Cemil Meriç ünlü edebiyatçıları nasıl eleştirdi?
Cemil Meriç için kitaplar, uygarlığa yol gösteren ışıklardır. Balzac'ı edebiyatta ilk isim olarak kabul eder. Türk ve dünya edebiyatındaki birçok yazarı takip etmiş, ilgi duydukları hakkında yazılar yazmıştır. O, gerektiğinde ele aldığı edebiyatçıları acımasızca da eleştirmiştir. İşte, Cemil Meriç'in kaleminde yer alan o isimler…
Giriş Tarihi: 29.05.2019
14:49
Güncelleme Tarihi: 13.06.2021
12:41
Cemil Meriç'e göre; bir davanın kanatlarında yükselen Nâzım'ı Avrupa'da meşhur eden şairliği değil, kavgasıdır. Mücadeleci bir yapısı olan Nazım Hikmet'in eski dostu Peyami Safa ile polemiği de vardır. Cemil Meriç bu durumdan hareketle ikisini kıyasla şu cümleleri yazmıştır: "Peyami Safa - Nazım kavgası da bu trajikomedinin son perdelerinden biri. Nazım, Peyami'ye kıyasla mutlu azınlığın temsilcisidir. Az çok ciddi bir tahsil görmüş, kanlı canlı, yakışıklı bir paşazade. Şımarık, küstah ve bahtiyar. Peyami doğuştan hasta doğuştan yoksul. Nazım, parlak bir kaç manzume yazarak, çevresinin büyük ilgisini fethetmiştir."
Victor Hugo (26 Şubat 1802 – 22 Mayıs 1885)
Victor Hugo, döneminin politik ve sosyal sorunlarını romantizme bağlı bir anlayışla eserlerine yansıtan bir edebiyatçıdır ve Cemil Meriç'in sevdiği Batılı yazarlar arasında yerini alır. Meriç, Hugo'nun bazı metinlerini de çevirmiştir.
Meriç, Cromwell önsözü ile romantizmin ilkelerini ortaya koyan Hugo'yu Klasik Fransızca, Amyot, Rebelais, Montaigne ile Cheteaubriand, Victor Hugo, Honore de Balzac arasında başlayıp biten Fransızcanın yazarı olarak değerlendirir.
Bir vaiz edası bulduğu Hugo'nun sanatkârane üslubunu şu cümlelerle övmüştür: "Sanatkâr yaralarını göz önüne sererek merhamet dilenen bir çanak yalayıcı değildir. Hugo'nun büyülü bir mehtap gibi harabeleri saraylaştıran muhayyilesi en büyük felaketi sevimlileştirebiliyor."
Doğu dünyasına ezelden tutkun olan Hugo, Doğu'da "(…) bambaşka bir şiirin pırıldadığını sezer gibi olmuş. Uzun zamandan beri o kaynaktan içmek, susuzluğunu o kaynaktan gidermek arzusundadır. Doğu'da her şey büyük, her şey muhteşem, her şey bereketli, Ortaçağ'da olduğu gibi."
Meriç, Hugo'nun Doğu karşısındaki tutumunu anlatırken onun zihni yapısı hakkında şu bilgiyi vermiştir: "Hugo, bir orkestra şefi; Doğu düşüncesi, bir nota defteri gibi üstadın önünde. Doğu'yu sever, ama çekingen bir sevgidir bu. Önce Latin'dir Hugo. Bazen yüzeyinde kalır Asya'nın; arada, derinliklerine iner. Ve ürperti duyar: Asya bir dehşet bölgesidir şair için."
Cemil Meriç Jurnal'inde Namık Kemal, Hugo karşılaştırmasını şu cümlelerle yapar: "Bir Hugo'yu düşünün, bir Namık Kemal'i. Birincisi bir Amerikan işadamı kadar metodik; altmış katlı bir abide, eseri. Abideyi altmış yılda tamamlıyor. Gözlerini eserinden ayırmayan usta bir mimar. İlhama iltifat ettiği yok. Her gün okuyor, her gün yazıyor. Arkadaşları da öyle. Hepsi ciddî, hepsi yüklendiği sorumluluğun farkında. Namık Kemal bir meteor gibi."
İlk pozitivistimiz Beşir Fuat'ın Victor Hogu'yu Emile Zola sayesinde tanıdığını yazar. Cemil Meriç, bir yazısında da Hugo'yu Zola ile karşılaştırır. Ona göre Beşir Fuat, genç olduğundan Hugo'yu anlayamamıştır.
Franz Kafka (3 Temmuz 1883 – 3 Haziran 1924)
Modern edebiyatın özgün yazarlarından olan Franz Kafka, eserlerini Almanca yazan bir Yahudi'dir. Suç, özgürlük, yabancılaşma ve kişisel beklentileri işlediği eserleri yakın arkadaşı Max Brod tarafından yayınlanır. Kafka'nın en tanınmış eserlerinden olan Şato, 1922 yılında yazılır, 1926'da yayınlanır.