Arama

Edebiyatımızda Osmanlı sarayının nezih ve nahif gelenekleri

Divan edebiyatı bir kısmı bugün de yaşayan âdet ve geleneklerin yer aldığı zengin bir kültür birikimidir. Çünkü divan şairi, sanatını icra ederken çevresinde olup bitene seyirci kalmaz; güneşten zerreye kadar gördüğü ya da varlığına inandığı her şeyi şiirine konu eder. Bununla beraber Divan edebiyatı dediğimiz Klasik edebiyat, saray çevresinde geliştiği için saraya dair birçok geleneği yakından tanıma fırsatı verir. Edebiyatımızdaki Osmanlı sarayının nezih ve nahif geleneklerini sizler için derledik.

  • 20
  • 20

Açılmış anlamına gelen menşûr, padişah tarafından vezirlik, beylerbeylik ve bir mansıp ihsanını veya bir serdarlığa tayini düzenleyen fermandı.

Edebiyatımızda, sevgilinin beni, menşûra vurulan damga, kaşları güzellik menşûruna ve şairin can menşûruna çekilen tuğra olarak düşünülür. Kırmızı dudağının etrafındaki tüyler, can menşûru olurken şairin bedenindeki yaralar da bu menşûrdaki kırmızı tuğra olarak tasavvur edilir. Gönül ehlinin gözyaşları yüzünden mutluluk menşûrunun yazısı bozulur. Divanların bazı yerlerinde de sevgilinin yüzündeki ayva tüyleri, menşûr kâtiplerinin kalemlerinin yazıp yazmadığını denemek için yaptıkları karalamalar olarak tasavvur edilir.

(Azmizâde Hâletî Divanı'nda Âdet ve Gelenekler / HASAN KAYA)

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN