Dini modernleşme ekseninde oluşan dergi: İslam Mecmuası
İktidarda bulunan İttihat ve Terakkî Fırkası'nın ittihâd-ı İslâm siyasetinden vazgeçerek onun yerine resmî politika olarak Türkçülüğü benimsediği devrede çıkmış olan İslâm Mecmuası dergisi, I. Dünya Savaşı'nın ağır şartlarından etkilenmesine rağmen yayımını sürdürdü. İlk sayılarında belirttiği amaçlarından da hiç ayrılmadı. Osmanlı Devleti içinde Türkçülük ve milliyetçilik fikirlerinin ortaya çıkmasında ve belli bir sisteme bağlanmasında rol oynadı. İslam Mecmuası sahasının uzmanı bir ekip tarafından (İlhami Danış-Mustafa Göleç-Ömer Faruk Köse) Latin alfabesine aktarılıp yeniden yayımlandı.
Giriş Tarihi: 04.04.2019
09:32
Güncelleme Tarihi: 04.04.2019
09:45
DERGİYE GÖRE İSLAM NEDEN GERİ KALDI?
İslâm Mecmuası'nda ele alınan önemli konulardan biri de İslâm dünyasının geri kalış sebepleriydi. Daha çok Cemâleddîn-i Efgānî'nin etkisi görülen birçok makalede İslâmiyet'in ilerlemeye engel olmadığı vurgulanmış, İslâmiyet'e uygun olarak yaşanmadığı fikri üzerinde durulmuştu. Ayrıca hurafelerin etkisinde kalındığı, ilerlemek için bu hurafelerin atılarak Asr-ı saâdet'teki sadeliğe dönülmesi gerekliliği belirtilmiş, Müslümanların halen içinde bulunduğu durum sert bir dille eleştirilerek ıslahat hareketlerine önem verilmesi istendi.
KADINLARIN SOSYAL HAYATTAKİ YERİ
Kadınların sosyal hayattaki yeri, meslek sahibi olabilmeleri ve birden fazla kadınla evlilik meseleleri de dergide ele alınan önemli konulardandır. Mansûrîzâde Said'in "Taaddüd-i Zevcât İslâmiyet'te Menolunabilir" başlığıyla kaleme aldığı makale İslâmî yayın organları tarafından tepkiyle karşılanmış, Babanzâde Ahmed Naim'in Sebîlürreşâd'da çıkan yazılarıyla mesele tartışılmıştı.
Mûsâ Kâzım'ın "İslâm ve Terakkî" adlı makalesi de milliyetçilik konusunda İslâmcılarla yeni bir tartışmayı başlattı. Bu yazı üzerine Nüzhet Sabit, Ta'kib ve Tenkid mecmuasında konuyla ilgili olarak İslâm Mecmuası'na bazı sorular yöneltmiş ve bunların açıklanmasını istedi. Nüzhet Sabit'in sorularının cevaplandırılmaması üzerine Ahmed Naim'in Sebîlürreşâd'da "İslâm'da Dâvâ-yı Kavmiyyet" yazısı ile başlayan polemik, Ağaoğlu Ahmed'in buna karşılık olarak Türk Yurdu'nda "İslâm'da Dâvâ-yı Milliyet" adlı yazısı ile karşılık görerek mesele her iki yazarın bu adlar altındaki seri makaleleriyle uzun uzadıya tartışıldı.
SAVAŞIN ŞARTLARI VE SONUÇLARI
Mecmuada ayrıca millî iktisat ve sermaye konusu işlenerek, savaşın şartları ve sonuçları üzerinde durulmuş, bir millî iktisat programı yapılmasının ve eleman yetiştirilmesinin önemi vurgulanarak Kırım ve Kazan'da yaşayan Türkler'in ticaret ve sanayi alanındaki başarıları ve girişimcilikleri örnek gösterildi.
Ahmed Muhiddin'in millî iktisatla ilgili görüşleri doğrultusunda yabancı sermayeye karşı millî sermaye savunulmuş ve yazar kadrosunda Rusya'dan gelen Türklerin de yer almasından sonra Rusya'daki Müslümanların ticaret ve sanattaki başarılarını konu edinen makalelerle Müslüman-Osmanlı girişimciliği özendirilmeye çalışılmıştı. Ziya Gökalp'in "korporatist" (lonca benzeri şirketleşme) görüşleri de yine İslâm Mecmuası'ndaki "İçtimaî Neviler" makalesinde şekillendi.
DERGİDE EDEBİYAT DÜNYASINA DA YER VERİLDİ
Köprülüzâde Mehmed Fuad'ın dinin edebiyata etkisi ve İslâm'dan önceki Türk edebiyatını inceleyen seri makaleleri, Ziya Gökalp ve Aka Gündüz'ün şiirleri, İslâm büyükleri hakkındaki biyografiler, savaş haberleriyle Türklük ve İslâm âlemi havadisleri mecmuada yer alan diğer yazılardı. Eski Osmanlı meşhurlarını konu alan yazıların çoğu Bursalı Mehmed Tâhir'in kaleminden çıkmıştır.
(Derlenmiştir.)