Dostoyevski idamdan nasıl kurtuldu?
Suç ve Ceza, Budala, İnsancıklar, Karamazov Kardeşler gibi dünyaca ünlü eserlerin yazarı olan Dostoyevski'yi okumak bilmediğimiz muazzam bir şehre girmek, bir savaşın gölgesine tanık olmak gibidir. O yaptığı psikolojik analizler ile okurlarını büyüleyen, her bir eserinde farklı karakterleri ile okuyucusunu farklı dünyalara ulaştıran biridir. Her kuşağın yazarı olan Dostoyevski'nin doğum yıl dönümünde okumanız bilmeniz ve duymanız gerekenleri derledik.
Giriş Tarihi: 11.11.2019
09:23
Güncelleme Tarihi: 11.11.2019
09:56
Yoksul ve onurlu Raskolnikov'un tavan arasındaki öğrenci odasında yaşadığı ikilem ve sonrasında tasarladığı cinayet, Rusya'da bir fırtınanın kopmasına neden oldu. Suç ve Ceza farklı dillere çevrildiğinde, yazarı olan Dostoyevski'yi dünya edebiyatının zirvesine taşıdı. Yüz elli yıllık bu başyapıt hâlâ en çok sevilen ve en çok okunan romanlar arasındadır. Çünkü zaman, Suç ve Ceza'nın ele aldığı meseleleri eskitemedi.
İyi ile kötü arasındaki savaş hâlâ sürüyor ve bir zamanlar Raskolnikov'un yaptığı gibi, modern dünyada insan olmanın anlamı ve eylemlerimizin ahlaki sonuçları üzerinde düşünmeyi sürdürüyoruz. Sözüm ona yüce bir amaç uğruna her türlü fenalığı, en ufak bir pişmanlık duymadan yapmaya hazır olanları gördükçe sahici bir yüzleşmenin değerini bir kez daha kavrıyoruz.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
''Her insan herkes karşısında her şeyden sorumludur.''
Dostoyevski'nin sözlerinden biri olan "Hepimiz Gogol'ün Palto'sundan çıktık." özdeyişi, realist roman türünün kökenini Rus toplumsal gerçekçi ve güldürü yazarı Gogol'ün Palto adlı kısa öyküsüne dayandırmaktaydı.
Ölüler Evinden Anılar, Fyodor Dostoyevski'nin 1862 yılında yayımlanan romanıdır. Dostoyevski, bu kitabında mücadelenin ve umudun öyküsünü anlattı. Goryançikov, Akim Akimiç, Petrov, Ali'nin ve tüm mahkûmların insanlığına ışık tuttu ve onları betimledi.
1821 - 1881 yılları arasında yaşayan Büyük Rus Romancısı Dostoyevski'nin yaşamında Sibirya'daki hapislik yıllarının çok önemli bir yeri vardır. 1849 - 1854 yılları arasında Sibirya'nın Omsk bölgesindeki bu hapislik Dostoyevski'ye ve ezilen insanları yakından tanıma, anlama ve inceleme olanağıyla birlikte, zengin bir malzeme kaynağı verdi. Dostoyevski, bu yıllarının anılarını 1861-1862'de Vremya dergisinde ''Ölü Evinden Anılar'' adıyla yayımlayınca ününü yenilemekle kalmadı, Turgenyev ve Tolstoy'un övgülerini de aldı. Bir yazarın hapislik yaşamının canlı bir anlatımı olan Ölü Evinden Anılar, toplum dışına itilmiş insanların acılarını anlatan bir Dostoyevski başyapıtıdır.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
''Yalan öyle nüfuz etmiş ki insanların diline, 'doğruyu söylemek gerekirse...' diye bir kalıp var.''