Edebiyatımızda hikaye türü ve modern hikayeciliğin ilk örneğine dair 10 bilgi
Olağanüstü hadiselerin konu edildiği destan türüyle benzer yönleri bulunması sebebiyle hikaye, en eski edebi türler arasında yer alır. Dünya edebiyatlarının klasik dönemlerinde diğer edebi türlerden gittikçe uzaklaşarak bağımsız bir tür özelliği kazanan hikaye örflerin, duyguların ve karakterlerin çok defa bir macera vak'asıyla anlatılması şeklinde görülür. Edebiyatımızda hikaye türü ve modern hikayeciliğin ilk örneğine dair 10 bilgiyi sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 28.04.2020
13:44
Güncelleme Tarihi: 28.04.2020
15:13
HİÇBİR HİKÂYESİNDE KAHRAMANLARIN DOĞUMUNU VERMEDİ
Kahramanlarını gerçek hayattaki insanlardan farklı kılan diğer bir unsur, kişilerin hayatlarının bazı bölümlerinin anlatının içine yerleştirilmesidir. Hiçbir hikâyesinde kahramanların doğumu verilmez. Doğumla ilgili hiçbir ayrıntının bulunmadığı hikâyelerin bazılarında ölüm, insanların bu dünyadan ayrılıp başka âlemlere ya da yaşamın bilinen gerçeklerinden ölümün bilinmeyen karanlığına göçüşün verildiği bir durum değildir.
İNSANLARA AİT ÖZELLİKLERİ KAHRAMANLARINA YÜKLEDİ
Yazar anlatısının kurmaca gerçekliğinde oluşturduğu kahramanları dış dünyadaki insanlar gibi gerçek kişiler kılmak için insanlara ait özellikleri kahramanlarına yükler. Yazar, kahramanını gerçek bir kişi haline getirmek için öncelikle ona bir ad verir. Ardından da yaşından, fiziksel ve kişilik özelliklerinden, becerilerinden bahsederek onları okuyucuya anlatır. Emin Nihat, Binbaşı Rıfat Bey'in Sergüzeşti hariç diğer hikâyelerindeki kahramanların hemen hepsine bir ad vererek onlara kişilik kazandırmaya çalışmıştır.
Sorularla hikaye türü
MÜSAMERETNAME ANLAMI NEDİR?
Eğlenme anlamına gelen "müsâmeret" kelimesinden türetilerek adını almış eser, 7 hikayenin anlatıldığı kış sohbetlerini konu almaktadır. Ahbapların her akşam bir başka yerde toplanıp gece boyunca okuyup sohbet ettikleri, gerçeklerden ve yaşanılanlardan bahsettikleri bu sohbetlerdeki 7 hikâye, ayrı ayrı kişiler tarafından anlatılmaktadır.
Müsameretname , ilk hikaye ve roman örneklerinden biri olmasının yanında, yapı bakımından iç içe geçmiş olay örgüsüyle yazılması ve Doğu'da ve Batı'da bir geleneğin devamı olması bakımından önemli bir eserdir.
Modern Türk hikayesinin ilk örneklerinden olan bu eser, gerek üslubu ve gerekse anlatı tekniğiyle bizdeki halk hikâyeleri ile Batılı hikayenin özelliklerini bir arada taşımaktadır.
Müsâmeretnâme hakkında ilk değerlendirmeleri Ahmet Hamdi Tanpınar 19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi adlı çalışmasında yapmıştır.
Müsameretname, yedi hikâyeden oluşmaktadır : "Binbaşı Rıfat Bey'in Sergüzeşti", "Bir Osmanlı Kaptanının Bir İngiliz Kızıyla Vukû Bulan Sergüzeşti", "Gerdanlık Hikâyesi", "Kapı Kethüdâsı Behçet Efendi ile Makbule Hanımın Sergüzeşti", "Vasfi Bey ile Mukaddes Hanımın Sergüzeşti", "Faik Bey ile Nûridil Hanımın Sergüzeşti" ve "İhsan Hanım yahut Atiye Hanımla Uşşâkının Sergüzeşti." 1872-1875 yılları arasında her biri ayrı ayrı bir kitap olarak basılmıştır .