir aradan sonra tekrar çıkarsa da bu sefer dergi üç sayı sonra Temmuz 1961'de yeniden kapandı. Papirüs'ü kapatmak zorunda kaldığında şöyle diyecekti: "Bir dergi gibidir benim yaşamım; bu yüzden ölmem, batarım."
📌Aynı yıl Maliye Bakanlığı tarafından bir yıllığına Paris'e gönderilen Süreya, 1964'te İstanbul'a atanmasından sonra edebiyata ağırlık vermek için 31 Temmuz 1965'te Maliye Teftiş Kurulundan arkadaşları Sezai Karakoç ve Doğan Yel ile birlikte istifa etti. "Papirüs"ü 1 Haziran 1966'da üçüncü defa çıkarmaya başlayan Süreya, dergiyi Mayıs 1970'e kadar aylık olarak düzenli bir şekilde okuyucularla buluşturdu.
Cemal Süreya'dan her bir sayfasında duygu saklı 10 kitap